Ramazan, Kadir Gecesi’ne Annelik Yapan Aydır

  • GİRİŞ19.05.2020 08:59
  • GÜNCELLEME20.05.2020 09:01

Ramazan ayı kâinatın yaratıcısı olan Yüce Allah’a hakkıyla inananlar için üç manevi durakla göklere çıkılan nurdan bir merdiven gibidir.

 

 

Bu mübarek ayın ilk durağı rahmettir. Bu durakta insan, gökten süzülen ilahi merhamet yağmurlarında yıkanır, aklanır paklanır. Hatalarından pişmanlık duyar, tevbe eder ve cümle günahlarından arınır. Sonrası mağfiret durağıdır. Bu makam Yüce Allah’ın insanı rahmetiyle kuşatmasına ve bağışlamasına vesile olur. Burada olanca kirlerinden ve yüklerinden kurtulur insan. Heva ve hevesin ruha yaptığı cümle baskılardan azad olur. Ve nihayet insan, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin olduğu son durağa ulaşır. İşte burada, cennetin sonsuz ve sınırsız iklimine kanatlanarak cehennem azabından sonsuza kadar kurtuluş vardır.

Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur: “İnanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesi’ni ihya edenlerin geçmiş günahları affedilir.”

 

 

Mübarek Ramazan-ı Şerif günleri, beden kapılarımızı sıkıca kapatıp gönül kapılarımızı ardına kadar açmak için gelir hanelerimize. Gönül kapıları açılmaya başlayınca yıl boyunca ihmal ettiğimiz ve unutmaya yüz tuttuğumuz en güzel hasletler, katmerli gül yapraklarının birbirine dolanışı gibi toplumumuzu iyilikle, güzellikle ve huzurla sarıp sarmalamaya başlar.

Ramazan manevi bir devrimdir. O, bir kurtarıcıdır kıymetini bilen için.

Ramazan, on bir aylık yerleşik planlarımızı yerle yeksan ederek girer hayatımıza. Dünyaya meyletmiş bütün alışkanlıklarımızı söküp atar. Ardından da bize yepyeni bir düzen verir. Zevkin, hazzın, menfaatin ve arzuların esaretine yuvarlanmış hayatımızı bu uçurumdan çekip çıkarır. Sonra muazzam bir dengeye sokar. İşte bu sayede bizler, gönüllerimizi göklerden koparan alışkanlık ve bağımlılıkların kölesi olmaktan kurtuluruz.

Ramazan kutlu bir uyarıcıdır. O, bir yol göstericidir kıymetini bilen için.

Önünde en sevdiğin yemekler gelir ama yiyemezsin. Canın su çeker lakin içemezsin. Nimetler sıra sıra dizilir ama vakti gelmeden hiçbirine dokunamazsın. Bizler çoğu zaman aldığımız nefesin, içtiğimiz suyun ve elimizdeki nimetlerin sahibi olarak kendimizi görme yanılgısına düşeriz. Oysa Ramazan, bütün bu nimetlerin bize Yüce Allah’ın bir emaneti olduğunu, her şeyin sahibinin O olduğunu haykırır. İşte o zaman bizler, Yüce Allah’ın izni olmadan tek bir nefes alamayacağımızın ve bir damla su dahi içemeyeceğimizin bilincine varırız.

Ramazan bir sorumluluktur. O, özge bir duyarlılıktır kıymetini bilen için.

Ramazan, yanılgılarımızı düzeltir. Savrulmalarımızı derleyip toparlar. Unuttuklarımızı hatırlatır. Vurdumduymazlığımızı duyarlılığa dönüştürür ve o, karanlıklarımızı boydan boya yırtan bir şafak gibi çıkıp gelir on bir ayın ardından. Onun gelişiyle insana, topluma ve çevreye karşı duyarlılığımız artar, etrafımıza daha dikkatli gözlerle bakmaya başlarız. İşte o zaman yüreklerimiz hassaslaşır, sorumluluk giyinir ve merhamet kuşanırız.

Ramazan bir merdivendir, gök kapılarının anahtarıdır kıymetini bilen için.

Ramazan, Yüce Kitabımız Kur’an’ın indirilmeye başladığı Kadir Gecesi’ne annelik yapan aydır. O kitap ki köklerimizi göklere sımsıkı bağlayandır. Rabbimiz Kadir Suresi 1-5. Ayetlerde şöyle buyurur: Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.

Yüce Allah’ın Sevgili Peygamberimiz aracılığıyla nihaî mesajı olan Kur’an’ı Kerim’i indirmesi insanlığın hidayeti açısından bir dönüm noktası olmuştur. Kadir gecesini iyi anlamak, Kur’an’ı dosdoğru anlayıp hayatımız boyunca doğruluğu sırtlayarak yüksek bir bilinçle hareket etmek anlamına gelir. O yüzden bu kutlu gece hepimiz için özel bir anlam taşır. İnsanlık tarihi açısından dönüm noktası olan böyle kutlu bir geceyi, kendi hayatımız için de yepyeni bir başlangıç noktası haline getirebiliriz. Bu doğrultuda atılacak hiçbir adım boşa gitmez. Zira Kadir gecesi, insanlar için hayır ve bereketin göklerden taştığı, hüküm ve hikmet içeren bütün işlerin planlandığı, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. Bu gece Allah’ın vereceği görevleri üstlenmek üzere melekler ve ruh yeryüzüne iner, Allah’ın görünmez orduları esenlik ve mutluluğumuza şahitlik etmek için tan yeri ağarıncaya kadar gruplar halinde aramızda dolanırlar. Ve Rabbimiz “Rahman” ismiyle bütün kâinata tecelli eder.

Bu yüzden Efendimiz, Ramazan’ın son on gününe girildiğinde dünyevî işlerden uzaklaşıp itikâfa çekilir, vaktini ibadet ve tefekkürle geçirirdi.   Nitekim o bizlere, inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelemiştir. O, bu kutlu gecede şöyle dua edilmesini bizlere tavsiye etmiştir;

“Allah’ım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet!”

Kur’an’ın kâinatı aydınlatmaya başladığı, meleklerin mü’minleri müjdelerle kuşattığı, mağfiret kapılarının açıldığı ve bin aydan daha hayırlı selam ve kurtuluş gecesi olan Kadir Gecesi’ni gaflet ve dalgınlık içinde ibadetten uzak geçirmemek gerekir. Nitekim bu ay geldiğinde Efendimiz şöyle buyururdu: “Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır. Orucu Allah size farz kılmıştır. O ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur. Onda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan, gerçekten mahrum kalmıştır.” 

Bu kutlu geceyi bir fırsat bilmeli, manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenerek yaklaşık seksen küsur yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceyi azami surette ihya etmeliyiz. Sayısız manevi bereketin ve mükâfatın sınırsız olarak verildiği bu gecede fıtratımıza dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi gözden geçirmeli, nefis muhasebesi yapmalı, iyiliklerimizi artırmaya, kötülüklerden uzaklaşarak manevi kirlerden arınmaya çalışmalıyız.

Kadir Gecesi’ni Kur’an okuyup anlayarak, namazlar kılarak, pişmanlık ateşi içinde gözyaşları dökerek, tövbe ve istiğfar ederek, Peygamber Efendimize salat-ü selamlar getirerek, anne babalarımızı, akraba ve komşularımızı, fakir ve yetimleri sevindirerek, şehitlerimize dua ederek, geçmişlerimizi rahmetle anarak geçirmeye gayret etmeliyiz. Unutulmamalıdır ki bu gece bin aydan daha hayırlı olan ve fecre kadar sürecek selam ve esenlik dolu bir gecedir.

Göklerin kapısı ardına kadar açılmışken bir Müslümana yakışan en güzel davranış gönül havuzlarını huzur ve bereket yağmurlarına ardına kadar açık tutmaktır.

Bu sene, bağımsızlık ateşimizin tutuşturularak milli mücadelemizin ve kurtuluş savaşımızın başladığı 19 Mayıs’a denk gelen bu mübarek gecenin ülkemizin birlik ve beraberlik içerisinde aydınlık yarınlara ulaşmasına vesile olmasını Yüce Allah’tan temenni ediyorum.

Mübarek Kadir Gecesi, bütün Müslümanların yüreklerinde yepyeni uyanış ve diriliş kıvılcımlarına hayat versin efendim.

Mürsel Gündoğdu

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar1

  • mürsel vural 3 yıl önce Şikayet Et
    ağzına yüreğine sağlık
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat