Akça Koca Bey diyarı Kocaeli’de depreme uyanmak, kabuk bağlamaya yüz tutmuş yaraların yeniden kanamaya başlaması gibidir aslında.

6 Şubat sabahı 04.17’de Kahramanmaraş Pazarcık’ta meydana gelen ve on bir ilimizde büyük çaplı yıkımlara sebebiyet veren depremi haber alır almaz hemen aklımıza 17 Ağustos 1999’da Gölcük depreminde yaşanan yıkım ve acıların gelmesi bu yüzdendi biraz da. Bugün hala o günlere tanık olanların üzerinde o depremin psikolojik etkilerinin sürdüğünü düşününce yaraların niçin azdığını ve yeniden kanadığını anlamak hiç de zor olmayacaktır.

Depremin acı hatıralarının Kocaeli’de tazeliğini koruduğu, bu şehrin Maraş depremine verdiği hızlı tepkiden de belli oldu. Zira sabahın ilk ışıklarıyla yardımlar ve kurtarma ekipleri can havliyle yola çıkmış ve ülkemizin göz bebeği olan bu şehirlerin yaralarını sarmaya koşmuştur.

Deprem haberiyle Kocaeli’den yola çıkanlar sadece yardım ve kurtarma ekipleri değildi elbette. Kocaeli Valisi Seddar Yavuz da o sabah erkenden bölgeye doğru yola çıkanlardandı. Çünkü o, devletin bölgeye görevlendirdiği ilk isimlerden biriydi ve Kahramanmaraş’a Koordinatör Vali olarak düşünülmüştü. Anlayacağınız 1999 yılında depremi yaşamış bir şehrin bilgi, birikim ve tecrübeleri hemen harekete geçirilmiş ve bu anlamda Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da Antakya’ya görevlendirilmişti. Kocaeli şehri başta valisi olmak üzere büyükşehir ve ilçe belediyelerinin bütün imkanlarıyla o günden bu yana afet bölgesinde depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarmaya devam ediyor.

Takip edebildiğim kadarıyla Vali Seddar Yavuz 6 şubattan bu yana Kocaeli’ye hiç gelmedi. O bir yandan kurmuş olduğu güçlü iletişim ağıyla Kocaeli’nin imkanlarını deprem bölgesine aktarırken diğer yandan da görev alanında ikame ettiği sağlıklı bir organizasyon neticesinde deprem yaralarının hızlı bir şekilde sarılmasına katkı sunuyor. Üstelik Vali Seddar Yavuz ile Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın deprem bölgesinde fırsat buldukça görüşüp yapılan ve yapılacak hizmetler hususunda fikir alış-verişinde bulunduklarını da biliyoruz.

Kocaeli, deprem bölgesinde kalıcı izler bırakmaya devam ediyor.

Deprem bölgesine ilk andan itibaren adeta iyilik çıkarması yapan Kocaeli, afet yaralarını sarmanın yanında oraya kalıcı iz bırakacak hizmetlerde de bulunuyor. Pazarcık İlçe Jandarma Komutanlığı depremde hasar almıştı mesela. Vali Bey’in girişimleriyle bu sorun hemen çözüldü ve yüksek kalitede bir yaşam alanı yapılarak hizmete alındı. Kocaeli Ticaret Odası ilk etapta Tavşantepe Çadırkent kurulumlarını yaparak depremzedelerin hizmetine sundu. Kocaeli Eczacılar Odası afet bölgesinde hayata geçirdiği Sahra Eczanesi’yle ücretsiz ilaç teminine devam ediyor. Şimdilerde alt yapısı tamamlanan Kocaeli Çarşısı’nın tamamlanması için hummalı çalışmalar devam ediyor. Amaç bu çarşıyı bir an önce aktif hale getirerek afet bölgesinde hayatı normal akışına kavuşturmak.

Kocaeli tarafından afet bölgesine yapılan kalıcı hizmetlerden birisi de 54 yataklı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Hastanesi oldu. Yirmi gün gibi kısa bir sürede bu hastane tamamlanarak Hatay’daki depremzedelerin hizmetine alındı ve yıllık 250 bin hastaya hizmet verecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu günlerde 350 konteynerden oluşacak tam teşekküllü bir kenti depremzede vatandaşlarımızın hizmetine sunmak için yoğun çaba harcıyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi afet bölgesinde ilk andan itibaren arama- kurtarma faaliyetlerinin yanında 800 kapasiteli çadır kent, yemekhane, duş ve wc alanları, çamaşırhane, sosyal market, berberlik ve kuaförlük hizmetleri, çocuk parkı, okul öncesi eğitim alanı, psiko-sosyal destek birimi, şehir tiyatroları ve gönüllü ekipler aracılığıyla çadır kentlerde çocuk tiyatro oyunlarıyla hem deprem yaralarının sarılmasına hem de hayatın normalleşmesine katkı sunuyor. Afetin acısını en iyi bilen vilayetlerimizden olan Kocaeli, bütün şehirlerimizin iyilikte yarıştığı bu sıkıntılı zamanlarda hem tecrübesi hem de bütün imkanlarıyla paylaşma, dayanışma ve yardımlaşma destanı yazıyor adeta. Bütün bunların yanında bölgeden şehre gelen depremzedelere de evinde destek olmaya devam ediyor. Görünen o ki bu yöneticiler kendi vilayetlerine bölge normale kavuşmadan dönmeyecek ve afetin yaralarını sarmaya devam edecekler.

Kocaeli’de bir örnek davranış da Memur-Sen Kadın Komisyonundan geldi. Malum, dün 8 Mart dünya kadınlar günüydü.

Bu anlamlı günde Komisyon Başkanı Beyhan Yenigün ve komisyon üyeleri kadınlara özel yardım malzemelerinden oluşan koliler hazırlayarak Kocaeli İHH iş birliğinde depremzede kadınlara dağıtılmak üzere Adıyaman’a gönderdiler. Ne yoktu ki bu kolilerde; İğne iplikten çamaşıra, seccadeden başörtüsüne, şampuandan parfüme kadar hanımlara özgü eşyayla doldurdukları 1500 koliyi “kadınlardan kadınlara şimdi dayanışma vakti” sloganıyla Adıyaman’a uğurladılar. Çalışanların özlük hakları için olduğu gibi asırlardan süzülüp gelen değerlerimiz için de sendikal mücadele yürüten Memur-Sen ailesinin bu anlamlı günde böylesine değerli bir etkinliğe imza atması takdire şayandır.

Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’un şu anlamlı sözüyle yazıma son veriyorum.

“İnsanlar takdir ve teşekkür etsin ya da beğensin diye iyilik ve hayır yapanlar alışveriş (ticaret) yapmış olurlar. Teşekkür ve takdir edilmediklerinde yakınma ve vazgeçmeler başlayabilir. Oysa iyilik, hayır ve hizmeti Allah rızası için yapanlar hep mutlu olanlardır.”

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel Gündoğdu

murselgundogdu@gmail.com