Yeni Bir Başlangıç

  • GİRİŞ14.01.2020 09:29
  • GÜNCELLEME16.01.2020 09:14

Her başlangıç yepyeni bir umudun kıvılcımını tutuşturur yüreklerimizde.

 

 

Düne, bugüne ve yarına dair içimizde biriken tefekkür huzmeleri gönlün en müstesna köşelerinde demlenir ve uygun bir ortam bulunca dile gelirler. Şu gelip geçici hayatta kalıcı olan nadir güzelliklerden birisi de hayatın kalbine dokunan sözlerimiz değil midir?

Her yazı onu kaleme alan kişinin yüreğinin rengiyle ortaya çıkar. Bu yüzden kalem erbabı çoğaldıkça hayat biteviye renklenir ve olanca çile ve sıkıntısına rağmen daha da yaşanılır hale gelir. Bu en azından “kaleme ve yazdıklarına yemin eden” ilahi bir medeniyetin mensupları için böyle olmalıdır. Zira bu bilinçle hareket ettiğimiz dönemlerde dünyanın bozkırlarına emsalsiz desenler çizebileceğimizi gösterdiğimiz gibi bu kök bilinçten uzaklaştığımızda da hali hazırda olduğu gibi başımıza nelerin gelebileceğini çok acı tecrübelerle yaşamaktayız.

 

 

Dünyamızın can yakıcı ateş çemberinin içerisinde kavrulduğu, insana ve tabiata dair krizlerin insanlığı ne denli bir çaresizliğin sarmalına hapsettiği hepimizin malumu. Hayat felsefesini fayda, haz ve tüketim köleliği gibi alt değerler üzerine kuran vahşi kapitalizmin, bütün müesseseleriyle mazlum coğrafyaların üzerine çullandığı acıklı bir sürecin içinden geçiyoruz. İnsanı kendinden olan ve olmayan diye ayırıp bölen ve parçalayan bu yaklaşım dün olduğu gibi bugün de sair coğrafyaları kan gölüne çevirmekten geri durmuyor. İşin en vahim tarafı ise onca medeniyet birikimimize ve tarihi tecrübemize rağmen insanı böylesine aşağılayan, hakir gören ve haysiyetsizleştiren yaklaşımın karşısına evrensel ölçekte bir alternatif sunma noktasındaki geç kalmışlığımızdır.

İnsanlığın önünde çözüm bekleyen yüzlerce mesele var. Biz farkına varıncaya kadar kadim İslam medeniyetinin yeşerip serpildiği coğrafyaların tamamına yakınının kültürel kodları yok edildi. Üstelik bu talan hala devam ediyor. Soydaşlarımızın yaşadığı bölgeler ise sanki neden Müslüman oldunuz dercesine asimilasyon, soykırım ve insanlık dışı muamelelerin karargâhı haline geldi. Bu zulümler de her geçen gün artarak sürmektedir.

Bu mecrada yazmaya başlangıç yaparken; imar edelim diye bize emanet edilen dünyamıza ve tanışalım diye farklı özelliklerde yaratılan insana yönelik bu sorunları ve onların çözümüne dair yetersizliğimizi hissetmenin hüznü içinde bulunduğumu ifade etmek isterim. Lakin ümitsiz değilim. Zira şafak, gündüze dair umutların sona ermeye başladığı gecenin nihayetinde ve en karanlık anında olanca ışıltısını kuşanıp boy göstermeye başlar dünyaya.

Eşyanın kalabalığında, hazzın cazibeli yollarında ve gündelik hayatın fırtınalarında bizi biz yapan değerlerimizin pek çoğunu yıprattık. Gönül, vicdan, merhamet, adalet, hikmet, nezaket, letafet, asalet ve haysiyet bunlardan sadece bir kaçıdır. İnanıyorum ki bunları onarmaya giriştiğimiz gün yepyeni bir dünyanın kapıları açılacaktır önümüze. Çünkü biz, kök değerlerin yıpratılıp kaybedildiği çağlarda insanlığın ne tür felaketlere gebe kalacağını ve dünya mazlumlarının ne denli gözyaşı seline duçar olacağını en iyi bilen milletlerin başında gelmekteyiz.

Büyük hamleler büyük düşüncelerin çocuklarıdır. Bu da ancak gönüllerini sırtlayıp yorulmamak üzere çağa yürüyenlerin emekleriyle gerçekleşebilir.

Görünen o ki insanlık, yaralı gönüllere şifa sunacak müşfik bir ele her zamankinden daha muhtaçtır. Bütün dünya yeni bir sese, yeni bir yoruma ve yeni bir insani hamleye her dönemkinden daha açtır. Ümit ediyorum ki uzun olmayan bir gelecekte coğrafyasına, rengine, dinine, diline ve şekline bakmadan bütün halkları “insanlık” kavramı adı altında bir ve aynı görüp üstünlüğü sadece erdem ve takvada arayan medeniyet yaklaşımımız insanlığın yeniden kurtuluş ümidi haline gelecektir.

Bu köşeden imkanlar elverdiği ölçüde kültür ve medeniyetimizin hamiliğini yapan öncü isimlerin gönül sızılarına ortak olmaya, tarihi birikimlerimizden hareketle günümüz dünyasının devasa sorunlarına çözüm aramaya çalışacağız. Bu konudaki en büyük avantajımız bütün insanlığın kurtuluşu için gönderilmiş evrensel bir dine sahip olmanın yanında onu layıkıyla tebliğ ederek hayata geçirmiş bir peygamberin örnekliğidir.

Bize bu imkânı sunan Haber7 ailesine teşekkürlerimi sunuyorum. Haber7 camiası, kurulduğu günden bu yana en zor zamanlarda daima mazlumun yanında yer almış iyi günlerde ise vefalı duruşuyla milletimizin takdirini kazanmış ilkeli ve nitelikli haberciliğin en güçlü kalelerinden birisidir.  Rabbim hepimize hayırlı ve faydalı işler yapabilmeyi nasip eylesin.

Şüphesiz çaba bizden başarı Allah’tandır.

Mürsel Gündoğdu

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar25

  • Cumurumur 4 yıl önce Şikayet Et
    Diliniz de sizin gibi çok naif ve zarif. Allah utandırmasın. Başarılarınız daim olsun hocam.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Yetkin Çelik 4 yıl önce Şikayet Et
    Hayırlı olsun. Kaleminize, yüreğinize sağlık...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Seyit Gündoğdu 4 yıl önce Şikayet Et
    Kalemine sağlık GÜNDOĞDU
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Hasan Keskin 4 yıl önce Şikayet Et
    Elinize yüreğinize sağlık hocam çıktığınız yolda Yüce Mevladan muvafakkiyetler temenni ederim.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • MEHMET EMİN BATMAZ 4 yıl önce Şikayet Et
    Hayırlı olsun üstadım. Kalemine sağlık....
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat