Kadınlar da öldürür!

  • GİRİŞ11.05.2012 09:17
  • GÜNCELLEME11.05.2012 09:17

Bahar bütün hüzünlerimi silmişken, ruhum duru ve kaygısız iken bir haber ilişiyor gözlerime, omuzlarım düşüyor, aklım duruyor! Derin bir melal sarıyor yüreğimi, ümitlerim sararıyor, yeni baştan kışa dönüyorum ansızın.

17 yaşındaki liseli bir genç kız iki kadını öldürdü! Diyor haber.

Yazıyor, yazıyor diyen günlerden bu yana bu tip haberler ne çok arttı ne çok kanıksadık, ne çok normalleştirdik! Kızımız sanki soğan doğramış, sanki domates dilimlemiş!

Ey ahali bu çocuk yaştaki kızımız iki insanı öldürmüş Huu!!!

Henüz hayatının baharında olan bir genç kızı bu kadar insanlıktan çıkaran, onu canavarlaştıran şey neydi acaba? Bir anne ve kızını öldüren bir genç kızdan söz ediyoruz! Artık kadınlar da öldürmeye başladıysa, kadınlar da erkekleştiyse, gaddarlaştıysa eyvah bizlere, eyvah!

Hani kadın bir güldü, merhametin yeryüzüne değmiş eliydi, şefkatin çeşmesi, sevginin seliydi? Hani kadın duyguluydu, halimdi, selimdi? Ne oldu, nasıl oldu, kim onu bu hale getirdi bilen var mı?

Oysa  zaman gül mevsimine dayanmıştı.

Biz güller arasında bir tatlı huzur devşiriyorduk ki yine gündem gelip ruhumuza ekti zehirli tohumlarını, yine ruhumuz erbabı karalar giyindi ve yine dünyanın çirkin yanları güller arasında gezinmeye başladı!

Keşke bahar insanların da yüreğine gelebilse, bir gül mevsimi de insan ruhu yaşasa, yaşayabilse… Belki bu kızımız şimdi mahpushanede olmazdı, bir gülü sevebilseydi şayet. Güzel şeyler güzelleştirir, çirkin şeyler çirkinleştirir!

Mevsimin gül faslına boyun eğdiği demlerdeyiz…

Ancak kaç kişi bu güzelliğin farkında ve kaç kişi kendini dünyanın o bitip tükenmeyen maddi ihtiyaçlarından, telaşından, uğraşından, karmaşasından, hırs ve tasasından, hiçliğinden, gürültüsünden, dedikodusundan kafasını kaldırıp görüyor ki bu ilahi uyanışı?

Kaç kişi günün onca saatinden birkaç dakikasını ayırıp gözlerini bu uyanışa odaklıyor, kaç kişi bir çiçeğin kokusuna kapılıp şükür ipine sarılıyor?

Elbette bütün mevsimler güzeldir, hepsinin bize anlattığı, bize hissettirdiği çok şey vardır lakin baharın yeni baştan uyanışı, coşkusu, güzelliği, tazeliği bir başkadır.

Aslında yazımızın konusu başkaydı. Bahçede gezinirken gün boyu tasarladığım yazı konusundan beni vazgeçirdi bahar ansızın. Beni yaz dedi! Evin girişine yaslanmış kan kırmızısı katmerli sarmaşık gülün yanı başındaki kanarya sarısı gülle yarışı, lila gülle atışması çeldi aklımı ve gül faslının seyrine daldım bir süre.  Her farklı gülün kendine has rayihası, rengi, şekli beni sürükledi aldı cezbesine.

Eve girmek istemiyorum, saatlerce dolaşıyorum güller arasında. Sümbül, lale, şebboy, leylak, mor salkım ve zambak faslını kapattı bahar. Şimdi gül mevsimi. Bir ashap şenliğini andırıyor gül faslı, bir ince medeniyetin en sadık bekçileri gibi gururla mevsime meydan okuyorlar. Bana çocukluğumun en masum ve en saf yıllarını hatırlatan kırmızı gülün yanıbaşına atıyorum sandalyemi ve kokluyorum kokluyorum!

İçim şükür duygusuyla doluyor bir anda.

Şu güzellik karşısında hislenmemek, en sevgiliyi hatırlamamak, ona şükretmemek mümkün mü? Görmek lazım, bilmek, farkına varmak ve o derin ilintiyi kavramak lazım.  Fani işlerin peşinde koşturan, kendini fazlasıyla dünyaya kaptıran, içinin küçüklüğüne bakmayıp dışının büyüklüğüyle övünen duygusuz insanlar geliyor aklıma! Ne kadar da zavallı ve gülünç duruyorlar ne kadar hırslı, ne kadar tamahkâr, ne kadar katı ve zalim bir yaşantı sürüyorlar.

Bir kır çiçeği bile özetliyorken gerçeği hala öylesine sağır ve körler!

Katil olan kızımız bilseydi şayet…

Bir gül ağacının dizleri dibinde huzur duymanın, yaratana şükür duygusuyla dolmanın, tefekkür etmenin, dünyanın her türlü hır-gürünü bir kenara atıp huzurun ellerinden tutup mana iklimine uzanmanın ne güzel olduğunu bilseydi şayet…  Cümle mevcudat her dem Yüce Allah’ı tespih ederken, her dem onu zikrederken insanın kendini dünyanın boş ve geçici işlerine kaptırıp bunca güzelliği gözden kaçırmasının acı gerçeğini kavrayabilseydi, anlayabilseydi ve birileri kendisine bunları anlatabilseydi işler miydi o cinayeti? Yaratanı hoş gör yaratandan ötürü düsturunu bilebilseydi yine yapar mıydı?

Beton yığınları arasında taşlaşan yüreklerin derin bir uykuya yattığı bu keşmekeşte insana bir şeyler oluyor! İnsan, en şerefli varlık, yeryüzünde Allah’ın halifesi olan, O’ndan bir öz taşıyan insan, kırıyor, vuruyor, öldürüyor, üzüyor, bozuyor, eziyor!

İnsan yapıyor bunca çirkinliği! Evet insan…

Son aylarda bu tür cinayet ve şiddet olaylarına karışan genç kızların azımsanmayacak sayıda olması çok ilginç değil mi? Verdiğimiz yanlış eğitimin acı meyvelerini toplamaya başladık mı dersiniz, ne dersiniz?

Baharda gül koklamak bile kedersiz olmuyor işte!

Gül kokulu zamanlar sizlerin olsun!

Muhabbetle Kalınız.

Not: Yarın başlayacak 3. Kocaeli Kitap Fuarı nedeniyle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ersin YAZICI aynı gün saat 16.30’da Moral Fm’de “Divana Gelenler” programında fuarla ilgili söyleşi için stüdyo konuğumuz olacaktır.

Ayrıca Pazar günü saat 14’te fuar alanı B salonunda “Evliya Çelebi İstihbaratçı mıydı” konulu söyleşide konuşmacı olarak bulunacağım.

Meryem Aybike Sinan/ Haber7

meryemaybike@gmail.com

http://twitter.com/maybikesinan

Yorumlar2

  • nakkaş Hacı 11 yıl önce Şikayet Et
    harika. merhaba, güzel bir yazı, güzel duygular! yine müthişsiniz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • mehmet 11 yıl önce Şikayet Et
    reklam mı yapılıyor acaba!?. ben de hayretle izliyorum , kadına şiddetle ilgiliş, hekime şiddetle ilgili ve diğer şiddetlerle ilgili ne kadar medya v hükümet eleştirip önlem alıyoruz derse o kadar artıyor, ne dersiniz eşeğin aklına karpuz kabuğumu getiriyorlar!!:) bir de unutulmamalıdırki toplumun % 5-10 psikolojik sorunludur. önlemler alınırken bunların da düşünülmesi elzemdir! vesselam!
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat