"CHP – Ordu = İktidar"

  • GİRİŞ12.07.2009 08:53
  • GÜNCELLEME12.07.2009 08:53

Yarın saat 11'de CHP Genel Merkezi'nde önemli bir toplantı var. Konu, Cumhurbaşkanı'nın onayladığı askere adlî yargı yolunu açan yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne dava açılması. Karar zor bir karar. Aşağısı sakal, yukarısı bıyık. CHP için tam olarak bir yol ayrımı.

İster Anayasa Mahkemesi'ne gitmek, isterse iptal davası açmaktan vazgeçmek şeklinde bir karar verilsin, her iki durumda da CHP, artık eski CHP olmayacak. Yarın yapılacak toplantıdan çıkacak karar, CHP'nin kaderini belirleyecek. Neden mi?

Fiilî iktidarlar her zaman koalisyonlara veya ittifaklara dayanır. Türkiye'de her zaman fiilî olarak ikili bir iktidar yapısı oldu. Dokunulmazlığı olan bürokrasinin, özellikle yargı bürokrasisi ile askerî bürokrasinin büyük sermaye gücünü de yanlarına alarak devlet içinde kurdukları iktidar. Bu iktidarın demokratik aktörler arasındaki uzantısı ise CHP oldu. Devlet içindeki iktidarın karşısında ise sandıktan çıkan ve çoğunluğu temsil eden demokratik iktidarlar yer aldı.

Siyasetin gündemi, doğrudan doğruya siyasî rekabet bu iki iktidar arasındaki mücadeleye göre belirlendi. Türkiye'nin yakıcı, sarsıcı gündemlerinin tamamı bu iki iktidar odağının rekabeti ile şekillenmiştir. Normal olmayan, yolunda gitmeyen her şey bu durumun eseridir. Laiklik tartışmalarından Kürt sorununa, demokratikleşmeden eğitim alanına kadar karşımıza çıkan her sorunu içinden çıkılmaz hale getiren temel sebep de budur. Bu ikili iktidar yapısı, devletin tekliği prensibine aykırı olduğu için sorunları çözmek yerine büyüttü. Yanlışlık, bürokrasinin ittifaklar kurarak demokratik iktidarın karşısında yer almasındaydı.

"CHP + Ordu = İktidar" formülü, bu ikili yapı içinde devlet içindeki bürokratik iktidarın sihirli formülünü anlatmaktadır. Ancak bu formülün bileşenlerindeki çok önemli bir özelliği gözden uzak tutmamak lâzım. Devlet içindeki iktidarın asıl sahibi askerî bürokrasidir, CHP değil. Bu formülde CHP, askerî bürokrasinin iktidarına meşruiyet kazandıran, ona sivil destek sağlayan bir payanda olarak rol almaktadır. "Fiilî iktidar gücü kimin eliyle kullanılıyor?" sorusunun peşine düşünce, çoğu alanda hükümetin hâlâ muhalefet, çoğu kritik konuda CHP'nin ise iktidar konumunda görünmesi bu yüzdendir.

Bu iktidar rekabetinde önemli olan prensipler değil, fiilî dengeler. Anayasa'nın 145. maddesinin kaldırılmasını savunan CHP'nin, ordu üzerinde demokratik denetim için çalışmalar yürüten TÜSİAD'ın ve hukuktan yana görünen medyanın askere yargı yolunu açan kanun karşısında paniğe kapılmalarının ve hemen itiraza girişmelerinin "fiilî durum" dışında bir gerekçesi yok.

CHP'nin içinde yer aldığı iktidar formülü, tarihî olarak iki temel iddiaya dayanıyor. Birincisi "devleti kuran parti" olarak CHP'nin, Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren modernleşmenin sürükleyici gücü olan sivil-asker bürokrasinin organik temsilciliğini üstlenmesi, yani devlet partisi olması. İkincisi ise sol ideolojinin 1960'larda keşfettiği Millî Demokratik Devrim teorisinin etkisiyle, bu tarihsel ittifakın sol bir ideolojiye evrilmesi. 27 Mayıs ile başlayan askerî darbelerin kurduğu ve sürdürdüğü düzen de, doğal olarak CHP'yi bu askerî düzenlerin bekçisi haline getirdi. Ama artık iki iddia da çöktü.

Bugün, "CHP + Ordu = İktidar" formülüne itiraz eden CHP'nin 28 Şubat sürecine, 27 Nisan e-muhtırasına ve 82 Anayasası'na verdiği desteği açıklaması lâzım. "Askere yargı yolunu açan kanun" ise artık bardağın taştığı an. CHP'nin asıl zorluğu ise payanda olduğu askerî vesayet düzeninin artık sürdürülemez olması. Artık ne MDD tezleri, ne de eskisi gibi güçlü bir devlet iktidarı var. Dünya değişti. Hayat değişti. Siyaset değişti. Bugün askerî vesayet düzenini savunmak, kaba gücün ve zorbalığın egemenliğini savunmak dışında hiçbir anlam taşımıyor.

CHP için, "CHP + Ordu = İktidar" formülünden vazgeçmek ve bir siyasî partiye yakışır biçimde sadece demokrasiden yani halktan güç almayı denemekten başka çare yok. "Sol bir parti" olmayı bir kenara bırakın CHP'nin "parti" olarak kalması bile buna bağlı. CHP'nin yarın vereceği kararın bir arınma kararı olması ve artık "CHP – Ordu = İktidar" formülünü denemeye başlaması pek şaşırtıcı olmayacak. Bu formül CHP'nin altında ezildiği yüklerden kurtulması anlamına geliyor.


Mümtaz'er TÜRKÖNE / Zaman
m.turkone@zaman.com.tr

 

Yorumlar12

  • Metin Yazar 16 yıl önce Şikayet Et
    Takma bu kadar Ottaman'a.O da bizden:). Osman(lı)'nın ataları o zamanlar Arapça kökenli isimlerden çok Türkçe kökenli isimler kullanırdı. Gündüzalp,onun oğulları olan Sungurtekin,Güntogdı,Tundar(Dundar),Ertugrul; Ertugrul'un oğulları Savcı Bey(Sarıyatı),Gündüz Bey ve Otman(Osman)... Savcı ve Gündüz beylerin çocuklarının isimleri de türkçedir.Daha sonraki zamanlarda da zaman zaman Türkçe isimler verilmiş.Mesela Bayezid'ın oğlu Korkut,Cem Sultan'ın oğlu Oğuz Han...Çok uzattım:) Osman Gazi'nin adı bazı kaynaklarda Otman olarak geçiyor.
    Cevapla
  • darbelere dur de 16 yıl önce Şikayet Et
    mümtaz hocaya kınama !. hoca seni kınıyorum üsdadımı gönüllendirdiğin için demokrat bir görüntü vermek adına aslını unuttuğun için şiddetle ve esefle kınıyorum !üsdat sen dediği için de sen diye hitap ediyorum.hadi sende yeter bu kadar kıyak pas vermiyon ottoman end turkey mi diyek illa :))
    Cevapla
  • serdar taş 16 yıl önce Şikayet Et
    akp+demokrasi=0. şakşakçılık yağdanlıkda son moda.iktidarı övmek varken chpyle uğraşmak akıl karı değil.nede olsa maaşlar bi yerlerden geliyor.askerle uğraşacağınıza memlekette işsizlikten milletin anasının gözünde yaş kalmamış.değerli beyinlerinizi az bu işler için çalıştırsanıza.tabi yerseniz.maaşlar sallantıya gider.akp devri bitmiştir.ekonomi bitmiştir.akpden artık şakşaklamakla gelir elde edilmez.
    Cevapla
  • Sabit Kal 16 yıl önce Şikayet Et
    CHP son kararini alarak sonunu hazirlamak zorunda. cünkü ne zamani ne zaman onu artik tasiyamiyor ve tarihin cöplügüne gömülmek icin idam kararida olsa, kendine yakisani ve su ana kadar kendisine uygun gördügü vazifeden feragat etmeyecek ve milletin saskin bakislari altinda yine Anayasa Mahkemesi'ne gidecek. Tarihte "acaba niye böyle karar aldi, yok olacagini bile bile?" dedigimiz sayisiz vakalar vardir ve CHP istemesede böyle bir karar alacak. Cünkü artik vakti gelmistir ve onu kimse kurtaramaz!
    Cevapla
  • Cafer UÇA 16 yıl önce Şikayet Et
    sn.Mümtaz'er TÜRKÖNE. chp-asker(subaylarımız)ve yüksek bürokrasi denen yargıçlar.Chp nin tek parti iktidarı sırasında sn.İnönü'nün devreye koydugu sistemdir.O zamanlar asker(subaylar)ve bürokrasi,chp yi halka karşı korumumakla görevliydiler,sonraları devran deyişti.İnönü chp si ve akademisyenlerin kışkırtması ile asker(subaylar)960 darbesini yaptılar.Ondan sonra iktidar hırsı subaylarımıza bulaştı.Sonraki aşamada chp askeri(subayları)halktan korumak görevini üstlendi.Şimdi ortaklıga devammı tartışması olacak.İrana kızıyoruz ama.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat