Malum salgından dolayı karantina günlerindeyiz. Dünya gündemini evimizden takip ediyor, yetkililerin “hayat eve sığar” çağrıları yapmaya başlandığı andan itibaren de çok acil ihtiyacımız olmadığı sürece evden dışarı çıkmamaya aile fertlerimizle beraber azami derecede özen göstermeye gayret ediyoruz.

 

Bu kurala, başta devlet yetkililerimiz olmak üzere çoluk çocuğunu terk ederek haftalardır hizmet vermeye devam eden sağlık çalışanlarımız, emniyet görevlilerimiz, hayatını kaybeden canlarımız, halen yoğun bakımda olup tedavi gören ve bu işi ülkemizden savuşturmak için emek harcayan bütün yüce gönüllü insanımızın olağanüstü çabasına saygı duymak adına uyuyoruz ve uymaya da devam edeceğiz. Ülkemizin bir an önce bu kabustan uyanması için böylesine hayati öneme sahip bir konuda herkesin duyarlı olması ve birlik-beraberlik içinde hareket etmesi bu süreçte insanlık adına en doğru yoldur, diye düşünüyorum.

Geçtiğimiz cuma akşamı geç vakitte ilan edilen hafta sonu sokağa çıkma yasağından hemen sonra bazıları salgını unutup sanki iki yıllık kıtlık dönemine giriliyormuş gibi sokaklara dökülüp marketlere ve fırınlara hücum ettiler. Bunun ardından gelişen süreçte İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu, bir özeleştiri yaparak sokağa çıkma ilanının neticesinde gerçekleşen sokağa dökülme olayının bütün sorumluluğunu üstüne aldı. Yapılan eleştirilerin dozu artmaya devam edince de böyle bir olaya sebebiyet vermekten dolayı üzüntüsünü dile getirerek görevinden istifa ettiğini kamuoyuna açıkladı.

 

Ne olduysa bu andan sonra oldu. Anadolu vicdanı ayaklandı ve Sn. Soylu’nun bu soylu davranışına soylu bir direnişle karşılık verdi.

İstifa mektubunu medyadan öğrendiğimde boğazım düğümlendi, gözlerim doldu. Hayatımda hiç karşılaşmadığım, yolumun kesişmediği bu adamı her gördüğümde ya sınır karakollarında ya da vatandaşımızın sıkıntı çektiği bir yerdeydi. Bazen haftalarca nöbet tutup vatandaşın yarasını sarıyor, aşkla şevkle çalışıyordu. 15 Temmuz hain darbe girişindeki onurlu duruşu, terörle mücadeledeki başarısı, sokakların ve okul önlerinin güvenliğiyle ilgili attığı sıra dışı adımlar yüreğimde bana göre cumhuriyet dönemimizin en başarılı içişleri bakanı olan Sn. Süleyman Soylu’ya karşı bir sempati oluşturmuştu.Üzüntümü biraz yudumladıktan sonra telefonuma sarıldım. Sosyal medya adeta yıkılıyordu.

Aşağıdaki tweet’i atarak ben de bu koroya gönüllü katıldım.

“Bakanlığı süresince zalime korku mazluma umut oldu. Sınır boylarında soylu bir duruşun timsali, güzel ülkemin vatanperver evladı olarak aşkla şevkle çalıştı. Onun bakanlığı döneminde kendimizi daha güvenli hissettik. Sn. Soylu'nun istifası onurundandır. İstifası kabul edilmemeli.”

Cumhurbaşkanlığımızdan, istifanın kabul edilmediğine dair yapılan açıklamaya kadar geçen iki saatlik zamanda milyonlarca insan sosyal medya aracılığıyla Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek Sn. Soylu’ya desteklerini bildirdi. Sonunda milletin adamı milletin yüreğine su serpti. O andan itibaren istifanın kabul edilmemesini arzulayanlar olarak derin bir nefes alıp mutlu olduk. Sevincimize sarılarak unuttuğumuz karantina sürecine geri döndük.

Bu iradesiyle Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, milletimizin gönlünde değerli olanı, ait olduğu yere iade ederek büyük bir lider olduğunu ve milletin adamı olduğunu dosta düşmana bir kez daha göstermiş oldu. Anadolu’nun pek çok yerinde bu tavır alkışlarla, korna sesleriyle ve büyük sevinçlerle karşılanırken milletimizin birlik ve beraberlik duygularını da pekiştirmiş oldu. Bu olay karantina günlerimizin güzel bir anısı olarak şimdiden kalbimizdeki yerini aldı bile.

Bütün Anadolu’da, bu güzel gelişme neticesinde daha huzurlu yarınlara dair umut ışıkları yeniden yanmış oldu.

Bu heyecan yüklü sürecin sonunda beni en derinden etkileyen paylaşım ise halen Kırıkkale Karantina Merkezi Başhekimliği görevini yürüten aynı zamanda Ahmet Yesevi Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olan Dr. Fatma Sönmez Hanımefendinin paylaştığı bir tweet oldu.

Cumhurbaşkanlığımızdan yapılan istifanın kabul edilmediğine dair açıklamanın hemen ardından üzerinde koruyucu elbisesi, maskesi ve siperliği ile elinde ay yıldızlı Türk Bayrağımızla kendisini görev yaptığı hastanenin önüne atmış ve sevincini şöyle paylaşmıştı Dr. Fatma Sönmez;

DR.Fatma Sönmez@TURKSTAN12 Nis

“Bir Doktor ve sağlık idarecisi olarak haftalardır bu kadar yorulmadım!Son İKİ saattir yorulduğum kadar.

Vatansevermilletimize,bizlere sözünüz var!Hainlerin hiçbirini sevindirmeyeceğiz!”

#beraberbaşaracağız

@suleymansoylu

#istifanikabuletmiyoruzSOYLU

#Teşekkürler@tcbestepe

Bir karantina Merkezinin Başhekimliği gibi oldukça zorlu, tehlikeli, stresli ve hayati risk taşıyan bir görevi “devletimin şefkat eli olmak büyük onur” diyerek ibadet aşkıyla ve Yesevi ruhuyla yürüten DR.Fatma SönmezcHanımefendinin vatan sevgisi, bizim ne kadar vefalı ve asil bir millet olduğumuzu göstermenin yanında bir ve beraber olunca bizi hiçbir gücün yıkamayacağının da açık bir kanıtıdır.

Bu süreçte devletimizin ve milletimizin selameti için gecesini gündüzüne katıp görev yapan bütün sağlık çalışanlarımız, emniyet görevlilerimiz, mahallelerinin ihtiyaçlarına gönüllü koşan din görevlilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızla bir an önce bu sıkıntılı günlerin sona ermesi adına gayret gösteren herkese teşekkürlerimizi sunarız.

Daha aydınlık ve güzel günlerde görüşmek temennisiyle Allah birliğimizi ve beraberliğimizi daim kılsın efendim.

Mürsel Gündoğdu

murselgundogdu@gmail.com