Başını semaya kaldıranlar için yıldızlar, gecenin zifir karanlığına inat göğün masmavi sahrasında açan umut çiçekleridir aslında.

Yıldızların aşk fısıltılarından nasibini almayanların geleceğe dair rüyaları olamayacağı gibi bakışını sığ bulutlara esir edenlerin de bu ülkenin aydınlık yarınlarına dair hiçbir umudu kalmaz. Zira her akşam vakti yıldızlar, kendisine yönelen gözleri yer yüzünün bütün karmaşasından azade edip kutlu bir huzurun ferahfeza iklimine kavuşturmak için olanca coşkularını kuşanarak çıkıp gelirler seyir teraslarımıza.

Bu necip milletin tarih sahnesine çıktığı andan itibaren göğün katıksız aşığı olması işte bu yüzdendir. Yine son kutlu bayrağın sembolünün karanlık gecelerde göğe kandillik eden ay ve yıldız oluşu da bu sebepledir. Tıpkı bayrağımızın zemin renginin kırmızıda karar kılması gibi. Bu durum her bir karışı kanla sulanarak yurt tutulan bu aziz Vatan’ı işaret eder. Bu cihanda ulaşılmak istenen en büyük hedefin Kızılelma olmasının anlamı da işte bu ayrıntıda gizlidir. Böylece bu ülkenin engin ufuklarında Türklük ve İslamiyet, Îla-yı Kelimetullah ile Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi ve Kur’an ile Turan kol kola girerek güçlü bir şekilde yürürler yeni mayalanan çağa.

Mazlumlara yurt ve umut oluşu bu ülkenin en ziyade parlayan yıldızıdır. Öyle ki bu cihanda hangi köşe bucakta bir mazlum varsa bu ülkenin şefkatine sığınmakta ve hangi diyarda bir zulüm görmüş olsa dört kıtada at sürmüş bu aziz milletin yolunu gözlemektedir.

Savaş, kan ve gözyaşlarıyla sulanan coğrafyalara barış umutları taşıması da bu ülkenin parlayan bir diğer yıldızıdır. Karşılıklı kışkırtmalarla neredeyse üçüncü dünya savaşı tamtamlarının çalınmasına ramak kalan bu netameli günlerde her şart ve koşulda barışa dair en güçlü duruşu sergileyen ve bu uğurda en çok gayreti harcayan ülke yine biz olduk. Rusya ile Ukrayna yani Rusya ile ABD ve batı ülkeleri arasında cereyan ederek can yakıcı dramlara sahne olan bu savaşta Türkiye, zor zamanda barışın bayraktarlığı yaparak herkesin umudu haline gelmiştir.

Bu ülkenin parlayan bir diğer yıldızı ise tahıl koridorunun diplomatik ilişkiler neticesinde açılarak savaş nedeniyle stoklarda çürümeye mahkûm bırakılan tahılın bütün dünya milletlerinin hizmetine sunulması yönündeki yoğun gayretleri olmuştur.

Kış ayına doludizgin girmeye hazırlandığımız bu günlerde Avrupa’da yaşanacak doğalgaz krizine büyük bir depolama ve dağıtım merkezi olma yönündeki kuvvetli iradesi ve yoğun gayretleri ise bu ülkenin parıldayan yıldız olma özelliğini yansıtan bir diğer yönüdür. Avrupa Birliği ülkelerinin gaz sıkıntısını hafifletmeye dair akla ziyan tedbirler sıraladığı böyle bir dönemde Türkiye attığı kritik adımlarla bu coğrafyalara da umut olma özelliğini güçlü bir şekilde sürdürüyor.

Masmavi kubbeleriyle göğün sonsuz maviliğine nazire eden dünyanın en ışıklı şehri Semerkant zirvesinde Türk Devletleri Teşkilatı’nın verdiği muhteşem fotoğraf bir öncü devlet olarak sadece bu ülkenin beşinci yıldızını parıldatmakla kalmamış aynı zamanda gelen yüzyılın bir Türk asrı olarak mayalanması yönünde de en güçlü iradeyi sergilemiştir. Bu durum dostlara ve mazlum coğrafyalara büyük bir umut olurken düşmanların yalnız uykusunu kaçırmakla kalmamış aynı zamanda onları bu parıldayan yıldızın ışığını söndürebilme telaşına da sevk etmiştir.

İşte dünyanın gözbebeği İstanbul’un kalbinde meydana gelen terör hadisesi ülkemizin parıldayan yıldızlarının önüne set çekilmek üzere planlanıp devreye sokulmuş kara bir buluttan başkası değildir.

Birileri istedi ki bu yıldızların parıltısı daha fazla yayılıp dünya milletlerinin gözünü kamaştırmasın. Birileri istedi ki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan G-20 zirvesine giderken dünyaya umut olacak morali ve mecali kendisinde bulamasın. Birileri istedi ki Türkiye’nin boynu bükülsün ve bundan sonraki kritik süreçte kendi içine hapsolsun. Ve birileri istedi ki Türklerin ufuklarını terörün kara bulutları sarsın ve Kızılelma idealleri başka bir bahara kalsın.

Masum insanlara, bebeklere ve ülkemizin geleceğine kasteden bu hainlerin unuttuğu bir şey vardı ki güneş asla balçıkla sıvanamazdı.

Nitekim bu güçlü irade tam zamanında tecelli ederek sadece dökülen masum insanlarımızın kanlarının hesabını sormakla kalmadı aynı zamanda ülkenin ufkuna sarılmak istenen kara bulutları da çil yavrusu gibi dağıttı. Şimdilerde temennimiz ordumuzun düzenlediği Pençe-Kılıç Harekatının terör bataklığını tamamen kurutması ve sonsuza kadar bu belanın ülke gündeminden düşmesidir.

Bu vesileyle terör saldırılarında kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerinin, yakınlarının ve ülkemizin başı sağ olsun.

Daha aydınlık yarınlarda görüşmek üzere…

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel GÜNDOĞDU