Madleen Gemisi ya da surda gedik açan 12 yiğit
- GİRİŞ12.06.2025 08:41
- GÜNCELLEME13.06.2025 08:44
Epey süredir vicdanlar Gazze darağacında asılı kalmış ve insanlık adeta bir utanç çemberinde mahpus olmuştu.
İnsanlığı ve bütün değerlerini kökünden tehdit eden bu lanet olası abluka mutlaka kırılmalıydı. Gerekirse her yol denenmeli, her şart zorlanmalı, her risk göze alınmalıydı artık. İnsanlığın yamyamlıktan daha değerli olduğu, zulmün ilelebet payidar kalamayacağı, dünyanın bir avuç soykırımcı ve destekçilerinden daha cesur olduğu cümle aleme net olarak gösterilmeliydi.
Bir devlet ve bir halk düşünün ki on yıllardan beri denizden, karadan, havadan ve nehirden tam bir abluka altında.
Filistin ah Filistin. Uzun zamandır Siyonist İsrail’in haberi olmadan üzerinde bir kuşun uçması bile yasak olan ülke. Katil İsrail’in onayı alınmadan bir ekmeğin bile içeri sokulamadığı mahrumiyet diyarı. Toprakları yeryüzünün lanetlileri tarafından silah zoruyla çalına çalına küçücük bir şeride sıkıştırılmış mazlumlar yurdu. Kadın-erkek, yaşlı-genç, bebek-çocuk, kadın-erkek, sivil-asker ayrımı yapılmaksızın bütün fertlerinin üzerine bayram-seyran dinlemeden pervasızca bomba yağdırılan ve ahalisi dünyanın gözü önünde kahpece soykırıma tabi tutulan insanlığın son direniş noktası.
Dünyadaki insanların bu bilgi ve iletişim çağında böyle bir zulümden haberi var elbette. Ne var ki bu insanların çoğunun böylesine korkunç bir mezalimin can yakıcı boyutlarını tam olarak bildiğini düşünmüyorum. Günümüzde savaşlar iki cephede sürüyor zira ve çoğu zaman algılar, olguların önüne geçiyor maalesef.
Gazze’nin yegâne kadın balıkçısı Madleen’in adını taşıyan bir Kutlu Gemi, insanlık adına surda bir gedik açmayı başardı nihayet.
İkisi Türk toplam 12 yiğit aktivistten bahsediyorum. İnsanlığın onurunu kurtaran gerçek birer kahraman onların hepsi; başımızı düştüğü yerden kaldırmayı başaran ve kanayan vicdanlarımızın yarasını bir nebze de olsa sarmaya muvaffak olan cesur yürekler. Vicdana dair umutların iyice azaldığı bir dönemde insanlığın yüz akı mesabesinde cesur bir eyleme imza attılar. İşkenceyi, zulmün her çeşidini ve ölümü göze alıp surda bir gedik açtılar.
Madleen Gemisi sözün eyleme dönüşmesinin sembolü olduğu gibi sivil direnişin fitilini de ateşledi hiç sönmeyesi.
Bu ateş, insanlık dışı bu ablukanın zincirlerini eritene kadar sönmemeli artık. Tıpkı bu özgürlük ateşini korkusuzca tutuşturup harlayan 12 cesur yüreği, insanlığın hiçbir zaman unutmaması gerektiği gibi.
Bundan sonra, Madleen Gemisi’nin denizde başlattığı bu kutlu direnişi karadan verilecek güçlü destekler takip edecek, bu dış direnişler Gazze’de kahramanca süren iç direnişle birleşip inşallah Filistin özgür olacak.
Önümüzdeki süreçte Madleen Gemisi’nin açtığı yolda denizden yapılan direniş eylemleri çoğalarak devam edecek kuşkusuz. Nitekim karadan ilerleyen binlerce direniş eri de kutlu eylemler başlatmış durumda. Tunus ve Cezayir'den başlayıp zamanla bütün dünya ülkelerini harekete geçirecek direniş gönüllülerinden bahsediyorum. Bunlar Mısır'dan Refah sınır kapısına yani yetim kalmış Gazze’nin sınırlarına dayanacak ve dünya kamuoyunu harekete geçirerek bu ablukayı kırana kadar zorlayacaklar.
Gazze’nin özgürlüğü için sivil direnişin ateşi tutuştu bir kere. Herkes imkanlarının el verdiği ölçüde Gazze nehirden denize özgür oluncaya kadar bu ateşi harlamaya katkı sunmalı.
İsrail, Madleen Gemisi konusunda korsanlığını bir kere daha tescil etti.
Ne uluslararası suları dikkate alan ne de uluslararası hukuk tanıyan bir korsan devlet İsrail. Bu olayda da cibilliyetinin gereğini yaptı ve ısrarla korsan olma özelliğini sürdürdü. Bebek maması, bebek bezi, kadın hijyen ürünleri başta olmak üzere tıbbi malzemeler, un, pirinç, su arıtma kiti, koltuk değnekleri ve çocuklar için protez taşıyan insani yardım gemisine uluslararası sularda kahpece baskın yaparak Gazze’ye nasıl aşılmaz engeller koyduğunu ve iki buçuk milyon insanın yaşadığı küçücük bir şeride nasıl alçakça bir abluka uyguladığını bütün dünyaya bir kere daha göstermiş oldu.
Aynı zamanda Kudüs Şairi de olan Memur-Sen’in Kurucu Genel Başkanı Rahmetli M. Akif İNAN’ın “Şehir Gazeli” adlı muhteşem bir şiiri var. Orada duygularını şöyle haykırır Medeniyet Şairi;
“Her eylem yeniden diriltir beni/Nehirler düşlerim göl kenarında”
Çağın Soylusu Rahmetli İNAN’ın söylemiyle inşallah bundan sonra insanlığın yaralı vicdanı nehirler misali Gazze’nin özgürlüğüne akacak.
Öyle görünüyor ki Madleen Gemisi’yle gerçekleştirilen bu asil eylem, insanlık vicdanını harekete geçirip bir halka reva görülen insanlık dışı muamelelerin sona ermesine zemin hazırlayarak bağımsız bir Filistin Devleti’nin bütün dünyaca kabul edilişine vesile olacak.
İtalya’dan yola çıkan, İngiliz bayrağı taşıyan, içlerinde gazeteci, oyuncu ve aktivistlerin yanı sıra Avrupa Parlamentosu üyesi milletvekilinin de bulunduğu bu direniş gemisinin surda açtığı mukaddes gedik, bir bakıma insanlığın kaybolan onurunu da kurtaracak…
“Ey kahpe rüzgâr! Artık nereden esersen es” diyecek günler yakın inşallah.
Mürsel Gündoğdu/Haber7
Yorumlar18