Allah’ın Boyasının Farkına Varmak

  • GİRİŞ23.06.2020 09:36
  • GÜNCELLEME24.06.2020 09:37

Günlerdir ıhlamur kokularının sağanağı altındayız.

 

 

Vakit ikindiden akşama meylederken olanca güzelliği ve büyüleyici etkisiyle ortaya çıkan bu baş döndürücü koku, akşamın dingin vakitlerinde bütün havayı etkisi altına alarak insanı eve girmekten menediyor ve adeta dışarıda kalmaya mecbur bırakıyor.

Dağlarını talan etmeyip doğallığını korumayı başaran veya caddelerini ıhlamur ağaçlarıyla taçlandıran şehirler bugünlerde çok şanslı. Kocaeli bunlardan birisi mesela. Kocaeli’nin merkez ilçesi olan İzmit’in yüz yıllık çınarların gölgesi altında serinlemeye devam ettiğini bilmeyen yoktur. Kocaeli’de uzun yıllar başkanlık yapan Karaosmanoğlu zamanında yeni açılan caddelerinin bir kısmı ise ıhlamur ağaçlarıyla yeşillendirilmişti. Şimdi o ağaçlar büyüdü ve bütün şehre bugünlerde hiçbir yapay kokunun bırakamayacağı tarifsiz bir rayiha sunmaya devam ediyor.

 

 

Allah vergisi doğal yapısı ve dört mevsim birbirinden güzel renkleriyle ülkemizin en güzel ilçelerinden birisi olan Kartepe’nin doğal bitki örtüsünden olan devasa boyuttaki ıhlamur ağaçları da şimdilerde çiçeğe duranlardan. Esen her rüzgarla bu ıhlamur çiçekleri bütün Kocaeli’yi boydan boya doyumsuz bir kokuyla buhurlamaya ve tarifsiz bir koku sağanağında aklayıp paklamaya devam ediyor.

Bundan sekiz on sene önceydi. Evimizin verandasının girişine bir manolya ile verandanın yüzeyine sarılması için bir Arap Yasemini dikmiştim. Manolya, uzun yıllar çiçek açmadı. Ancak Arap Yasemini her haziran başından itibaren özellikle akşam vakitlerinde bizi geç saatlere kadar verandada kalmaya mecbur etti. Arap Yasemini çok vefalı bir çiçek. Ruhu sarıp sarmalayan ve insanı dinlendiren bir kokusu var. Ardından ona dağlardan gelen ıhlamur kokuları eşlik edince durum daha da keyifli hale gelmeye başladı. Bundan ilham alarak evin bahçesine küçük bir ıhlamur fidanı dikmiştim. Bu ıhlamur, iki senedir çiçek açıyor. Tam bu mevsimde insanı mest eden muazzam bir koku yayıyor etrafa. Ona bir de bu yıl bembeyaz güvercinler gibi açmaya başlayan manolyaların büyüleyici kokusu eklendi.

Tabiatın olanca güzellikleri içinde insanoğlu için Allah’a şükretmemek ne büyük bir gaflettir. Oysa bütün tabiatı türlü renkler ve kokularla donatıp allayıp pullayarak insanın hizmetine sunan Yüce Yaratıcı’ya ne kadar şükretsek yine de azdır.

Kanaatimce modern dünyanın en büyük açmazı şudur ki hayatı kolaylaştırmaya dair imkanlar olabildiğince çoğaldı. Her türlü eşyaya ve nimete ulaşım fazlalaştı. Konfor ve lükse düşkünlük arttı. Ama bütün bunların aksine bize bahşedilen şu fani hayatın özü olan dua ile şükür hayatımızda çok az yer bulmaya başladı.

Tamahkarlığın, yetinmemezliğin, gösterişin, sahip olma duygusunun ve şükürsüzlüğün olabildiğince arttığı ve tavan yaptığı bir çağda kâinatın gözbebeği olan insanın mutlu olması mümkün müdür?

Dua ve şükür, Yüce Allah’ın ruhumuza nakşettiği en güzel desenlerdendir oysa. Bunlar öyle nakışlardır ki onların misafir olduğu ruhlar, dünya ve ahirette huzur ve mutluluğun karargâhı olurlar. Bunlar Rabbimizin silinmez boyalarıdır ve her kim tıpkı tabiatta olduğu gibi Allah’ın bu boyalarını ruhunda muhafaza ederse Rabbimizin boyasıyla boyanmış olur.

Bakara Suresi 138. Ayette Yüce Allah şöyle buyurur;

“Allah’ın boyasıyla boyandık. Boyaca O’ndan daha güzel olan kim vardır? Biz yalnız O’na kulluk ederiz (deyin)”.

Allah'ın boyasıyla boyanmak demek Cenab-ı Hakkın bizlere yapmamızı tavsiye buyurduğu güzel ahlak ile ahlaklanmak demektir. Nasıl ki mevsimi, günü ve saati geldiğinde tabiat, Allah’ın boyasıyla boyanıp gönüllere inşirah veriyorsa insanoğlu da yaptığı iş ve davranışlarda Rabbimizin gönüllerimize nakşettiği silinmez desenlerin izini takip etmeli, O’nun dininin emsalsiz güzelliklerini görüntüye çıkararak gönülleri fethetmelidir. Gerçek bir Mü’minin görevi çağın bütün dayatmalarına ve kışkırtıcılığına karşı böyle bir boyayla hayatını renklendirip özünü bütün doğallığıyla muhafaza etmektir. Bu sayede çağımızın en büyük iki hastalığı olan hem tabiatın talan edilmesinin hem de ruhun tarumar edilmesinin önüne geçilebilir.

Dağları gün be gün talan edilen şehirlerimiz Yüce Allah’ın eşsiz boyasından mahrum bırakılıyor. Tıpkı yürekleri tarumar edilen insanlarımızın bu boyadan mahrum bırakıldığı gibi.

Oysa her mevsim olanca güzelliğiyle Allah’ın boyasının farkına varmamız için dönüp dolanmıyor mu yılların içerisinde?

Mevsimler geçiyor ve biz hala renk körü olmaya devam ediyoruz aslında.

Mürsel GÜNDOĞDU

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar2

  • Abdullah KILIÇ 5 yıl önce Şikayet Et
    Kapitalist sisteminin amentüsü olan ; Kaynaklar kıt ihtiyaçlar sınırsız diye bir teorisi var.Evet bu kapitalist sistem in sürdürülmesi,şükürsüz bireyler, ihtiyaç fazlası sadece tüketmek için tüketen toplumlar,maddeye tapan insanları meydana getirdi. Bu arada kültürel ve ekonomik sömürüyü de beraberinde getirdi.Nifak yok biz yerini ben aldı ve sanki islamın ejonomiye dair hiç bir söyleyeceği yokmuş gibi islam toplumu da bu sele kapılmış durumda.Saygılar hocam.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Mehmet 5 yıl önce Şikayet Et
    Güzel bir yazı teşekkürler.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat