96 saat

  • GİRİŞ01.03.2022 11:21
  • GÜNCELLEME01.03.2022 11:55

Dünyanın en büyük ve en kan dökücü ordularından birisine sahip olmanın verdiği rahatlıkla Putin Ukrayna’yı 48 saat içerisinde teslim alabileceğini öngörmüştü. ABD ise daha temkinli bir saat vermişti Kiev’in diz çökmesi için: 96 saat.

Oysaki tüm dünyayı büyük bir kibirle yönettiğini sanan iki emperyal güç de Ukrayna halkının topraklarına sahip çıkan güçlü iradesi karşısında şaşkın durumdalar. Rusya’nın saatler içerisinde Kiev’e ulaşacağını sanan İngiltere Zelensky’ye acele davranıp sığınma hakkı verdiğini açıkladığında, hiçbir Batılı devletin direnebileceğini düşünmediği Ukrayna lideri çok net bir karşılık verdi: “Ülkemden kaçmak için bir araca değil, müdafaa etmek için cephaneye ihtiyacım var.”

Ukrayna’nın iradesini kısa sürede teslim etmemesinin ciddi sonuçları olacak. Bu saatten sonra artık Rusya tüm dehşetiyle saldırıp, Ukrayna’yı bütünüyle işgal etse bile bu sonuçlar değişmeyecek.

1. Rusya’nın Kırım’dan Suriye’ye, Kafkasya’dan Libya’ya kadar sürdürdüğü “güç kullanarak dengeleri kendi lehine çevirme siyaseti” büyük yara aldı.

2. Ukrayna halkının direnişi, Rusya’nın işgali altında bulunan Kuzey Kafkasya halklarına büyük bir cesaret aşılamış oldu. Bunun etkilerini, Rusya’nın büyük katliamlar gerçekleştirerek bitirmeyi başardığı başta Dağıstan ve Çeçenistan olmak üzere Kafkasya direnişinin yeniden toparlanma dönemine girmesi şeklinde görebiliriz.

3. Çeçenistan’daki Kadirov rejiminin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri, Putin’in büyük bir zafer kazanacağına kesin gözüyle bakarak birkaç binden oluşan milis gücünü tantanalı törenlerle sahaya süren Ramazan Kadirov’un pervasızlığı sayesinde dünyanın yeniden gündemine gelecek.

4. Kadirov rejiminin büyük paralar harcayarak yaptığı “Kafkasya’da Müslüman bir yönetim kurdukları” şeklindeki propaganda çöktü. Kendisinin Tasavvuf yanlısı birisi olarak “Vahhabilere karşı” savaştığı ve Çeçenistan’ın özgür bir ülke olduğu yalanı, tüm dünyanın gözleri önünde Rus üniformasıyla özgür bir halka karşı savaşa katılmasıyla son buldu. Bundan sonra başta Türkiye’de beslediği propagandistleri olmak üzere kimse Kadirov ve rejiminin Putin’in bir kuklası olduğu gerçeğine gözlerini kapayamayacak.

5. Rusya’nın dört gün içerisinde binlerce askerini kaybetmesi, yüzlerce tank ve hatırı sayılır uçağının imha edilmesi yurtdışında sürdürdüğü operasyonlarına sekte vuracak.

6. Avrupa’nın hava sahasını tüm Rus uçaklarına kapatması, ciddi ekonomik yaptırımlarda bulunması kısa vadede olmasa da, Rus ekonomisine büyük zarar verecek.

7. Tüm dünya Putin’in Suriye’de yıllardır gerçekleştirdiği katliamlara gözünü kapatmayı tercih etmişti. BM’de Rusya’nın Ukrayna halkına karşı işlediği cinayetlerin gündeme getirilmesi bir milat olacak. Artık Suriye halkına karşı 217’si kimyasal olmak üzere, on binlerce insanın yaşamına mal olan saldırılar düzenleyen Putin’in günahları daha fazla gündeme gelecek.

8. Ukrayna ile boğuşan Rusya, Suriye’deki varlığını ve Esed rejimine verdiği desteği sorgulamaya başlayacak. Bu durum Suriye muhalefetinin elini güçlendirebilir.

9. Türkiye’nin bir NATO üyesi olmasına rağmen, hem Rusya’ya yönelik yaptırımlara bütünüyle iştirak etmemesi, hem de işgali reddederek her iki tarafı da önemseyen güçlü bir diplomasi ağı kurması, bölgesel ve güçlü bir aktör olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdi. Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu sayesinde Türkiye bu savaşta hem ahlaki üstünlüğünü, hem de etkili bir dış politikaya sahip olduğunu tüm taraflara kanıtladı.

10. Emperyalist işgaller ister Doğu’dan, ister Batı’dan gelsin, halkların iradesini hiçe sayan saldırganlığa “işgalcinin kimliğine ve ideolojisine bakmadan” karşı duran tek ilkeli duruşun Müslüman kimliğiyle politika üretenler olduğu ve bunun önderliğini de Türkiye’nin yaptığı tarihe altın harflerle kazındı.

Murat Özer / Diriliş Postası

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat