Kızılelma Uyanıyor

.

  • GİRİŞ15.12.2022 09:22
  • GÜNCELLEME15.12.2022 09:27

Tarih bir milletin hafızasıdır. Toplumlar hafızalarında muhafaza ettikleri değerleri geleceğe taşıyabildikleri oranda güçlü olurlar.

Tarih sahnesine çıktıktan sonra her Türkün hayalini süsleyen en önemli kavramlardan birisi Kızılelma’dır. Atalarımız bu sayede yaşadıkları toprakları vatan yapmış, bozkırın bağrında güçlü devletler kurmuş ve içinde bulundukları çağa cesaretle yürümüşlerdir. Uzak ve yakın tarihimizde siyasetten dış politikaya, eğitimden kültüre, edebiyattan sanata, bilimden teknolojiye ve hayatı kuşatan her alana dair Kızılelma’larımızın olması bu milletin ufkunu genişletmiş ve başarılarında en büyük itici güç olmuştur.

İlk insansız savaş uçağımıza Kızılelma adı verilmesi bu anlamda önemlidir.

Dün milletçe teknoloji alanında bu tarihi hafızamızın dirilişine şahitlik etmenin heyecanını yaşadık.

Baykar'ın kendi öz sermayesiyle milli ve özgün olarak geliştirdiği Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Kızılelma, Tekirdağ Çorlu'da bulunan Akıncı Uçuş Eğitim ve Test Merkezi'nde ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirerek göğsümüzü kabarttı ve gurur kaynağımız oldu. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar’ın bu ilk uçuşla ilgili söylediği sözler hem tarihi hafızamıza atıf yapması hem de gelecek ideallerimize kapı aralaması açısından oldukça etkileyiciydi;

“Bu uçuşla ülkemiz, havacılıkta yeni bir dünyanın kapılarını açmış oldu. Tıpkı ecdadımızın demir dağların kapılarını açtığı gibi..."

Kolay değil, binlerce gencin olağanüstü çaba ve iradesiyle yıllardan beri adım adım ilerleyen ve büyük bir azim ve sabırla günden güne şekillenen oldukça zorlu süreçlerin ardından gelen muhteşem bir zafer bu. Bu heyecan, azim ve kararlılık da Selçuk Bayraktar’ın şu sözünde kendini ele veriyor;   

“Daha fazla yerde tutamadık uçtu! Rabbimize şükürler olsun…”

Bayraktar Kızılelma’nın özellikleri de bir hayli göz kamaştırıcı. Zira TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilere iniş kalkış kabiliyetiyle muharebe sahasında devrim yapmanın yanında bu yeteneği sayesinde denizaşırı görevlerde bulunarak Mavi Vatan'ın korunmasında stratejik bir rol üstlenecek. Ayrıca düşük radar izi sayesinde en zorlu görevleri başarıyla gerçekleştirecek. Milli olarak geliştirilen bütün mühimmatları kullanma ve 1500 kilogram faydalı yük taşıma kapasitesiyle büyük bir güç çarpanı olacak Kızılelma, insansız hava araçlarından farklı olarak agresif manevralarla insanlı savaş uçakları gibi hava-hava muharebesi de gerçekleştirebilecek. Bu ve benzeri kabiliyetleriyle Kızılelma, harp sahasındaki dengeleri değiştirerek dosta güven düşmana korku salacak gibi görünüyor.

Kızılelma’nın tarihi köklerine baktığımızda biz bu kavramın Türk boyları arasında sözlü gelenekle nakış nakış işlenerek ardından yazılı kaynaklara aktarıldığını ve büyük bir ideal olarak ezelden beri her Türk evladının rüyalarını süslemeye devam ettiğini görürüz. Türklerin her asırda dünyayı yönetmeyi arzulamalarının ve Türk Kağanlarının sadece kendilerinin değil bütün dünyanın Kağanı olduğuna inanmalarının altında yatan gerçek de işte bu Kızılelma idealidir. Bu yüzden atalarımız her zaman kurdukları devletlerinin çadırı olarak mavi göğü görmüş; yıldızı, ayı ve güneşi kendisine bayrak olarak seçmiştir.

Sahip oldukları Kızılelma ülküsünün Türklerin Müslüman olmalarında da büyük rolü olmuştur. İslam’a girdikten sonra ise bu ideal büyük bir ivme kazanarak kıyamete kadar sürecek kutlu bir mefkure halini almıştır.

Kudretli şiirler yazan destan şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu “Malazgirt Marşı” adlı şiirinde bu mefkureyi şöyle özetler;

“Yiğitler kan döker bayrak solmaya,
Anadolu başlar vatan olmaya...
Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya!

En güzel marşını vurmadan mehter
Ya Allah... Bismillah... Allahüekber!”

Kızılelma mefkuresi birkaç alanda değil hayatın bütün sahalarında ideallerimizi süslemeli ve tıpkı Bayraktar Kızılelma’da olduğu gibi yarınlarımız için güçlü ürünler vererek gençlerimize ufuk açmalıdır.

İşçisinden çiftçisine, esnafından mühendisine, doktoruna ve siyasetçisine kadar hayatın her kademesinde hâkim olacak böyle bir bilinç sayesinde yarınlarımızın daha aydınlık olacağı muhakkaktır. Elbette böyle bir mefkure en önce aileden başlar ve eğitimle pekiştirilir.

Türk milletinin ezelden beri rüyalarını süsleyen Kızılelma mefkuresinin dününü, bugününü ve yarınını genç nesillerimize aktaramadığımız her eğitim sistemi eksiktir, yarımdır ve kısadır.  Gençlerimizin gözlerindeki ışıltının gün geçtikçe azalmasının, ümitsizliğe düşmelerinin ve karamsarlık çöllerinde başıboş dolaşmalarının en büyük sebeplerinden birisi de onların yüreklerinde böylesine bir mefkure ateşinin yanmıyor oluşudur.

Daha aydınlık yarınlar istiyorsak bu ideali her dem diri tutmanın ve mümkün olduğunca tabana yaymanın yollarını bulmamız, eğer bir yol yoksa acilen açmamız gerekiyor.

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel GÜNDOĞDU

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar4

  • Serdal Srbş 1 yıl önce Şikayet Et
    Sizlere bu satırları yazdıran Rabbime hamd ve senalar olsun,şahane bir yazı.Tebrikler
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kasım Özel 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah cc senden razı olsun Mürsel bey duygularımıza tercüman olmuşsunuz
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • nur nur 1 yıl önce Şikayet Et
    Yazar beye bu güzel yazısından teşekkürler.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Tahir çoban 1 yıl önce Şikayet Et
    Kalemine sağlık tebrikler kardeşim
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat