30 günlük orucun mükafatını doyasıya yaşamak için Mevla’nın lütfettiği bir Ramazan Bayramında, bayram yazısı yazmak isterdim ama içimden gelmiyor..

Kardeşlerimiz Filistin’de şehit düşüp, Türk bayrağına sarılarak son yolculuğuna uğurlanırken, mutlu olmak mümkün mü?

Eli kanlı İsrail, ortada hiçbir sebep yokken ilk kıblemizi hedef almasının üzerinden neredeyse 1 hafta geçti.

Ve Siyonist haydut devletin işgalci militanları, acımasızca katliam yapmaya devam ediyor.

Arap Birliği, Katar’ın zorlamasıyla günler sonra toplanabildi ancak.

Zor bela, ittire ittire bir araya geldiler.

Yanlış anlaşılmasın fiziken de değil!..

Çocuklarımızın ders çalışırken kullandığı video uygulamalarının bir benzeriyle, oturdukları saraylarından sanal olarak bir araya geldiler.

Toplantı sonrası alınan kararda adeta bir araya gelişlerindeki sanallıkları gibi..

“İsrail’i, saldırıları durdurmaya davet ediyoruz” dediler. 

Utanmasalar “Lütfen yani, bak olmuyor, azıcık hatırımız varsa durdur bu işi” diyecekler.

Mesela BAE’nin başındaki kukla, eminim perde arkasından çok kızmıştır haydut devlet İsrail’e..

“Yahu geçen konuştuk karara bağladık, yutabilirsiniz Filistin’i tamam dedik ama azıcık sessiz olun, derin uykudaki sürümüzü uyandırmadan yapın bu işi” demiştir.

 Bir avuç Filistinli bütün bu hainlere rağmen, 2 milyarlık İslam âleminin şerefini haysiyetini İsrail’e karşı savunuyor.

Öyle ya..

Mescid-i Aksa sadece Filistin’deki bir avuç mazlumun mabedi değil ya..

Kubbet’üs-Sahra sadece Gazze’de açlıkla imtihan olan kardeşlerimize ait değil ya..

Kudüs, Filistinli Abdullah’ın derdi de bizim değil mi?

Filistin’deki bir Müslüman ilk kıblemizi, Efendimiz’in miraca yükseldiği alanı korumak zorunda da Fas’taki bir Müslüman değil mi?

Hepimizin boynunun borcu ama sadece seyrediyoruz.

Arap Birliği uyuyor, İslam İşbirliği Teşkilatı sağır, Körfez İşbirliği diye bir teşkilat kaldı mı bilmem.

Cumadan bu yana çırpınan tek lider Erdoğan..

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e kadar çalmadık kapı bırakmayan tek devlet başkanı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan..

İşte bu yüzden ki Filistin’de katil İsrail tarafından şehit edilen kardeşlerimizin üzerine Türk bayrağı örtülüyor.

Dün sosyal medyada canlı yayın yapan Filistinli, “Birçok kişi direniş için dışarıya çıkmadan önce vasiyet bırakıyor, ben şehit olursam üzerime muhakkak Türk bayrağı bulup örtün” dediğini aktarıyordu. 

Önceki günkü manşetimiz şahit..

Şeyh Cerrah Mahallesi’nde İsrail’in Filistinlileri evlerinden zorla çıkarma planının protesto edildiği sırada, Filistinli aktivist Fatıma Es-Sus (Umm Eymen) hatırlayın..

“İki gözümün nuru Erdoğan, hadi gel Filistin’i özgürlüğüne kavuştur. Hadi gelin ve yeniden Osmanlı Devleti’ni kurun. Sadece 500 yıl değil, binlerce yıl beraber yaşayalım.” 

Bu sözleri, hayatı boyunca bir defa bile Türkiye’ye gelmemiş Fatıma Es-Sus söylüyor.

Ömrü boyunca bir defa yüzümüzü görmemiş biri, “Beni Türk bayrağına sarın” diyor..

Demek ki Erdoğan sadece Türkiye Cumhuriyeti devlet başkanı değil..

Erdoğan ümmetin umuduna dönüşmüş durumda. 

Türkiye sadece 84 milyonun Türkiye’si değil, 2 milyarlık İslam ümmetinin vatanı durumunda.

Selçuklu ve Osmanlı neyse ümmet için, Türkiye’de o... 

Tabii önder durumunda..

Bu genlerimize kodlanmış bir gerçek.

Erdoğan’ın patates, soğan edebiyatıyla köşeye sıkıştırılmak istenmesinin, dolar operasyonlarıyla sindirilmek istenmesinin, darbelerle katledilmek istenmesinin, ajanlaştırılmış, hainleştirilmiş ikiyüzlüler tarafından hedef alınmasının perde arkasında bu liderlik var.

Bizim göremediğimizi Coni görüyor..

Bizim duyamadığımızı Mişon duyuyor ve Erdoğan’a bu sebeple ölümüne savaş açmış durumdalar.

Biliyorlar ki, rahmetli Erbakan’ın “bir gün insansız savaş uçakları yapacağız” hayalini gerçeğe dönüştüren bir Erdoğan var.

Ve biliyorlar ki, o insansız savaş uçakları Ebabil olup Karabağ’da Ermeni çetelerinin üstüne yağdı.

30 küsur senelik işgali o Ebabiller sonlandırdı.

Ve yine biliyorlar ki bu millet, satılık ruhlar tarafından oluşturulan çalkantılı ortama direnç gösterir ve Erdoğan’a olan desteğini gevşetmezse, bir dönem sonrası o Ebabiller bu defa Kudüs semalarını titretecek. 

Hem Yahudilere, hem Hıristiyanlara hem de mazlum İslam ümmetine adalet ve barış götürecek.

El Bab’a, Afrin’e, Cerablus’a, Tel Abyad’a, Azez’e götürmedik mi?

Hani derler ya, “yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı..”

İşte o misal.

Yeter ki Başkan Erdoğan’a destek olalım..

Ufacık saçma sapan aksaklıklara göğüs gerelim.

Bire bin katarak oluşturdukları yalanları, dokuz sütuna manşet yapan Sözcü ve FETÖ kadar lanetli bir oluşum olan karanlık oda zihniyetine itibar etmeyelim.

Selametle..

YENİAKİT