Hoş geldin Ey Şehr-i Ramazan

  • GİRİŞ23.03.2023 09:13
  • GÜNCELLEME23.03.2023 09:17

Geçen yıl onu uğurladığımızdan beri ne büyük acılara matemgâh oldu küçücük yüreklerimiz, ne çok savrulmalar yaşadık birey ve toplum olarak, dünyanın uzayıp giden bozkırları hiddet ve şiddet sarmalında ne düzen tutuyor ne de huzur soluyor artık, gönül coğrafyalarımızın gül kokusuna hasreti gün be gün ne kadar da çoğalıyor Allah’ım! Bunca keşmekeş arasında günler, geceler boyunca ne çok gözyaşı akıttı mahzun gözlerimiz ve nihayet bu gelen son kış, uzun süredir biriktirdiği asırlık yüklerini ne büyük bir öfkeyle gelişigüzel boşaltıp gitti talihsiz şehirlerimize.

Mahzun yüreklerimizi bir anne şefkatiyle sarıp sarmalayacak müşfik bir ele ne çok ihtiyacımızın olduğu bir anda sanki bir şifa meltemi gibi yine çıkıp geldi aramıza Mübarek Şehr-i Ramazan. Kabuk tutmaz yaralarımızı sağaltmak ve tarifsiz sancılarımızı azaltmak için olanca savrukluğumuza rağmen yine gelip teşrif etti gönül hanelerimize.

Hoş geldin Ey Şehr-i Ramazan, sefalar getirdin.

Gönüllerimiz her zamankinden daha çok huzur iklimine aç, toplum huzursuzluk sağanakları altında zatürre nöbetlerine tutulmuş biçare ve insanlığın yanıp kavrulan yüreği huzursuzluğun çelik dişlileri arasında can çekişirken huzurun ferahfeza iklimine ne kadar da muhtaç.

Yüreklerimizi; hırs ve ihtirasın, kin ve nefretin, öfke ve hiddetin, nefret ve şiddetin zehirli oklarıyla tıka basa doldurduğumuz, akıllarımızı bağnazlık ve cehaletin dondurucu iklimiyle biteviye soldurduğumuz, dillerimizi hasedin, malayaninin, iftira ve gıybetin kör kuyularına fütursuzca daldırdığımız sıkıntılı bir demde olanca savrukluğumuza rağmen yine gelip teşrif etti gönül hanelerimize.

Hoş geldin Ey Şehr-i Ramazan, sefalar getirdin.

Şekil ve gösterişin sahte ışıltıları arasında ihlas ve samimiyetimizi kaybedip özümüze ıraklaştık. Sağdan soldan duyup işittiklerimizi doğru-yanlış demeden sosyal medya ortamlarında bilgiçlik edasıyla paylaşma yarışına girerek kendi sözümüzden uzaklaştık. Hak edip etmediğimize bakılmadan bize lütfedilen onca nimet karşısında şükür nehirlerimizi gümbür gümbür çağlatmayarak topyekûn kuraklaştık.      

Aramızda aldığı her nefesin teşekkürünü ifa etmeye gücü yeten var mıdır? Bize bahşedilen elin, ayağın, gözün ve kulağın gerçek maddi değerini tespit ve takdir edebilecek bir değer tespit komisyonu tahayyül edilebilir mi? Aklımızın fiyatı ne olabilir mesela? Dünyanın hangi parasıyla sıfır kilometre bir gönül satın alınabilir acaba? Ya vicdan, hayallerimiz, ideallerimiz, hülyalarımız ve sair duygularımız… Bunca zenginlik arasında fakirlik edebiyatı yaparken bize biz olduğumuzu hatırlatmak, şekil ve gösteriş bataklığında yolumuzu şaşırmışken mânânın ışığıyla önümüzü aydınlatmak için olanca unutmuşluğumuzu unutmadan bunca şükürsüzlüğümüze rağmen yine gelip teşrif etti gönül hanelerimize.

Hoş geldin Ey Şehr-i Ramazan, sefalar getirdin.

Dünyayı imar etmeye gönderildiğimizi unuttuk, dünyanın dengesini bozduk. Ruhumuz bedenimize ilahi bir emanetti, emanete ihanet ettik. Duygularımızın karanlığını gidermek için akılla donatıldık, ışığımızı kaybettik. Hayatın ve var oluşun hikmetini idrak edelim diye kutsal kitapla muhatap kılındık, okumayı unuttuk.

Öyle değer kırıcı bir zamana denk geldik ki olmayı değil sahip olmayı bir değer olarak dayatıyor insanlığa. Çirkini güzel, ahlaksızlığı ahlak, yalanı doğru, köleliği özgürlük, hayvanlığı insanlık, cehaleti aydınlık, hayali gerçek, kötülüğü iyilik, teröristi kahraman, mandacılığı bağımsızlık ve zehiri şifa diye sunuyorlar gösterişli ambalajlar içinde. İnsanın dengesi bozuluyor hızla, toplumun ve tabiatın da. İşte bu dağılmışlık içinde sağa sola savrulurken bunca dengesizliğimize inat bozulan dengeleri yeniden tesis etmek için yine gelip teşrif etti gönül hanelerimize.

Hoş geldin Ey Şehr-i Ramazan, sefalar getirdin.

Sen; başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olansın. Sen ki hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı mübarek bir aysın. Sen ki önümüzü aydınlatacak özge bir güneşsin. Sağalt yaralarımızı, dindir sancılarımızı ve çağ savrulmaları karşısında sımsıkı tut gönüllerimizi hiç bırakmamacasına. Tut ki özümüze dönelim, sözümüze dönelim ve dengemizi bulalım.

Bu vesileyle bütün dostların Mübarek Ramazan ayını tebrik ediyor, bu müstesna günlerin bireysel ve toplumsal dertlerimize şifa olmasını Yüce Allah’tan temenni ediyorum.

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel GÜNDOĞDU

Yorumlar2

  • Recep 1 yıl önce Şikayet Et
    Sizde sağlıcakla kalın.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Emine 1 yıl önce Şikayet Et
    Amin inşallah cümle ümmeti Muhammed ve insanlar için rahmet olsun Allah razı olsun
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat