Türkiye Kabuklarını Kırarken; Gözü Kamaşanlar ve Başı Dönenler

  • GİRİŞ04.05.2023 08:41
  • GÜNCELLEME05.05.2023 09:23

Bir tohumun yeşerip filizlenebilmesi için önce kabuğunu çatlatması ve sonra da onu parçalayarak tamamen kurtulması gerekir. Bu durum çoğu zaman acı verici olsa da nihayetinde büyük bir muştuyu da barındırır içerisinde. Gün gelir bu tohum devasa bir ağaca dönüşür ve çiçeğe durup meyve vermeye başlar.

Türkiye yüz yıllık bir bekleyişin ardından kabuklarını kırıp parçalarken kimileri bu işin acısına talip olmakta ısrar ederken bazıları da bu büyük muştunun heyecanına ortak oluyor.

Asıl mesele odur ki kurulduğu günden itibaren kabuğunu çatlatmak için çaba harcayan bu ülke, kimi zaman irade yetersizliği, bazen yanlış yönlendirme ve çoğunlukla da öğretilmiş çaresizlik yüzünden çağa özgür ve bağımsız yürüme yönündeki büyük arzusunu tam anlamıyla gerçekleştiremedi. Şimdilerde Türkiye, bir taraftan geçmiş birikimleri harekete geçirerek diğer yandan ayağındaki prangaları söküp atarak kabuklarını birbiri ardına kırıyor ve 85 milyonun bazılarının gözünü kamaştırırken birilerinin de başını fena halde döndürüyor.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına denk gelen bu seçim dönemine bugüne kadarki hiçbir seçimde şahit olmadığımız açılışlar, teknolojik atılımlar, dev hamleler ve icraatlar damga vuruyor.

Her il/ilçeye tanıtım ve bilgilendirme ofisleri kurmak lazım.

Binlerce, on binlerce insanın yıllarca süren çabalarını, alın terini ve yoğun gayretlerini görüp takdir edememek ne acı. Kargadan başka kuş tanımayan, kendi mahallesinin dışına çıkma özelliğini kaybetmiş ve kulağını başka seslere tamamen kapatmış yurdum insanının sırf seçim süreci diye ülkemize çağ atlatan projeleri karalamaya çalışması, görmezden gelmesi ve önemsizleştirmeye çalışması nasıl bir mantıktır anlayamıyorum. Bu yüzden her ile ve ilçeye acilen tanıtım/ bilgilendirme ofisleri kurulmalı ve bu büyük projelerin bütün yönleriyle ülkemizin geleceğine ne gibi katkılar sunacağı yediden yetmişe herkese anlatılmalıdır.

Öğretilmiş çaresizlik ne büyük bir önyargıya sebebiyet veriyormuş meğer. Türk insanı bir şey yapamaz, biz hiçbir şeyi başaramayız, mutlaka dışarıdan birilerinin bizi adam etmesi lazım gibi yıllarca bu ülke insanına giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtmak için atılan onca dev adım bile ne yazık ki böyle bir çaresizlik duvarını kırıp parçalamaya yetmiyor.

Denizlerimizdeki doğalgazı yerli ve milli imkanlarla arayabilmek için alınan gemileri görmezden gelen, bu gemilerin görev yerlerine gidişine kayıtsız kalan, aylarca süren çalışmalardan sonra yapılan keşif karşısında duyarsızlık gösteren, o gazın çıkarılması için denizin altına indirilen dev ünitelerden bihaber olan ve nihayet on yıllık bir süreyi gece gündüz, yağmur kar ve soğuk sıcak demeden üç yıla sığdırmayı başaran olağanüstü işçilik, yöneticilik ve mühendislik çabasını hiçe sayan bir yaklaşımla bu ülkenin enerjisini ve insanların gelecek umudunu çalmanın kimlerin çıkarına hizmet ettiğini iyi düşünmek lazım. Geriye dönük beş on yıllık çabayı hiçe sayıp bunu seçim yatırımı olarak karalamak ise tam anlamıyla cehalettir. Zira demokrasilerde seçimle iş başına gelinir ve o seçimlerde halk seçeceği kişiye sorar; Projen ne? Neler yaptın? Bu ülkeye ne vaat ediyorsun? Yarınlarımız nasıl olacak? Elbette iddiası olan her parti seçimlere bu yönde hazırlık yapmalı ve başardıklarını/ başaracaklarını halkına duyurmalıdır. Seçime az bir zaman kala ancak aday açıklaması yapabilen ve onu da eline yüzüne bulaştıran bir yaklaşımın bu tür atılımlar karşısında ne diyeceğini bilememesi, nasıl pozisyon alması gerektiğini kestirememesi ve başının dönmesi gayet doğaldır.

Defalarca umudu kırılmış bir ülkenin yerli/milli bir otomobil yapmaya niyetlenmesi ve bunu yoğun gayretler neticesinde hayata geçirmesi kolay bir mesele midir? Uzay teknolojisinden yerli/milli savunma sistemlerine, insansız kara/deniz/ hava araç teknolojisinden yeni petrol keşiflerine, dev barajlardan nükleer tesis ve güneş tarlalarına, yollardan tünellere ve savaş gemilerine kadar hem tam bağımsızlıkta önümüzü açacak hem de dünyayla rekabet edecek teknolojileri üretebilen bir lige yükselmek hangi Türk insanını heyecanlandırmaz acaba?

Bu atılımlar tersine beyin göçünü hızlandıracak.

Ülkemizin bu yatırımları artarak devam ettiği sürece ve yeni projelere imza atıldıkça tersine beyin göçünün hızlanacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok.

Cumhuriyetimizi kurduğumuz andan itibaren pek çok gencimizi yurt dışına ilim tahsil etmeleri için gönderdik. Bunlardan bir kısmı geri dönmekle birlikte hatırı sayılır oranda bazıları da gittikleri yerlerde kaldılar. Ülkemizin teknolojik alanda dünyayla rekabet edecek düzeyde proje üretmesi ve bunları hayata geçirmesi tersine beyin göçünün önünü ardına kadar açacaktır. Devlete ve özel sektöre ait güçlü firmalarımız her yıl bünyelerine binlerce yeni mühendis katmaya devam ediyor. Yapılan her yeni yatırımın yeni beyinler yetiştireceği ve yeni istihdam oluşturacağı kesin.

Baş döndürücü bu gelişmeler bizi başka ülkelerle iş birliğine sevk edeceği gibi önümüze yeni fırsat kapıları da açacaktır kuşkusuz.

Görelim Mevla’m neyler / Neylerse güzel eyler.

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel GÜNDOĞDU

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar10

  • Fatih 11 ay önce Şikayet Et
    Bu yüzden her ile ve ilçeye acilen tanıtım/ bilgilendirme ofisleri kurulmalı ve bu büyük projelerin bütün yönleriyle ülkemizin geleceğine ne gibi katkılar sunacağı yediden yetmişe herkese anlatılmalıdır. Hem de çok acil. Çok önemli.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Paşa Odabaş 11 ay önce Şikayet Et
    Sayın hocam şiddetle katılıyorum ki her ile, ilçeye Valilikler ve Kaymakamlıklar aracılığıyla tanıtım ofisleri kurulmalı. Yüzyılın projeleri özellikle gençlere anlatılmalı ve gençlere bu gibi projelerin içine nasıl girecekleri hususunda yol gösterilmeli, teşvik edilmeli ve geleceğe dair moral ve ümit verilmelidir.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • mersinli 11 ay önce Şikayet Et
    Kılıçtaroğlu zamanında ssk larda insanlar gece yarısı da kuyruklara giriliyordu. Hastane eczanesinde saatlarca ilaç kuyruğunda bekleniyordu. Bunları unuttuysanız eğer KILIÇTAROĞLUNA SORUN
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • mersinli 11 ay önce Şikayet Et
    Erdoğan dan önce istanbulda çöp dağları oluşmuştu, boğaz kokuyordu bunlar çabuk unutuldu CHP zamanında çöpler patlıyordu ne oldu CHP liler BUNLARIN HEPSİNİ UNUTTUNUZ.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Mmr özel 11 ay önce Şikayet Et
    SÜPER yazı eline sağlık
    Cevapla Toplam 9 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat