Lafla Peynir Gemisi Yürür mü?
- GİRİŞ20.04.2023 08:37
- GÜNCELLEME21.04.2023 10:22
Türkçe’miz çok zengin bir dil aslında. İçinde binlerce cümle saklayan bir cümlelik atasözlerimiz ve deyimlerimiz var. Öyle ki bunu yerli yerinde kullanmayı başarırsanız hem meramınızı en güzel şekilde anlatır hem de çok uzun sürecek bir tartışmaya hemencecik nokta koymayı başarırsınız.
Seçim sath-ı mailindeyiz. Siyasi vaatlerin bini bir para. Seçim meydanlarında memleketin bütün sorunları takır takır çözülüyor, vatandaşın cümle dertlerine deva bulunuyor.
Peki lafla peynir gemisi yürür mü?
Rivayet odur ki bir vakitler İstanbul’da, “Edirneli Aksi Yusuf” adında bir peynir tüccarı varmış. Trakya’dan toplayıp getirttiği peynirleri İstanbul’da satar, kalanını da gemiyle İzmir’e gönderirmiş. Peynirleri gemilere yükletir ama sıra gemi kaptanına parasını ödemeye gelince her defasında “hele peynirler sağ salim yerine ulaşsın, istediğiniz parayı fazlasıyla veririm” diye vaatte bulunurmuş. Daha önce Aksi Yusuf’un bu vaadine kanan gemi kaptanlarından biri, peynir yüklenip yola çıkmadan ona seslenmiş;
-Efendi! Tayfalarıma para ödemem lazım. Geminin hareket etmesi için birtakım masraflarım olacak. Eğer konuştuğumuz ücreti peşin ödemezsen Sarayburnu’nu bile dönmem, bilesin.
Aksi Yusuf bu. Alışmış boş vaatler verip işini yüzdürmeye. Hemen karşılık vermiş kaptana;
-Hele peynirler sağ salim varsın…
Kaptanın daha önce bu sözlerden ağzı yanmış. Bu yüzden sözünü keserek hemen lafı yapıştırmış Aksi Yusuf’a;
-Efendi! Lafla peynir gemisi yürümez. Buna kömür lazım, yağ lazım…”
Gemi kaptanı daha sonra dilimize yerleşip deyimleşecek olan “lafla peynir gemisi yürümez” hikmetli sözü sayesinde Aksi Yusuf’tan parasını peşin almayı başarmış başarmasına lakin bizim seçmenin bunu başarma şansı ne kadardır acaba? Bunu da 14 mayısta yapılacak seçim sonuçları belirleyecek hiç kuşkusuz.
Görünen köy kılavuz istemez, der atalarımız.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, bağımsız aday Sn. Muharrem İnce ile Ata ittifakı adayı Sn. Sinan Ogan’ın alacakları oylar şu veya bu şekilde etki edecek olsa da büyük yarışın Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı ekseninde gerçekleşeceği herkesin malumu. Bu seçimin 2023 yılı içinde yapılacağı beş yıl önceden belliyken buna dair hazırlıklara baktığımızda görünen köyün kılavuz istemediği hemen kendini ele veriyor. Şöyle ki;
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayını ancak 6 martta yani seçime iki ay kala hem de büyük bir krizin ardından açıklayabildi. Üstelik bu krizin artçı sarsıntıları hala devam ediyor. Altı liderin bir masa etrafında ortak bir karar almada bu kadar zorlanmaları, bir ara masayı dağıtmaları ve ardından tartışmalı bir formülle apar topar yeniden toplamaları kararsız seçmende büyük bir hayal kırıklığı yarattı kuşkusuz. Zira bütün bu akla ziyan gelişmeler, Millet İttifakı’nın Türkiye gibi dünyanın en zor coğrafyasında bulunan bir ülkeyi ortak bir yaklaşımla yönetemeyeceklerine dair kuşkuları olabildiğince güçlendirdi ve Millet İttifakı’na güveni kökünden sarstı. Bir de bu esnada masanın altına dayanak yapılan gizli bir ayak var ki o da seçmenin kafasını hâlâ bulandırmaya devam ediyor.
Oysa Millet İttifakı’nın adayını çok daha önce açıklaması, olacak krizleri ön görüp buna göre önlem alması ve 14 Mayıs seçimlerine büyük proje ve dev bir vizyonla hazırlanması gerekirdi. Mesela el birliğiyle seçtikleri büyükşehir belediye başkanlarının dört yıl önceki seçimlerde vaat edip bir türlü hayata geçiremedikleri devasa projelerin sıkı takiplerini yaparak açılış tarihlerini tam da bu günlere planlayıp “biz verdiğimiz sözleri işte böyle tutar, ülkeyi de aslanlar gibi işte böyle yönetiriz” demeleri gerekirdi. Ne var ki ne başkanlar işlerinin başında ne de verilmiş onca vaat gerçekleşmiş.
Cumhur İttifakı’na gelince en başından adayları belliydi. Beş yıl boyunca bütün çalışmalarını 2023 vizyonu ekseninde planlamışlar. Bu ülke insanının yüz yıllık özlemlerini dindirecek köklü adımlar atmanın yanında uzun yıllar iktidar olmanın bütün yıpratıcılığına rağmen seçimlere yeni bir vizyonla çıkmayı başardılar. Üstelik tam seçim eksenine girildiği esnada yüzyılın en büyük felaketine maruz kalıp on bir ilin yıkımlarıyla yüzleştiler. Buna rağmen bu ağır yükü kısa, orta ve uzun vadeli planlar yaparak sırtlamayı başarmanın yanında bütün imkanlarıyla hemen işe koyulup gece gündüz çalışmayı sürdürerek vatandaşa güven verdiler. Şimdilerde ise nerdeyse her gün bu ülkenin bağımsız ve güçlü yarınlarına giden yolun yapı taşlarını dev tesisler açıp büyük yatırımlara imza atarak döşemekle meşgul oluyorlar.
Bu seçim olguyla algının seçimi olacak belli ki. Lafla peynir gemisi yürür mü? Hep birlikte izleyip göreceğiz.
Gerçi atalarımız, görünen köy kılavuz istemez demişlerdi.
Hayırlı bayramlar temennisiyle, kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel Gündoğdu
murselgundogdu@gmail.com
Yorumlar2