Dağınık masa
- GİRİŞ12.02.2022 11:07
- GÜNCELLEME12.02.2022 11:13
Aylar süren gizli/açık görüşmeler ve pazarlıklar sonunda 6 muhalefet lideri bir masa etrafında toplanmaya karar verdi. Oturma düzenin ne olacağı büyük bir krize dönüşünce nihayet masanın “yuvarlak” olmasında karar kıldılar. Fakat daha şimdiden uçurumdan aşağı yuvarlanan bir tekerleğe benzeyen bu masa oldukça dağınık.
Örtüsü, yemek artıklarıyla kirli, bulaşıkları ise kimin toplayacağı meçhul. Dağları aşan egosu yüzünden AK Parti’de kendisine kapının gösterildiği Davutoğlu’nun CHP’den istediği 20 milletvekili Kılıçdaroğlu’ndan önce Karamollaoğlu’nu öfkelendirdi. Sonuçta kendisi geçen seçimlerde CHP’ye sadece iki milletvekilliğini kabul ettirebilmişti. Henüz seçimlere girip, endamını sergilememiş Davutoğlu’na ne oluyordu?
Aslında Saadet Partisi haklı. Kendileri 21 yıllık parti olmalarına rağmen son seçimlerde ancak yüzde 1,3 oy alabildiler. Üstelik Saadet seçmeninin yarısı aynı seçimdeki cumhurbaşkanlığı oylamasında kendi liderleri Karamollaoğlu’na oy vermedi. Öyleyse Davutoğlu’ndaki bu anlamsız özgüven de nedir? Sizin anlayacağınız Davutoğlu’ndaki bu tepeden bakma tavrı daha şimdiden diğer 5 liderin ayarlarını bozmuş görünüyor.
Fakat masadaki tek dert bu değil. Kılıçdaroğlu’nun masadaki 4 partiye CHP listesinden sadece 5’er milletvekili vermesi durumunda, en az 20 CHP’li ismin üzerini silmesi gerekiyor. Yani şu anda 135 milletvekili olan CHP’nin böylece 2023’te vekil sayısı 100’ün altında kalabilir.
İşin CHP açısından tek kötü yanı bu da değil. “Erdoğan’dan kurtulmak” üzere bir araya topladığı üç parti kendilerini hala Türkiye’deki “İslamcı siyasetin” bir yerlerinde konumlandırıyorlar. Hatta Saadet ve Gelecek’e göre Ak Parti’ye karşı yaptıkları muhalefetin temelini Erdoğan’ın “İslami kimlikten” uzaklaşıp “Milliyetçi, devletçi ve Atatürk’e saygılı bir çizgiye geldiği” iddiası oluşturuyor. Yani bu masadan “ittifak” yönünde olumlu bir karar çıkarsa, Kılıçdaroğlu kendi partisine hizmet etmiş çok sayıda siyasetçiyi dışarıda bırakıp, yerine Cumhurbaşkanımızdan “daha İslamcı” olduğu iddiasındaki kişileri meclise taşıyacak.
Buna karşılık CHP’de yaşanan iç kavgalar yüzünden partiden ayrılmak zorunda kalan Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül ve Öztürk Yılmaz gibi ne partideki geçmişleri ne de Atatürkçü kimlikleri tartışma konusu yapılamayacak isimler milletvekili dahi olamayacaklar. Çünkü yuvarlanan masa bu kişilere kapalı.
HDP’nin masada olması gerektiğini dillendiren Babacan’ın duruşu ise bir başka temel sorun. Eğer HDP ittifaka dâhil edilemezse seçimlerde hiçbir şanslarının kalmayacağını bilen İP bunu kendi seçmenine nasıl izah edecek?
İster masada, ister kapının yanındaki sandalyede otursun, HDP’nin dâhil olduğu bir ittifakın “PKK destekli” olduğu gerçeği gizlenemeyecek. Bu durumda Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu ve İsmail Koncuk gibi milliyetçi isimleri kapının önüne koyan Akşener sayesinde PKK ilişkisi yüzünden kapatılmak üzere olan HDP’lilere can suyu verilecek.
Kılıçdaroğlu içinden çıkılması zor tüm bu sorunlarla boğuşurken, bir yandan da ajans marifetiyle hazırladığı tüm kampanyalar elinde patlıyor. “Fukara imgeli”, bol açlık edebiyatıyla süslü videolarının, lüks otellerin astronomik ücretli odalarında çekildiğinin CHP İstanbul örgütü tarafından ifşa edilmesi krizi bitmemişken, “faturanızı ödemeyin kampanyası” da, İmamoğlu’nun “aman su faturanızı ödeyin” çıkışıyla berhava oldu.
Millet ittifakının gerilim senaryosuyla başlayan prodüksiyonu giderek komedi filmine dönüşüyor.
Murat Özer / Diriliş Postası
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol