Koltuk var üzerinde adam yok!

  • GİRİŞ15.06.2012 08:05
  • GÜNCELLEME15.06.2012 08:05

Başarı hakka uygun düşmektir!”

Geçen gün okuldaki karne töreninde bir Hanımefendinin dereceye giren çocuğunun başarısı üzerine attığı çığlık ve aşırı sevinç karşısında ilk şaşkınlığımdan sonra bir süre düşündüm. Kendi çocukluk ve gençlik yıllarımı, o zamanın velilerini ve öğretmenlerini bugünle kıyasladım.

Eğitimden kasıt o zamanlar iyi ve hayırlı evlat, iyi birey yetiştirmek anlaşılıyordu. Eğitim önce davranışlara güzellik katmayı, insan ruhunu hoş ve güzel şeylerle nakışlamayı birincil hedef olarak görüyordu.

Sonra bir şeyler oldu, yok kredili eğitim, yok sekiz yıllık kesintisiz eğitim, yok tekli eğitim, yok çiftli eğitim,yok yok… Ama her ne yapıldıysa daha iyiye ve güzele ulaşılamadı ne yazık ki! Sürekli olarak irtifa kaybetti eğitim. Toptan kalite eğitimi adı altında insanlara yığın yığın bilgiler dayatıldı amma ve lakin sonuçta bırakınız toptan kaliteyi kalitesizlik tavan yaptı.

Ders kitapları değiştirildi, müfredat değiştirildi, yarım gün eğitim yapan okullar trilyonlar harcanarak tam güne çevrildi, öğretmen alımları yapıldı, adım başı okullar açıldı, çocukların psikolojileri bozulmasın kabilinden habire öğretmenlerin yetkileri kırpıldı, çocuklara sonsuz imtiyazlar verildi, öğretmenler suçlandı vs, vs…

Her bakan kendi bakış açısını aşılamak istedi lakin aşı tutmadı!

Sonra gelen bakan bir öncekini eleştirip yeni baştan, sil baştan eğitimin tozunu attı yine değişmedi, umulan olmadı, kimse memnun kalmadı! Dünyada şunlar oluyor, yok dünya eğitimde bunları yapıyor dendi, dünya getirildi sınıflara olmadı, olmadı!

Zira bizim kendi dünyamız yoktu bu eğitimin içinde!

Sonuç değişmedi ne yazık ki!

Bütün bu çalışmalara rağmen sınavlarda her sene sıfır çeken öğrenci sayısı çığ gibi arttı ne hikmetse! İnsan kalitesinde ciddi bozulmalar oldu. Hedonizmi birinci hedef tutan yeni nesil, zevki için, mutluluğu için, kendisi için okuması gereğini keşfetti.  Aileler çocuklarının iyi insan olmak yerine çok para kazanan insan olmasını yeğler oldular.

“İlim ilim bilmektir/ ilim kendini bilmektir”

Sen kendini bilmezsin/ bu nice okumaktır?

Koca Yunus’un bu kadar açık mesajı bile yerine ulaşamadı ne yazık ki!

Bütün gençlik yıllarını önemli bir fakülteye kapak atma olarak algılayan ve gece gündüz bunun için ter döken, bütün moral değerleri teğet geçen, fikri ve zikri sadece iyi bir makam ve mevki kapmak olan ilginç bir nesil oluşturduk hep birlikte. Bu zaaf maalesef bir zamanlar İmam Hatip Liselerini alternatifsiz gören mütedeyyin aileleri de aldı avuçlarına.

Toplumda amaç değişti.

Her iki dünya için değil, şimdilik bu dünya için çalışıyor gençlik!

Kaliteli, iyi dürüst, ahlaklı, sevgi dolu, merhametli, şefkatli, hakkaniyetli, adaletli, ilim ve irfan peşinde, sözünün eri olan, attığı her adımın bilincinde olan, ahreti bir saniye bile aklından çıkarmayan, faziletli ve erdemli insan modeline ihtiyacımız vardı oysa!

Filancanın çocuğunun bilmem ne kolejinde okuyup okumadığı, kaç test sorusu çözüp çözmediği, entel mi dantel mi olduğu, hangi makamı işgal edip etmediğinden çok insan olup olmadığıyla ilgilenilmelidir. Zira bireyin mesleki tercihi ve itibarı sadece yakın çevresi ve kendini ilgilendirir. Ancak ahlakıyla, yaşantısıyla, tutum ve davranışıyla, fazilet ve erdemiyle bütün insanları ilgilendirir/ilgilendirmelidir.

Ne yazık ki toplumumuzdaki algı tersi istikamettedir.

Önemli ve değerli insanları birbirine karıştırıyoruz. Önemli bir koltuğu hasbelkader kaparsınız aniden çok önemli birisi olursunuz lakin kişiliğiniz öylece o koltuğun üzerine oturuverir!

Şahsiyet ve karakter sahibi bir insan dağda çoban olsa da her zaman değerlidir. Çünkü değeri bizzat kendisindedir ama koltukla değerli olan insan öyle midir? Koltuğunu yitirdiği gün koskoca bir hiçtir!

Mezarlıklar vazgeçilmez olduğunu sanan, kaptıkları koltuklarla uzun yıllar müreffeh bir hayat süren, insanların yüreklerini çiğneyen nice kendini bilmez hilkat garibesi insanla doludur! Haddini bilmeyen, egoist ve şımarık insanın sonu her zaman hazindir!

Koltuk vardır üzerinde adam yoktur, adam vardır altında koltuk yoktur!

Öyleyse bizim bütün derdimiz koltuk kapmak mı adam olmak mıdır?

Bunu çocuklarımıza iyi anlatmalıyız. Geleceği sadece para kazanılan, şan şöhret peşinde koşulan, refah içinde yaşanılan pespembe bir hayal için değil, insan olmanın gereklerini, merhameti, nezaketi, şefkati, adaleti, hakkaniyeti, fazileti ve AHRET’ i önceleyerek yaşamak için oluşturmak lazım geldiğini, asıl hedef olarak kendilerine anlatmak ve yaşantımızla da bunu desteklemek zorundayız.

Yoksa ne mi olur?

Kısa bir misalle söyleyeyim!

Dünyaca ünlü bir üniversitede profesör olan çok başarılı bir bilim adamının oldukça yaşlı annesi bizim sitede tek başına yaşamakta olup hasta, bitkin ve yürümekte zorlandığı halde uzun zamandır hiç kimse tarafından aranmamaktadır! Site bekçisi akşam kapısını üzerine kitlemekte, sabah gidip açmakta ve bütün ihtiyaçlarını para karşılığında gidermektedir. Tripleks evinin sadece alt katını kullanabilen ve gece gündüz ışığı yanan, yanındaki Gürcistan uyruklu hizmetçi kadının merhametine terk edilen bu yaşlı teyzemiz gençlik yıllarında çocuğunu yetiştirirken acaba bu durumu aklına getirmiş miydi dersiniz?

Bizim cevabımız;

“Ne ekersek onu biçeriz!”

Dolayısıyla;

       “Başarı Hakk’a uygun düşmektir”

Muhabbetle kalınız.

Meryem Aybike Sinan/ Haber7
meryemaybike@gmail.com
http://twitter.com/maybikesinan

Yorumlar2

  • İbrahim Dursun 11 yıl önce Şikayet Et
    haber 7 okuruna..-koltuk var üzerinde adam yok/kılıklılar var.-yazsına tatlı bir eleştiri... -...yok kredili eğitim, yok sekiz yıllık kesintisiz eğitim, yok tekli eğitim, yok çiftli eğitim,yok yok…-.. türkçe ne güzel bir dil ya hu!..siz tersini söyeleye durun, onların hepside var değil mi?..-yok kredili eğitim..- ..halbuki var..yok sekiz yılık kesintisiz eğitim...halbuki var..sizin yok diye ifade etikleriniz ,var yani..o zaman - yok- kelimesi neyi ifade ediyor?!:):) 1- varı mı ? 2-yoğu mu? 3- yoksa olmaması gerekipte ,olanları mı?!:):) bu nasıl iş böyle:):):) halbuki -yok- denince , türkçe göre olmayan anlaşılmalı değil mi?...fakat halk dilindeki anlatım farklı..nükte!..neyse tatlı bir espiri olsun dedik..cumanız hayırlı ,miraç geceniz mübarek olsun!vesselam
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Ezel 11 yıl önce Şikayet Et
    yine harikasınız!. yapıcı, öğretici ve sıcak yazılarıyla aybike hanımı okumak büyğk bir ayrıcalık. çok doğru ve yerinde tespitler. eğetim bu ülkede artık zor düzelir. sitenin bu zarif kalemine kocaman teşekkürler.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat