Bir tohum ve meyveye duran fidanlar
- GİRİŞ13.04.2023 09:19
- GÜNCELLEME14.04.2023 09:33
Bazı haberler var ki tıpkı umut muştusu gibi düşerler gönle. Zira bir cemre mevsiminde ekilen tohumlar, kabuğunu çatlatıp fidana dönüşmüş ve aradan geçen onca zaman içinde çiçeklenip meyveye durmuştur artık.
Çalan telefonun ucunda Kocaeli Ali Fuat Başgil Sosyal Bilimler Lisesi’nden yıllar önce mezun ettiğim bir öğrenci vardı; Hanifi Can Türkoğlu.
Sivas’lıydı Hanifi Can; Sivas’ın sert ayazının çelikleştirdiği sağlam bir kişiliğe ve Alperen duruşa sahipti. İlk önce okulun Edebiyat öğretmeni Meryem Hanım keşfetmişti yeteneklerini ve kolundan tuttuğu gibi odama getirmişti onu. Kumaşı çok sağlamdı ve içinde kıvılcım bekleyen idealler yumağı sarılıydı sanki. Birbirini takip eden sohbetlerin ardından bu idealler tutuşmuş ve Hanifi Can kısa süre içinde sosyal etkinliklerin vazgeçilmezlerinden birisi olmuştu. Nitekim güçlü iletişimi, sevecenliği ve idealistliğiyle arkadaşlarının gözdesi olarak okul öğrenci başkanlığına seçilmiş ve bayrak törenlerinde hararetli konuşmalara imza atmıştı. Bunun yanında ilçe ve il yarışmalarında elde ettiği başarılar, okuduğu şiirler ve üstlendiği rollerle yıllar içinde hem Kartepe ilçesinde hem de Kocaeli vilayetinde hatırı sayılır bir hayran kitlesi oluşturmayı başarmıştı kendisine.
Hanifi Can okuldan mezun olunca Ankara’da Hukuk tahsiline başlamıştı. Zaman zaman beni arayarak lise hayatını özlediğini, geri dönmek istediğini ve üniversitenin kendisine fazla katkı sunmadığını dile getiriyordu. Ben de ona; hayatın geriye değil ileriye aktığını hatırlatıp yarınlara hazırlık yapması gerektiğini söyleyip duruyordum.
Bazı kirli ve karanlık ellerin bendenizi okulumdan koparmasının ardından kendimi daha ziyade kültürel çalışmalara verdim ve Türk İslam medeniyetinin yıldız isimlerine dair birbiri ardınca romanlar kaleme aldım. Hanifi Can ve onun gibi bu okuldan mezun olan birbirinden değerli talebeler ise bu süreçte üniversitelerini bitirip kendi hayatlarını şekillendirmeye koyuldular. Şimdilerde kimi avukat kimi hâkim, savcı olarak, kimisi de üniversitelerde, özel ve tüzel şirketlerde görev alarak yollarına başarılı bir şekilde devam ediyorlar.
Yanı başımda çalan telefon, farklı vilayetlerden gelip beş yıllık yatılı bir lise eğitimi boyunca kader birliği yaptığımız böylesine seçkin bir ailenin fertlerinden olunca sadece bendenizin içindeki dokuz yıllık billur hatıralar sandukasını açmakla kalmamış aynı zamanda her biri öz evlat mesabesinde olan yüzlerce gence dair özlemlerimizi de uyandırmıştı. Hocam, diyordu Hanifi Can; biz mezunlar olarak bir iftar programı tertip ettik. Sizi de aramızda görmek istiyoruz. Anılarımıza, yaşanmışlıklarımıza sahip çıkmak, buluşmak, görüşmek ve hasret gidermek istiyoruz. Okula katkı sunmuş, oranın havasını teneffüs etmiş herkesi bu vesileyle bir araya getirerek hatıralarımızı canlandırmayı arzu ediyoruz… Onur duydum, gururlandım ve birbirinden değerli gençlerin yıllar sonra hatıralarına kenetlenerek böyle bir inisiyatif almalarından dolayı yarınlarımız adına fevkalade umutlandım.
Üç yüze yakın mezunun katıldığı bu sıra dışı iftara okulun velisi olması hasebiyle kuruluşundan beri destek olan MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı İhsan Erkul’un teşrif etmesi ve en büyük zenginliğimizin insan kaynağı olduğuna dair ufuk açıcı sunumu damgasını vurdu. Konuşmasında, kendisini telefonla iftara davet eden Hanifi Can’a; “sen Mehmet Akif olan Hanifi misin?” Diye karşılık verdiğini söyleyen Kartepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferhat Dilek’in okul müdürlüğünden bu yana sıkı bir Hanifi Can hayranı olduğunu belirtmesi ise bu bilge gençlerin Kocaeli’de bıraktığı kalıcı ize dair çarpıcı bir örnekti. Zira Hanifi Can ve arkadaşları okulun düzenlediği Mehmet Akif Ersoy ve benzeri tiyatrolarda görev alıp bunları il ve ilçede maharetle sahnelemiş ve izleyicilerden büyük takdir toplamışlardı.
Eğitim bir memleketin can damarıdır, saf mayasıdır ve o milletin geleceğe akan ideallerinin en sağlam otağı, en billurlaşmış ırmağıdır.
Hanifi Can ve arkadaşları iftar programında, böylesine güçlü hatıraları bünyesinde barındıran ve nitelikli mezunlara sahip bu camia için artık bir mezunlar derneğinin kurulma vaktinin gelip çattığını ifade ederek bu amaçla kollarını sıvadıklarını belirttiler. Mezun öğrencilerimizden Ayşegül ve Ömer’in birbiri ardına vefat edişleri onları derinden etkilemiş ve böyle bir karar almaya yöneltmiş olmalı ki mezunların keder ve sevinçlerinden haberdar olabilmek ve okulda eğitim-öğretimlerini sürdüren öğrencilere maddi-manevi destek sunabilmek amacıyla böyle bir yola çıktıklarını veciz ifadelerle dile getirdiler. Bu amaçla hiç kimseyi dışarıda bırakmadan herkesi kucaklayacak bir dernek kurmak istediklerini söyleyerek okul mezunlarını bu oluşuma destek vermeye davet ettiler. Bu büyük buluşma vesilesiyle hem küllenmiş hatıraları canlandırdılar hem de yeni hedeflere yelken açtılar. Yolları ve bahtları açık olsun.
Bu program vesilesiyle kendi elleriyle kurdukları okullarını bir ekole dönüştürmeye ahdetmiş bu gençlerin ülkemizin aydınlık yarınlarına önemli katkılar sunacağına dair inancım çoğalarak devam etti.
Dünyanın yeniden şekillendiği ve küresel sistemin yeni bir yüzyıla evrilme sancıları çektiği bu kritik süreçte eğitimden kültüre, teknolojiden sanata, tarımdan iklime ve hayatın akıp giden bütün alanlarına dair ülke olarak maddi ve manevi imkanlarımızı harekete geçirmeli ve bu yüzyıla çok güçlü bir şekilde hazırlanmalıyız. Şüphesiz bu hususta en büyük avantajımız genç insan birikimimizdir. Gönülleri Büyük Türkiye İdealine kenetlenmiş gençlerin kendilerine imkân sunulup alan açıldığında gerçekleştiremeyecekleri hiçbir hedefin olmadığına inananlardanım. Yeter ki bu gençlerin yüreklerindeki ideal ateşi biteviye harlansın. Bunu başardığımızda gençlerimizin zihinlerini, sabah akşam ısıtılıp sanki tazeymiş gibi önlerine konan kuru soğan ve patatese dair spekülatif suni meseleler değil tıpkı Çanakkale’de ve aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi bu aziz ülkenin birlik ve beraberliği, özgürlük ve bağımsızlığı, içinde bulunduğu çağa dinamik bir şekilde yürüyüşüyle aydınlık ve daha güçlü yarınlarımızın saf umutları besleyecektir.
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel Gündoğdu
murselgundogdu@gmail.com.
Yorumlar3