Bugün Katar, yarın Türkiye mi?

  • GİRİŞ11.09.2025 09:07
  • GÜNCELLEME11.09.2025 09:07

İsrail’de bir süreden beri Türkiye ile ilgili yap/tır/ılan haberler, analizler ve akademik çalışmalardaki gözle görülen artış, tesadüfle açıklanacak kadar hafife alınacak bir durum değil.

Bu türden çalışmaların tek ortak noktası var; İsrail’in ulaşmak istediği nihai hedef karşısında Türkiye’nin bugün apaçık bir tehdit olduğu, yarın ise bundan çok daha büyük bir tehdit oluşturacağı korkusu. Bu yüzden savunma sanayi başta olmak üzere nükleer enerjiden dış politikaya, eğitim müfredatından sınırdaki gelişmelere kadar ülkemizin yaptığı her hamle ve attığı her adım İsrail tarafından dikkatle izleniyor.

İsrail tarafından vurulan İran, Lübnan, Yemen, Suriye veya Katar olsa bile bu korsan ülkedeki ana gündem her zaman Türkiye.

Gözü dönmüş bir katliam çetesi tarafından yönetilen İsrail, kurulduğu günden beri uluslararası kanunları görmezden gelmeye, kuralları pervasızca ihlal etmeye ve Hamas bahanesiyle hem Gazze’deki sivilleri çoluk-çocuk demeden öldürmeye hem de başka ülkelere saldırmaya devam ediyor. Geçen gün de Katar'ın başkenti Doha’ya saldırdı. O sırada Doha’daki Hamas heyeti Gazze’ye yönelik ateşkes önerisini görüşüyordu. “Küresel Barış” adı altında dünyadaki bütün barış umutlarını yok etmeye kurulu bir katliam şebekesi misyonuna bürünen ABD’nin demir şemsiyesinin konformizmi altındaki İsrail, 10 savaş uçağı ve insansız hava araçlarıyla barış müzakereleri yürüten Hamas heyetine alçakça saldırınca gözler bir an için ABD’ye çevrilse de hemen ardından Türkiye’ye döndü.

ABD, üç maymunu oynamaya devam ediyor…

Üç maymunu oynamak deyimi “gördüğü ve duyduğu bir olay hakkında görmemiş, duymamış ve söylememiş olduğunu belirtmek” anlamına gelir ki pek çok hadisede olduğu gibi Katar'ın başkenti Doha’ya yapılan saldırı karşısında ABD’nin aldığı pozisyon tam da bu. Bu saldırının ardından Trump Katar'ı ABD'nin güçlü bir müttefiki ve dostu olarak gördüğünü söyledikten sonra Netanyahu ile görüştü. Trump yönetiminin “ne şiş yansın ne kebap” tarzı yaklaşımının ardından Hamas'ın üst düzey liderlerine karşı gerçekleştirilen operasyonu İsrail sahiplendi ve bu saldırının bütün sorumluluğunu üzerine aldı.  Daha sonra İsrail Meclis Başkanı Amir Ohana, İsrail ordusunun bu saldırısının “bütün Orta Doğu'ya bir mesaj” olduğu tehdidini dile getirdi.

Bu değerlendirmelerden sonra İsrail’de gündem yine Türkiye’ye evrildi.

Bugün Katar, yarın Türkiye…

Kudüs İbrani Üniversitesi’nde jeopolitik ve siyaset bilimi dersleri veren Siyonist akademisyen Meir Masri, Katar’a saldırarak uluslararası hukuku hiçe sayan İsrail karşısında dünyanın şaşkınlığına aldırış etmeden “Doha’ya saldıran Ankara’ya da saldırabilir” ifadesiyle İsrail’deki gündemi yeniden Türkiye’ye yönlendirdi. Bu değerlendirme İsrail’deki nihai saldırı hedefinin Türkiye olduğuna dair ne ilk yazı oldu ne de son yazı olacağa benziyor. Bir taraftan İstanbul'un çembere alınıp “sıradaki hedef” olarak gösterildiği paylaşımlar, öte yandan akademisyen ve yazarlığının yanı sıra CIA aparatı ve FETÖ destekçiliğiyle de maruf Michael Rubin gibi kışkırtıcı kalemlerin “İsrail Hamas'ı Katar'da sıkıştırdı, sırada Türkiye olabilir” başlıklı yazılarında dile gelen iddialar açıkça gösteriyor ki İsrail, hedeflerinin önünde en büyük engel olarak gördüğü Türkiye’ye saldırabilmenin psikolojik altyapısını oluşturuyor.  Şimdi cevabını arayan asıl soru şu;

Bugün Katar, yarın Türkiye mi?

Türkiye’nin kabuklarını kırdığını ve her geçen gün kendisinin de bulunduğu coğrafyada daha da güçlenip söz sahibi olduğunu bilen İsrail, fazla vakit kaybetmeden Türkiye’ye saldırmayı mutlak deneyecektir. Hastaneleri, mabetleri, BM ofislerini, okulları, sivil binaları bombalayıp bebek, çocuk, kız, erkek, sivil ve yaşlı demeden önüne gelen herkesi gözünü kırpmadan öldüren ve bunun karşılığında ABD’den tam destek alırken dünyadan cılız tepkiler dışında hiçbir ses duymayan İsrail’in önünde Türkiye’ye saldırmasını engelleyecek “kadim Türk korkusu” dışında hiçbir motivasyon görünmüyor.

Türkiye, mümkün olduğunca içeride safları sık tutmalı, dışarıda ise böyle bir saldırıya hazırlıklı olmalı.

Türkiye gibi defalarca tarihin akışını değiştirip çağlara yön vermiş bir devlete saldırmanın elbette cesaret istediği ortadadır. Ne var ki ABD’nin şemsiyesi altında dünyayı toz pembe gören Soykırımcı İsrail, gözü dönmüşçesine hedeflerini gerçekleştirmenin derdine düşmüş durumda. Bu yüzden bu hedeflerinin önünde en büyük engel olarak gördüğü Türkiye’ye de saldırmaktan geri durmayacaktır.

Bize düşen bu tür durumlara karşı hazırlık yapmak ve gerekli bütün tedbirleri almaktır.

Mürsel Gündoğdu/Haber7

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar25

  • Gece 3 saat önce Şikayet Et
    En iyi tedbir saldırıdır, sadece itraile değil bölgemizdeki tüm batılı üsler gemiler itrailin nükleer tesisleri ne karabasan gibi aynı anda çöküp yok etmeliyiz ki bellerini doğrultamasınlaryeni dünya düzenini biz belirleyelim.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • HAKAN 4 saat önce Şikayet Et
    BURADAN UYARIYORUM TÜRKİYE ye saldırmak gibi bir alçaklığın veya ahmaklığın bedelini dünyadan yok olmakla ödersiniz aklınızı alırız BİR GECE ANSIZIN GELİRİZ VE BİRDAHA İLANİHAYE GİTMEYİZ
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • HAKAN 4 saat önce Şikayet Et
    sssssssss
    Cevapla
  • Mehmet kara 5 saat önce Şikayet Et
    eceli gelen it cami duvarına işer, demişler. ancak bizim her ihtimale karşı her türlü hazırlığı yapmamız lazım. Cenâb-ı Hak siyonist köpeklerin kökünü kazıma şerefini bize nasip etsin İnşaAllah
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • İsrailci........ 5 saat önce Şikayet Et
    Türk milleti işini bilir,kardeşim sen bu konuda gerekeni yapacağından emin olabilirsin.Sonuç israil diye bir terör örgütü kalmaz yıkılır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat