Emine Erdoğan’ın gözyaşları bize ne söylüyor?

  • GİRİŞ17.07.2025 08:56
  • GÜNCELLEME17.07.2025 08:58

AK Parti'nin Kızılcahamam'da düzenlediği 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açış konuşmasının yankıları sürüyor ve uzun süre de devam edeceğe benziyor.

Türkiye’yi merkeze alan ve bununla birlikte içinde bulunduğumuz coğrafyanın geleceğine dair hayati tespitlerin yer aldığı bu tarihi konuşma, salonda bulunanlar tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” söylemi, “Birlik-Beraberlik-Kardeşlik” vurgusu ve “Türkiye Yüzyılı Kapılarının Ardına Kadar Aralandığı” müjdesi ise sadece salonda değil ülke sathında duygu dolu anlar yaşanmasına vesile oldu. Tarihe not düşen ve siyasi, tarihi, toplumsal, psikolojik açıdan oldukça güçlü mesajlar içeren bu çarpıcı konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 47 yıllık terör belasının sona erme sürecine girdiğini belirtmesinin ardından duygusallık had safhaya ulaştı ve gözler buğulanmaya başladı.

Böyle bir atmosferde salondaki hazirun ile ekran başındaki dinleyicilerin duygusuna ise Emine Erdoğan tercüman oldu. Hanımefendi, bu ezber bozan konuşma süresince gözyaşlarına hâkim olamadığı gibi hitabının ardından sahneden inen eşine yaslanarak uzun süre omzunda ağladı.

Emine Erdoğan Hanımefendi’nin gözyaşları bize ne anlatıyor?

Emine Erdoğan Hanımefendi bu toprakların olanca zarafetini yüklenmiş bir Anadolu bilgesi olmanın yanında aynı zamanda bir Anadolu aşığı da. Üstelik Hanımefendi, Güzel Anadolu’muzu sadece bir kültür ve medeniyet beşiği olarak görmez, buna ilave olarak bu bereketli toprakların kadim reçetelerin diyarı ve insanlığın anavatanı olduğunu da kabul eder. O yüzden Anadolu’da yeşeren her sevinç ve mutluluk onun müstesna yüreğinde dallanıp budaklandığı gibi bu topraklarda yaşanan her acı ve hüzün de onun kalbindeki hikmet denizini biteviye dalgalandırır.

 

Bir ilçe başkanı, il başkanı, belediye başkanı, başbakan ve nihayet cumhurbaşkanı eşi olarak terörle mücadele esnasında şehadet şerbeti içen pek çok vatan evladının ailesini ziyaret eden ve onların acılarına şahit olan bir hanımefendinin “Terörsüz Türkiye” idealine yönelik atılan böylesine güçlü adımlardan etkilenmemesi ve bu durumdan dolayı gözyaşı dökmemesi mümkün mü acaba?

Terörsüz Türkiye, Erdoğan’ın en büyük hayallerinden biriydi.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bundan 20 yıl önce Diyarbakır'da terör için "bu benim sorunum ve çözeceğim" sözünü verdiğinde onun en yakınında Emine Erdoğan Hanımefendi vardı. Geçen yıllar içinde Erdoğan’ın bu sözün ağırlığı altında neler çektiğini en iyi bilen de oydu. Yine Erdoğan’ın 47 yıldan beri ülkemizin başına bir karabulut misali çöken bu hain yapının bertaraf edilmesi uğruna verdiği amansız mücadeleler esnasında yüreğine sığınak yaptığı ve yanında huzur bulduğu kişi de bu asil hanımefendiden başkası değildi.

Şimdi böyle tarihi bir günde eşinin yıllar önce verdiği sözün arkasında dağ gibi durduğunu ve terör örgütü PKK'nın silahları yakmaya başlamasıyla birlikte bunu başarmanın arifesine geldiğini gören duyarlı bir hanımefendinin böyle bir ortamda eşine dağ gibi yaslanmaması ve gözyaşlarına hâkim olabilmesi mümkün mü?

“Terörsüz Türkiye” söylemi ülke sınırlarını aşan ve bütün bölgeyi ilgilendiren güçlü bir hamledir.

Terörsüz Türkiye sadece ülkemizin terör ve teröristten arındırılmasını kapsamıyor elbette. Terörsüz Türkiye demek aynı zamanda terörsüz Suriye, terörsüz Irak, Libya, Lübnan, Ürdün ve terörsüz Ortadoğu demektir. Bu coğrafya yüz yıl önce suni olarak ekilen terör bataklıklarından arındığında buralarda yeniden barış filizleri tomurcuklanacak, huzur yeşerecek, dostluk ve kardeşlik meyveye duracak. Bu yüzden “Terörsüz Türkiye” söylemi sadece Türkiye ile sınırlı değildir ve bünyesinde barındırdığı büyük potansiyel dolayısıyla devasa tehditlere de oldukça açıktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terörün belini kırmak adına daha önce attığı adımların sabote edilişinde çektiği sıkıntılara en yakından şahit olmuş bir hanımefendinin bu beladan ilanihaye kurtulma adına gelinen böyle sevindirici bir noktada eşinin göğsüne yaslanmaması ve mutluluk gözyaşı dökmemesi mümkün mü?

Emine Erdoğan’ın ne gösterişe ihtiyacı var ne de yapmacıklığa.

Yurt içi ve yurt dışında yoğun bir insani yardım çalışması yürüten ve nerede bir mazlum görse yüreği oraya akan asalet ve nezaket timsali bilge bir hanımefendiden söz ediyorum. Örneğin ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başta bebek ve çocuklar olmak üzere bütün vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması için seferber olan o olduğu gibi Rusya Ukrayna savaşında ülkemize sığınan çaresizlerin dertleriyle hemhal olan ve Filistinli anne ve çocuklar için yüreği paramparça olan da odur.

Başta “Sıfır Atık” olmak üzere yurt içinde ve dünya ölçeğinde pek çok sosyal sorumluluk projesini himaye eden, katıldığı toplantılarda yaptığı duyarlı ve içli konuşmalarla insanlığın kaybolmaya yüz tutan değerlerine yeniden hayat aşılayan ve BM Genel Kuruluna hitap eden ilk Türk lider eşi olan Emine Erdoğan Hanımefendi’nin gösteriş ve yapmacıklıkla ne alakası olabilir ki?

Bu yüzden Emine Erdoğan Hanımefendi hep konuşsun biz dinleyelim ve hep sevinç gözyaşları döksün biz yorumlayalım…

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel Gündoğdu/Haber7

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar4

  • HIDIR BUDUR 1 gün önce Şikayet Et
    Cumhur İttifakı ve AK Partinin kutlu davasındaki yürüyüşte "Aksayan, yetim hakkı yiyen, paraya tamah eden, bu etiketi şahsi menfaatleri için kullanan, Takiyye yapan, Tavır hareketleri ve sözleri ile partiye zarar veren, N’oldum delisi olan, kibirli olan, EMPERYALİZMLE İŞBİRLİĞİNDE " olanların gereğinin yapılması için PARTİ YÖNETİMİNDE DENETLEME VE DEĞERLENDİRME Başkanlığı kurulsun?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Netitrebet 1 gün önce Şikayet Et
    Reis'e de anca böyle bir hanım yakışırdı. Allah her ikisinden de razı olsun.
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • keso 1 gün önce Şikayet Et
    reisin yüzünde vatan gülüşü :))
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • MaKuS 1 gün önce Şikayet Et
    Emine Erdoğan Hanımefendi tam bir Anadolu "ANA"sı ! Rahmetli Annemize hiç Anne demedim (bazıları annii der) hep ANA diye hitab ettim . İhtiyacı olduğunu hissettiği herkesi kucaklayandır ANA ve sadece Anadolu'da vardır . Mutmain olmuş Müslümanlardır tüm ANALAR .
    Cevapla Toplam 13 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat