Türk Devletleri’nden Gebele’de gövde gösterisi
- GİRİŞ09.10.2025 09:50
- GÜNCELLEME10.10.2025 08:53
Son dönemde dünya, silahların hiç susmadığı, savaşların biteviye emzirdiği, mazlumların ellerinin kollarının bağlanıp haydut ve korsanların kol gezdiği, barışa yetim ve huzura muhtaç bir yer haline geldi.
Bu modern çağda herkesin gözü önünde ülkeler işgale uğruyor, bebekler açlıktan ölüyor, kadınlar ve siviller açıktan hedef alınıyor, yardım gönüllüleri ve basın mensupları bile isteye katlediliyor; hastaneler, ibadethaneler, evler, okullar, çarşı ve pazarlar bombalanıyor ve bir halk, sadece kendi ülkesine sahip çıktığı için sessiz çığlıklar arasında apaçık bir soykırıma tabi tutuluyor.
Bu günlerde dünya, her koşul ve şartta tavrını insandan ve insanlıktan yana koyabilecek akıl ve vicdan sahiplerine, devlet adamlarına, kurum ve kuruluşlarla sivil inisiyatiflere her zamankinden daha fazla muhtaç durumda.
İşte böyle bir atmosferde Türk Devlet Başkanları, barış ve güvenlikten yana adeta gövde gösterisi yaptılar.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in başkanlık ettiği Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi 12. Zirvesi, 7 Ekim 2025 Salı günü Azerbaycan’ın göz bebeği olan şehirlerinden Gebele’de Haydar Aliyev Kongre Merkezi’nde toplandı.
Gebele Zirvesi’nin oldukça iyi düşünülmüş mottosu hem dünyaya güçlü bir mesaj veriyor hem de dünyadaki kaygı verici gelişmelerin yakından takip edildiği izlenimi uyandırıyordu. Şöyle ki bu motto bir taraftan dünyanın bu günlerde en fazla ihtiyaç duyduğu “barış” vurgusunu öne çıkarırken öte yandan dünyanın geçirmekte olduğu şiddetli insani sarsıntılara karşı acilen alınması gereken “güvenlik” tedbirini de kapsayan “Bölgesel Barış ve Güvenlik” adını taşıyordu.
Türk Devletleri Liderleri, her yıl olduğu gibi bu yıl Gebele’de 12.si yapılan zirveye de çok güçlü ve çok yönlü hazırlıklar yapmışlar.
BMGK’nın 80. Genel Kurul görüşmelerinde yaptığı çarpıcı konuşmanın ardından ABD Başkanı Trump ile de görüşüp kesintisiz barış diplomasisini her şart ve zeminde yürütmeyi sürdüren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tarihi Gebele Zirvesi’nde gündeminde yine barış, yine Gazze, yine KKTC, yine Türk Devletlerinin birlik-beraberlik içinde ulaşacakları müreffeh yarınları ve bütün bunların imkanları vardı. Erdoğan’ın konuşmasında değindiği iki husus, zirveye damga vuracak cinstendi.
Gebele Zirvesi’nde Erdoğan’dan "Türk Devletleri Teşkilatı + (Plus)" ve “Ortak Alfabe” hamlesi.
Türk Devletleri Teşkilatı Plus, Türk devletleri arasındaki iş birliğinin kapsamını genişletmeyi amaçlayan, bütün kuruluş ve ülkelerle çok yönlü ve kesintisiz bir diplomasiyi önceleyen ve Türk devletlerinin sahip olduğu her alandaki potansiyel ve sinerjiyi enerjiye dönüştürecek aksiyoner bir vizyon yaklaşımı. Türk Devletleri teşkilat coğrafyalarını yeni dünyanın istikrar ve barış adası haline getirmeyi ve yüz yıllar boyunca dünyaya nizam vermiş bu toprakların yeni çağın da cazibe merkezine dönüşmesini hedefleyen bu ufuk açıcı yaklaşım, geleceğe dair umutlarımızı bir hayli artırdı.
Erdoğan’dan Cengiz Aytmatov'u anlatan bir eser ile Oğuznameleri ortak alfabeyle basıyoruz müjdesi.
Konuşmasında, Türk devletleri olarak bilim ve teknoloji alanında hak ettikleri noktaya en kısa sürede ulaşabilmeleri için güçlü iş birlikleri kurmaları ve bu alanda ortak yatırımlar yapmaları gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, yapay zekâ konusunda küresel gelişmeleri yakalayabilmek ve kültürel zenginliği muhafaza için “Türkçe Büyük Dil Modeli”nin geliştirilmesine hız vermeleri gerektiğinin altını çizdi. Ortak alfabe hususunda Türkiye olarak ilk adımı attıklarını belirttikten sonra da Cengiz Aytmatov'u anlatan bir eser ile Oğuznameleri ortak alfabeyle bastıklarını ve bugün liderlere birer adet takdim edecekleri müjdesini verdi.
Aliyev’den güvenlik için ortak askeri tatbikat önerisi
Zirvenin açış konuşmasında Türk Devletleri Teşkilatının sadece iş birliği platformu değil ciddi jeopolitik merkezlerden biri olarak şekillendiğini söyleyen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu teşkilatın ortak tarih, etnik kökler, ortak milli ve manevi değerlerin Türk dünyasını bir aile gibi birleştirdiğini dile getirdi. İstikrar, jeopolitik konum, demografik veriler, ulaşım ve lojistik alanlarındaki büyük imkanlar ile doğal kaynaklar ve askeri alanda artan potansiyelin bu teşkilatı küresel arenada önemli aktöre dönüştürdüğünü vurgulayan Aliyev, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinin Azerbaycan'da ortak askeri tatbikat yapmasını da önerdi.
Zirvede güvenlikten ekonomiye her alanda çarpıcı öneriler yer aldı.
Dünyanın güvenlik mimarisinin ciddi bir sınavdan geçtiğine dikkati çeken Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde “Siber Güvenlik Konseyi” nin kurulması önerisi oldukça dikkat çekiciydi. Yine Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in “Türk Devletleri Ekonomik Ortaklık Daimî Konseyi” kurulması ile Türk devletleri arasında stratejik ortaklık, ebedi dostluk ve kardeşlik anlaşması imzalanması önerisi çok değerliydi.
KKTC, Türk dünyasının Doğu Akdeniz'deki stratejik kalesidir.
Bu söz ve daha fazlası zirvede konuşan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a ait. Konuşmasında Türk Devletleri Teşkilatı’nın bütün faaliyet alanlarında aktif rol almaya hazır olduklarını vurgulayan Tatar, KKTC’de Türk dünyasının gençlerini buluşturacak “Türk Gençlik Akademisi” ni kurmayı hedeflediklerini de müjdeledi. Türk Devletleri bir an önce KKTC’yi tanıyarak böyle bir stratejik adaya ve KKTC’li kardeşlerine sahip çıkmalıdır, diye düşünüyorum.
Ortak tarihi ve kültürel bağlardan ortak dil ve eğitime, ortak stratejik hamlelerden ortak savunmaya, yeşil enerji koridorlarından, nadir elementlere, enerjiden ekonomiye, su kaynaklarından savunma sanayi çıktılarına kadar pek çok alanda kaleme alınan 121 maddelik sonuç bildirgesinden anladığımız kadarıyla 2030 yılında yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir ekonomiye dönüşecek Türk Devletleri Teşkilatı, dünyadaki pek çok denklemi değiştirecek ve yeniden şekillendirecek büyük bir potansiyel olarak önümüzde duruyor.
Bütün Türk yurtlarında umut dalgalanmalarına sebebiyet vermesi gereken bu tarihi zirvenin ülkemiz basınında yeterince gündem olmaması ise üzerinde dikkatle durup düşünülmesi gereken bir mesele olarak karşımıza çıkıyor…
Mürsel Gündoğdu/haber7
Yorumlar8