İffet-i Meryem!

  • GİRİŞ30.07.2012 09:37
  • GÜNCELLEME30.07.2012 09:37

İslami bilgilerin en makbulü elbette akademik anlamda yazılan eserlerdir. Zira bu eserlerde ihtilaflı konular tedaylandırılır, hakikate giden yollar en sahih biçimde gösterilir.

Ancak günümüz insanı, bu tip eserleri okumakta hem zorlanmakta, hem sıkıcı bulmakta hem de özellikle yeni nesil kestirmeden eğlenceli ve zihinde kalıcı eserlerden hoşlanmaktadır.

İşte “roman” türü sanırım edebi türler içinde en çok rağbet gören ve yayın dünyasını ayakta tutan tür olarak başı çekiyor.

Nesil Yayınlarıİslami Edebiyat” atağında  bu tematik  islami içerikli yayınlarına bir yenisi de geçtiğimiz günlerde kattı.  Buharı üstünde tüten bu kitabı bir günde ve bir solukta okudum.

“İFFET-İ KALP” Hz. Meryem kitabı şiirsel diliyle, üslup ve anlatımıyla muhteşem bir yapıt olarak kitaplığımdaki seçkin yerini aldı bile. Sevgili dostum, arkadaşım ve meslektaşım sevgili Nuriye Çeleğen bu kitapta da kalemini adeta konuşturmuş! Sevgili Nuriye geçtiğimiz yıl “Aşk-ı Sükun” adlı eserinde  de Hz. İbrahim, Hz. Hacer ve Sare Validemiz arasında geçen hikayeyi muhteşem bir lisanla anlatmıştı.

Hz. Meryem bu kitapta kendisi konuşuyor, kendini anlatıyor…

Nuriye’nin Meryem’i gerçekten de bir dönemi her yönüyle sarih bir şekilde anlatmasının yanısıra kullandığı şiirsel diliyle de diğer kitaplardan ayırdediliyor hemen. Nuriye Çeleğen Edebiyatçı… Öyle bir iki roman yazarak adını edebiyatçıya çıkaranlardan değil o! Edebiyatı hem akademik anlamda hem de sanatsal anlamda üst seviyede bilen ve bunu eserlerine yansıtan bir isim.

Nuriye Çeleğen  akademik anlamda edebiyat tahsil etmiş hem de duruşuyla, tavrıyla, kelime hazinesiyle, islam kültür, medeniyet  ve edebiyatına vukufiyetiyle sıradışı bir edebiyatçı, Türkolog. Öyle ki “İslam Edebiyatı” dalında  yüksek lisans yapmış, 13 kitaba imza atmış bir hanımefendi ve halen edebiyat öğretmenliği yapıyor. 

İstanbul’da çok önemli kurumlarda görev yapmış, Başbakanımızın kızının öğretmeni olmasının yanısıra çok önemli öğrenciler yetiştirmiş  başarılı bir isim…

Sevgili Nuriye Hz. Meryem’i anlatırken, Meryem’i konuştururken zamanı unutuyor, kesreti unutuyor, dünyayı unutuyor ve bu yeryüzünün en iffetli meleğinin sözünün peşine düşüyorsunuz.

Mekan Filistin…

Zaman Zekeriya Peygamber zamanı. Yahudilerin bugün yapıp ettikleri geriye sarıyor gibi..Ayıran, bölen, öldüren, vuran, parçalayan Yahudi aynı Yahudi! Filistin aynı Filistin! Kudüs aynı kudüs! Beytü’l Makdis geçmiş ve geleceğin zaptını tutuyor adeta.

Meryem ismi o demlerde erkeklere verilen yani ism-i müzekker olan bir ad. İmran eşi Hanne  ileri yaşta ettiği dualara karşılık kendisine “Meryem” armağan ediliyor Rabbine hizmet etsin diye. Er niyetine “Meryem” çıkıp geliyor…

Hanne Hz.Davut ve Hz. Süleyman torunu. Yüce Allah’ın takdir ettiği bir soydan ve Meryem, Zeytin Dağına  bir ay gibi süzülüyor… Anne ve babasını kaybeden bir öksüz Meryem ve bir de kendini koruyan melekleri... Ve büyüyor iffetin kalbi,  Cebrail Aleyhiselam ilk kez bir kadının yanına inip o mucize müjdeyi veriyor.  Ve diyor ki Meryem;

“ Allah’ım, ben bakireyim. Bunu Sen benden daha iyi biliyorsun. Gözüm, duygularım, hayalim bakire. Kalbim bakire. Oraya Senden gayrısı girmedi. Ya Hafîz! Sen bütün bakire duygularımın bekaretini koru!”

İffetin tanımını da çok ilginç bir şekilde tanımlıyor Sevgili Nuriye. Manevi anlamda bir bekaretin  maddi bekaretten de çok daha  önemli olduğunun altı çiziliyor! Özellikle hayalin, kalbin ve ruhun  bakire olması günümüz insanına çokça anlatılmalı diye düşünüyorum…

Filistin ah Filistin! Tarihin en eski, en kadersizi ve en hüzünlü coğrafyası.. Hz. Davut’un, Süleyman’ın, Meryem’in, İsa’nın ve daha nice peygamberin  yurdu Filistin, onların kaderinin çözüldüğü toprak. İffet-i Meryem’i okudukça Filistin özlenesi, gidilesi ve durulası bir yurt oluyor ansızın, her şeye rağmen.

Nuriye Çeleğen “İffet-i Kalp” romanında   öyle canlı, öyle etkileyici ve öyle kalbi yakıcı şiirsel cümleler kurmuş ki zaman zaman ağlıyorsunuz. Hüznünüz derinleşiyor ve romanın içinde buluyorsunuz kendinizi.  İşte romandan birkaç satır Meryem diliyle:

“ Bebeğime baktım. Ne kadar da bana benziyordu. Başka kime benzeyebilirdi ki Meryem oğlu İsa? Anasının aynısı. Bembeyaz, kırmızıya kayan bir ten. Kara iri gözler. Küçük, benli bir yüz. Saçları uzun ve düz… Bebeğimi kokladım, meleklerin kokusuyla aynı idi. Yavrumu iyice sineme bastırdım. Hatırladım sinemdeki rahmeti. Allah’ım ağlamayan bir bebeğin acıkabileceğini de unutuyorum. Sineme götürdüm. Rahmetin kapısında ikimiz de doyuyorduk. Rabbim beni taze hurmalarla besliyordu.”

“İffet-i Kalp” son yılların en iyi yazarının kaleminde dualar yüklenip tefekkürün ve sabrın ve dahi iffetin kitabı olmuş. Ve İsa’nın göğe çekilişi öylye anlatılmış ki, öyle bir dil kullanılmış ki yarım saat ben okuyucusunu ağlattı ve derin bir hüzne gark oldum.

“”İsa terk yolunun peygamberiydi. Yaratılışıyla baba sebebini terk etmişti.Dünyadan gidişi de ölüm sebebine takılmadan oldu. Doğumu gibi gidişi de acı verdi. Kaderim meğer İsa yazgılıymış, ”

Bu Meryem kitabı;

“ Zikr-i Meryem.

Edeb-i Meryem

İffet-i Meryem

Sabr-ı Meryem

Niyaz-ı Meryem “

Bir zikir gibi başlıyor ve yine bir zikir gibi bitiyor!

Ne diyelim hayırlı uğurlu olsun inşallah.

Sevgili Nuriye Çeleğen’i bu güzel eseri yazdığı için, Moral Medya Genel Müdürü  Haluk İmamoğlu’nu bu esere vesile olduğu için, Nesil Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Ali Erdoğan ve Genel Koordinatör Metin Karabaşoğlu’nu da bu eseri böylesi bir kalite ve güzellikte yayına verdikleri için hususan tebrik ediyorum.

Muhabbetle kalınız!

Meryem Aybike Sinan - Haber7

meryemaybike@gmail.com

Yorumlar2

  • bir kul 11 yıl önce Şikayet Et
    tombala...!. hz isa tombaladan çıkmadı,onu yaratan bir süreç var.. hz meryem de öyle,onun da bir hikayesi var.annesi hanne nin bir duası ve adanmışlığının meyvesidir meryem.hem zaten isa lar da anca öyle süreçlerin meyvesi olurlar! mukabili hz yusuf tur meryemin,onun da serüveni belli ,ahsenul kasas ta...çok ders var çıkarılacak..lakin ilk aklıma gelen ; salih torun isteyen salih evlat yetiştirsin,salih evlat isteyen niyetlerini halis kılsın,amelini niyetine ram eylesin..hem hz zekerriyya gibi bir bahçivan da gerek meryemlere, adam gibi eğitmenlere teslim edin çocuklarınızı! ama hiç bir şeyin garantisi yok;hz hanne ile hz zekeriyya nın duaları aşk makamında idi kabul oldular lakin birinden meryem ve onun üzerinden isa,diğerinden yahya.. isa malum kırkına varmadan emöri hak vaki oldu,yahya ise 30 unda belinden testere ile kesildi....iyi olmak da zor iş arkadaş....
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • demokrat 11 yıl önce Şikayet Et
    bütün kadınlar iffet-i meryem yolundan gitseydiler keşke!. dünyada ne kötülük, ne çirkinlik ne de problem kalırdı. kadın dünyanın mayasıdır. maya temiz ve saf olmalı ki hayat öyle olsun! kitabı çok merak ettim, inşalah okuyacaağım.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat