İmam Mâturîdî Külliyesi inşası!
- GİRİŞ28.11.2025 10:38
- GÜNCELLEME28.11.2025 10:38
Geçtiğimiz hafta Ankara’da Özbekistan’dan gelen önemli misafirlerimiz vardı.
Özbekistan Uluslararası İmam Mâturîdî Bilimsel Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Komiljon Shermukhamedov ve Özbekistan Türkiye Büyükelçiliği heyetiyle AK Parti Türk Devletleri İlişkiler Başkanlığı’nda bir araya geldik.
İmam Mâturîdî hazretlerinin ortak mirasımız ve itikat imamız olduğunu, rehberlik ettiği görüş ve düşünceleri genç kuşaklara hakkıyla anlatmamız, tanıtmamız gereğini karşılıklı olarak teyit ettiğimiz toplantımızda önce Semerkant’ta ardından Türkiye’de İmam Mâturîdî sempozyumları, belgeseller, sohbet programları ve bir de dizi veya sinema filmleri çekmemiz gereği üzerine mutabık kaldık.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun uzun zamandır İmam Mâturîdî hazretleriyle ilgili proaktif çalışmalar yapılması gerektiği hakkında Türk Devletleriyle diplomasi faaliyetleri yürüttüğünü bizatihi biliyorum.
Merkezin Müdürü Dr. Komiljon Shermukhamedov, İmam Mâturîdî'nin eserlerinin dijital ortama aktarıldığını, uluslararası sempozyumlar düzenlendiğini, Türk dünyası üniversiteleriyle ortak projeler yürütüldüğünü anlattı. Bu merkez bu yıl özel bir kanunla Özbekistan Bakanlar Kurulu’na bağlanmış.
Dr. Komiljon Shermukhamedov, bütün Türk dünyasıyla birlikte İmam Mâturîdî hazretleri hakkında çalışmalar yapmak istediklerini söyledi. Bu istek ve beklenti gerçekten de çok önemli bir aşama. Ticarette, savunmada, ulaştırmada her türlü iş birliğini her ülke ile yaparsınız lakin kültür, medeniyet, tarih ve din bütün Türk milletinin ortak paydasıdır ve bizleri candan kandan kardeş yapan da budur!
Peki İmam Mâturîdî kimdir? Neden önemlidir?
İmam Mâturîdî hazretleri, Semerkant’ın Mâturîd köyünde 853’te dünyaya gelmiş, hayatının tamamını bu şehirde geçirmiş, aklı vahyin hizmetkârı kılan eşsiz bir tefekkür adamıdır. Kitâbü’t-Tevhîd ve Te’vîlâtü’l-Kur’ân gibi eserleriyle, Mutezile’nin aşırı akılcılığı ile Selefiyye’nin katı nakilciliği arasında altın bir denge kurmuştur. Onun kurduğu Mâturîdiyye, bugün Anadolu’dan Orta Asya’ya, Balkanlar’dan Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyada milyonların itikadî pusulası olmuştur.
Semerkant, tarih boyunca sadece ipek ve baharatın değil, aynı zamanda aklın ve imanın kesiştiği kadim bir kavşak şehridir. İşte bu tarihî şehrin Çukardiza semtinde, Ehl-i sünnet itikadının en parlak yıldızlarından olan İmam Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin kabri, yepyeni bir dirilişin eşiğinde.
Bu muhteşem haberi yine Dr. Komiljon Shermukhamedov veriyor bana. Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in himayesinde başlatılan genişletme projesiyle, İmam Mâturîdî Türbesi, çevresindeki 4 hektarlık alan, külliye hüviyetine kavuşmak üzere yeniden şekilleniyor. Mirziyoyev’in vizyonu ve beklentisi, Mâturîdî’yi bir tarihî şahsiyet olmaktan çıkarıp yaşayan bir fikir hâline getirmek.
Mâturîdî’nin kabr-i şerifi, Timur İmparatorluğu devrinden beri mütevazı bir türbeyle anılıyordu. Ne var ki Bolşevik işgali ve Stalin rejimi, 1940’larda bu mukaddes mekânı da vurdu; türbe yıkıldı, çevresi imara açıldı, kabir uzun yıllar unutuldu. Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte Özbekistan, bu yarayı sarmaya koyuldu. 2000 yılında, hayırseverlerin, ilim insanlarının ve özellikle de gazetemizin kurucusu merhum Dr. Enver Ören Ağabeyin öncülüğünde türbe yeniden inşa ve ihya edildi.
Planlanan İmam Mâturîdî Külliyesi, geleneksel Orta Asya mimarisinin en güzel örneklerini modern yorumlarla harmanlıyor: 1000 kişilik mavi kubbeli cami, Mâturîdî’nin eserlerini barındıracak dijital kütüphane ve araştırma merkezi, 300 kişilik çok amaçlı konferans salonu, yeşil avlular, su havuzları ve gül bahçeleriyle çevrili yürüyüş yolları ile Mâturîdî Külliyesi Semerkant’a altın damgasını vuracak. Külliye, muhtemelen bahar aylarında ziyaretçilerine açılacak,
Hasılı bu zarif proje, yalnızca Özbekistan’ın değil, bütün Türk-İslam coğrafyasının ortak mirası olarak, akıl ve vahiy arasındaki o eşsiz dengeyi gelecek nesillere taşımaya devam edecek.
Semerkant’ın mavi çinili kubbeleri altında, bir zamanlar “akıl kalbin rehberidir” diyen ses, bu kez daha gür şekilde bütün Türkistan coğrafyasında yeniden yankılanacak…
Meryem Aybike Sinan / Türkiye Gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol