Bin yıl sürecek demişlerdi, sürmedi. Fakat bin yıla sığacak zulümleri yapmayı başardılar. Bugün Çetin Doğan ve Çevik Bir gibi 28 Şubat’ın kudretli paşaları cezalarını çekmek üzere parmaklıklar ardındalar.

Hayatlarını çaldıkları insanlar ise Türkiye’nin savunmasından, eğitimine; siyasetinden, diplomasisine kadar her alanda bu topraklara hizmet etmek için mücadele ediyorlar.

MİLLET KARŞISINDA MAĞLUP OLDULAR

İrticayla mücadele diyerek millete karşı başlattıkları savaşta mağlup oldular. Çünkü asla bu vatana ait olmadılar. 15 Temmuz’da halka kurşun sıkanların ardında nasıl ülkeyi sömürgeleştirmek isteyen Batılılar vardıysa, 28 Şubat kadrolarının da ardında onlar vardı.

Asırlarca sömürgecilere karşı İslam âleminin hatta tüm ezilenlerin koruyucusu olmuş bir millete namlularını çevirenler, Sakarya Savaşı’nda bu korkunç akını durduran milletin evlatlarının azmi karşısında dağılıp gittiler. Pınarhisar Zindanı’ndan milletine “Ümitvar olun” diyen bir liderin direnci karşısında bozguna uğradılar.

Şimdi imam hatiplisinden, Kur’an talebesine; siyasetçisinden, öğretmenine, askerinden, öğrencisine kadar yüz binlerce insanı mağdur eden bu darbecileri 80’li yaşlarından sonra hapishaneye göndermek, kaybettiklerimizi geriye getirir mi? Elbette hayır. Fakat bundan sonra halkın iradesini hiçe saymaya yeltenecek olanlara iyi bir ders olur. Bundan dolayı mutluyuz.

TEK SUÇLU DARBECİLER DEĞİL

Fakat cezada aslolan, mücrimin suçunu itiraf edip pişmanlık göstermesidir. Bu darbecilerin hiçbirisi mahkemelerde en küçük bir nedamet göstermediler. Elbette bunda mensubu olduğu hükümeti darbeyle yıkmalarına rağmen mahkemede şikâyetçi olmayan Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın ve İçişleri Bakanı olmasına rağmen MGK kararlarını cansiperane savunan Meral Akşener gibi kişilerin büyük payı var.

Destek olmadan yürüyemeyen Çetin Doğan ya da 82’sindeki Çevik Bir artık bu ülke insanı için bir tehdit oluşturmayabilir. Fakat darbecilerin emir erliğine soyunanlar hala siyasette ve yüzleri kızarmadan özgürlük ve adalet nutukları atabiliyorlar.

Yani insanımızın menfaatini değil, Batılı efendilerinin çıkarlarını gözetmek için ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyenlerin oluşturduğu tehlike hala devam ediyor.

Darbecilerin hâlâ kudretli olduğu dönemde “Yargılanacaksınız” demiştik. Yargılandılar. Değil bin yıl, zulmünüz kıyamete kadar sürse de size “Boyun eğmeyeceğiz” demiştik. Boyun eğmedik. Sabırla bekledik. Üzerinden çeyrek asır da geçse, adalet nihayet tecelli etti. Bu toprağın insanını köleleştirmeye çalışanlara ders olsun.

Murat Özer / Diriliş Postası