Hakkârili annenin dinlediği Yasin-i Şerif
- GİRİŞ17.05.2011 06:07
- GÜNCELLEME17.05.2011 06:07
'Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun... Yozgat'taki anne ile Hakkâri'deki anne, oğullarının başında aynı duayı ediyorsa, evladı için Yasin ve Fatiha okuyorsa, cemaat aynı kıbleye dönüyorsa, burada çok ciddi bir yanlış olduğu ortadadır.' Bu sözleri Başbakan, 2009 yılında söylemişti.
Bu sözler, çoğumuzun aklında 'anneler ağlamasın' diye kalmıştır. Vahdettin İnce, Star Açık Görüş'te 'Dil yarası nasıl geçsin' başlıklı yazısında, Yasin okuma meselesini, insanın ciğerine işleyen bir anekdotla anlatıyor. Anneannesi her sabah elinden tutar Kürt köyündeki medreseye götürürmüş. Dersini tamamlayıncaya kadar da kapıda beklermiş. '...Anneannemin amacı dinî eğitim alıp bir molla, bir alim olmam değildi. Onun bütün derdi, perşembeyi cumaya bağlayan akşamlarda... Kur'an okuyacak birini yetiştirmekti' diye, ilim öğrenmesinin vesilesini özetliyor. Ve her cuma gecesi anneannesi yanında oturur ve o da ölenlerin ruhu için Yasin okurmuş.
Bugün, öldürülen 12 PKK'lının her birinin evinde ayrı ayrı Yasin okunuyordur. Anneleri, ağlamaktan kurumuş gözpınarlarına rağmen, o Yasin'i dinlerken dökecek gözyaşını mutlaka buluyordur. Tıpkı, Silopi'de şehit edilen polisin Samsun'daki, Edirne'deki baba ocağında olduğu gibi. Grup grup başsağlığına gelenler ayrılmadan önce, o kasvetli havada bir Fatiha ile taziyeyi tamamlıyordur.
Burada büyük bir yanlış olduğu ortada değil mi?
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
(Mümtaz'er Türköne - Zaman)
Yorumlar1