Mesele bölünmek değil ki...
- GİRİŞ03.08.2011 09:18
- GÜNCELLEME03.08.2011 09:18
Kürt meselesi öncelikle bu ülkede yaşayan Müslümanların meselesidir. Çözümü de ancak Müslümanlar zihinlerini ulus-devletçilikten ve asabiyetten kurtarabildiklerinde mümkün olabilecektir.
En kanlı ama silahların çözemeyeceği kadar hassas, en uzun ama gecikmeye tahammülü olamayacak kadar acil meselemiz bu. Adının ne önemi var? İsimleri değişmekle hakikatler değişiyor mu? Hangi uzvun kanadığının ne önemi var? Kan bu gövdeden akıyor. Bedenimiz kanarken, ruhumuzdaki yaralar bir bir çıkıyor ortaya.
Güveni silahta ve şiddette arayan hastalıklı ruhlar kol geziyor içimizde. Körpe bedenler toprağa düşerken intikam yeminleri edenler, başka genç canları kurban etmeye hazırlanıyor. Toprağa, ulus-devlete, milliyetçiliğe en uzak durması gereken imanlı yürekler vatanseverlik adı altında asabiyete yaslandıkça çözüm uzaklaşıyor.
Akparti, CHP ve BDP milletvekilleri İngiltere ile İrlanda Kurtuluş Ordusu arasındaki kanlı savaşın nasıl sona erdirildiğini yerinde incelemek için Britanya’ya gittiler geçtiğimiz günlerde. Şu sıralar gözlemlerini aktarıyorlar. Bana en çok CHP milletvekili Levent Gök’ün şu sözleri anlamlı geldi:
“Kuzey İrlanda’da barış sağlanmış olmasına karşın bir ayrışma gördük. Yani ciddi bir ayrışmaya rağmen barış sağlanabilmiş durumda. Türkiye’de böyle bir ayrışmanın olmamasını insanların aynı mahalleyi, hatta aynı apartmanı paylaşabilecek kadar güçlü bir ‘bir arada yaşama’ iradesinin var olduğunu dikkate aldığımızda Türkiye’de bu sorunu çözmenin çok daha kolay olacağı açıktır.”
Adını koyalım. Bu “bir arada yaşama iradesi,” on yıllardır tahribine çalışıldığı halde hâla hayatiyetini koruyan iman kardeşliği geleneğinin bereketidir. İslâm’ın yüzyıllardır tesis ettiği bu kardeşliği haylaz mirasyediler gibi harcaya harcaya–Allah’tan—bitiremedik.
Eğer hâlâ sokakta, işyerinde, camide, kahvede, apartmanda birbirimizin yüzüne bakabiliyorsak, çocuklarımızı aynı mahalle mekteplerine gönderebiliyorsak, hâlâ karşılıklı aileler kurabiliyorsak, bilelim ki bu kardeşliğin meyvelerini yiyebildiğimizdendir.
Türklerin çoğu, imanlı ve temiz bir Kürt kardeşini sefih ve serseri bir Türk’e, Kürtlerin çoğunluğu da ehl-i din Türk kardeşini dinden uzak bir Kürt’e tercih edebildiği için hâlâ—nisbeten—dirlik içinde yaşayabiliyoruz.
Hâlâ aynı camide omuz omuza saf tutabildiğimiz ve birlikte “İyyâke na’budu” diyebildiğimiz için ayakta durabiliyoruz. Hâlâ sohbet ve zikir halkalarında Türk, Kürt, Laz diz dize oturabildiğimiz için daha büyük tokatlar yemiyor bu ülke.
İşte o yüzden, Kürt meselesi öncelikle bu ülkede yaşayan Müslümanların meselesidir. Çözümü de ancak Müslümanlar zihinlerini ulus-devletçilikten ve asabiyetten kurtarabildiklerinde mümkün olabilecektir.
Eğer Türkler “dinsiz ve ahlâksız da olsa bir Türk’ü dindar bir Kürt’e tercih ederim” demeye, Kürtler de “Ateist de olsa bir Kürt’ü dindar Türk’e değişmem” demeye başlarsa o zaman başlar büyük bölünme. Fiziksel bölünme ancak gönüllerin bölünmesini izleyebilir. O zaman bir bedenin uzuvları olmaktan çıkarız. Kardeşliğimizi hayalî cemaatlerde aramaya başlarız. Hem dünyamız gider elimizden, hem âhiretimiz.
Âhiretini çoktan unutmuş, dünyayı biricik dünyası bellemiş laikçilerden çözüm beklemeyelim. Onların aklı ve yüreği çoktan bölünmüş ve küçülmüş durumda. “Hepsini gönderelim” çığlıklarını atanlar onlar. Kendilerinden olmayan herkese buz gibi düşman kesilen de, daha fazla kan isteyen de onlar.
PKK’nın ideolojisi ve siyaset etme biçimi olarak fazlasıyla Kemalist olması o yüzden şaşırtmamalı bizi. Farklı kamplarda gibi görünseler de, iki zıt ikiz kardeştir Türkçüler ve Kürtçüler. Onların gönül yuvamızı yıkmasına izin vermemesi gereken de biziz, yani inananların kardeşliğine, üstünlüğün ancak iman ve takva ile mümkün olabileceğine inananlar!
Ya adaletle, hakkaniyetle, birbirimizi küçümsemeden birlikte yaşayacağız. On yılların birikmiş tozlarını ve kirini zihinlerimizden silkeleyerek kardeşlik bilincimizi tazeleyeceğiz, yaralarımızı saracak ve düştüğümüz yerden kalkacağız.
Ya da öyle bir bölünme yaşayacağız ki, siyam ikizlerinin süngü ile ameliyat edilip ayrılması gibi bir hale düçâr olacağız. Başlarını yiyesi topraklar ve iktidarlar kimselere yâr olmayacak. Adaletsiz mülkler insanlara memlûk muamelesi yapacak ve istibdadın en koyusu tekrar kol gezecek bu coğrafyada. Yabancı güçlerin oyuncağı haline gelecek ve ne bu dünyada ne de âhirette hesap verebileceğiz.
O halde, vakit geç olmadan, aklımıza bize çözümü gösteren hikmeti, kalbimize bizi kardeş eyleyen imanı kuşanalım ve “iyyâke na’budu”nun sırrına mazhar olalım!
Murat Çiftkaya - Haber 7
ciftkaya@yahoo.com
Yorumlar7
-
mehmet ay
14 yıl önce
Şikayet Et
faruk furkan. kardeş bir kürt olarak yürekten katılıyorum sana,şuan kendimi türklerin yerine koyuyorum bende olsam 1 m2 alan vermem kürtlere (bu sözde temsilcilerle)ne isteidklerini bilmez insanları ayrıştırma çabasında olan dışardan emir alan taşeron olarak maşa olarak kullanılan bu insanlara hiç birşey vermem.kürtler hakkari şırnak değil türkiyenin her yerindeler ve bunu tanımaksızın kendi başlarına bölgelere ayrıacakalr.diyarbakırda kimin ne hakkı var milletin kepengini kapatıyorlar kapatmayanı taşlıyor yakıyorlar?onların idarelerinde bir memleket düşünemiyorum...
bir tane millet vekili kendi fikrini söyleyemiyor dışardan ne emir alırsa onu yapıyor.bumudur milletin iradesi?yazıklar olsun o milletvekillerine
Beğen
Cevapla
-
MURAT UGUŞ
14 yıl önce
Şikayet Et
ÇÖZÜM ÇOK BASİT !!! 'HAKKANİYET'. Türkler Kendilerini Kürtlerin yerine koysunlar ve Kurdistan diye bir ülkede yaşadıklarını varsaysınlar. "Bu haklarım bana bir Türk olarak Kürdistanda insanca onurluca yaşama imkanı veriyor" diye düşünüyorlarsa sorun biter. varlığınızı Kürt varlığına armağan eder misiniz? okullarda sadece Kürtçe eğitimi kabul edermisiniz? resmi dilin sadece Kürtçe olmasını kabul eder misiniz? sadedce kurslarda Türkçe öğrenmeyi kabul eder misiniz? Türk asıllı Kürt vatandaşı olmayı kabul eder misiniz?
Beğen
Cevapla
Toplam 4 beğeni
-
Ejder Ejderha
14 yıl önce
Şikayet Et
PKK ile kürt kardeşlerimizi ayıramayan zihniyet. PKK nın yerli şer şebekelerinin bile kullandığı bir örgüt olduğunu anlayamayan zihniyet her şehit cenazesinde türk halkını kürt halkına hakaret etmeye sevk ediyor. Her toplumun içinde eli silahlı eşkiya güruhu vardır. O zaman o toplumun tamamını eşkiyadan mı sayacağız. Var mı böyle bir şey. Biraz insaf ve izan.
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
Yusuf Alioğlu
14 yıl önce
Şikayet Et
bölündük. apo ve emir erlerinin maksadı kürtlerle türkleri birbirine düşürerek ayrılığı hızlandırmaktı ve bunu başardılar artık kürtlerden alışveriş yapmıyor kız alıp vermiyor evini kiraya vermiyor vs. aynı şekilde kürtlerde öyle..yani fikirde artık bölündük bundan gayri din kardeşliği(kardeş kanıyla beslenen din kardeşi olmaz zaten) falan bir arada tutamaz kürtlerin federasyon taleplerini destekliyor ve batıdaki kürtlerin köylerine döneceklerini umut ediyorum ve daha güvenli daha refah bir ülkede yaşayacağımzı diliyorum
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
Tuvad Nıdya
14 yıl önce
Şikayet Et
aşağıdaki ethem tekinin acayip yorumu. durumun vehametini göstermeye yeter...evet ayette buyurulduğu gibi MÜMİNLER ANCAK KARDEŞTİR...Ama günümüzde mümin olduğunu iddia edenlerin bir kısmının imanlarında bir sorun var,kokuşma var...Hala olaya senin ırkın şöyle yapmıştı,çok zulmetmişti benim ırkım daha azını yaptı,mazlumdu filan mantığı ile bakılıyor..HOŞGÖRÜ ve AF duyguları iptal olmuş..Hala herkes karşı tarafın bileğini bükmeye çalışıyor..Halbuki ne zulmeden türk veya kürttü nede zulüm gören..Her iki tarafın imanı kıt sağcı ve solcu zalimleri idi zulmedenler..Bu kafa ile devam edersek korkarımki bundan iki tarafta büyük zarar görecek..ama ayrılıkçılık belkide en çok kürtlere zarar verecek,kürt ırkının uzun yıllar hatta yüzyıllar boyunca derin bir istibdat ve zillete düşmesine neden olacaktır..Kürtler zalim,kifayetsiz liderler ve dış güçlerin elinde oyuncak ve maşa olmaktan başka bir kazanç sağlayamayacaklardır..O zaman muhtemelen Türklerde günümüze nispeten daha da zayıflayıp perişan olacaktır.
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle