Güçlü konumu sayesinde Türkiye Cumhuriyeti, bir yandan istikrar ve barış vurgusuyla dünya siyasetine yön veren başat aktörlerden birisi haline gelirken öte yandan kardeş Türk coğrafyalarının yakın ve uzak geleceğine dair yaklaşımını adım adım perçinliyor.

Türkiye’nin bu etkisi, sahadaki gelişmelere doğrudan tesir etmekle kalmıyor, başta ABD olmak üzere dünyanın her yerinde açıktan konuşuluyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yürüyen Türkiye’nin dış siyaset vizyonunun pozitif yansımaları hemen her gün yerli ve yabancı basın organlarında görünür hale geliyor. Bunun Türk dünyasındaki yansımaları ise ne hikmetse yeterince gündem olmuyor. Oysa Türk coğrafyalarının mevcut imkanları ve bu kardeşlerin her alandaki birlik-beraberliğinin Türk dünyasına katacağı sinerji, zaten sallantıda olan dünya dengesini sil baştan yeniden kurdurabilecek kadar büyük bir potansiyeli bünyesinde barındırıyor.

Bu durumu en yalın ve çarpıcı şekilde yansıtan söz, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’dan geldi.

Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi’nin (YDSK) 7. toplantısı kapsamında geçtiğimiz gün Türkiye’ye gelen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde kabul edilen Viktor Orban, burada Erdoğan’la ilgili çok çarpıcı bir anısını ve bu anının kendi yüreğinde oluşturduğu yansımayı dile getirdi.  Son yüzyılda Macaristan'ın Türk dünyasıyla ilişkisinin bir hayli zayıfladığı, değersizleştiği ve birbirine bakan pencerelerin kapanmaya yüz tuttuğu tespitiyle sözlerine başlayan Orban, 2010 yılından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tarihi pencereyi ardına kadar açtığını dile getirdi.

Türk dünyasıyla ilişkiler Recep Tayyip Erdoğan’ın basiretli ve dirayetli yaklaşımı sayesinde tarihi zirvelere ulaşmış durumda.

Macaristan Başbakanı Orban’ın çarpıcı şekilde işaret ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı bu tarihi pencere neydi? Başka bir ifadeyle Viktor Orban’ın “Recep Tayyip Erdoğan’dan dinleyerek ziyadesiyle heyecanlandığı ve 2018 yılında Kırgızistan'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesinde Macaristan'ı bu örgüte gözlemci üye olarak katma iradesi göstermeye sevk ettiği “Büyük Plan” neydi acaba?

Bunu “Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki” diyerek söze başlayan Viktor Orban’ın şu cümlesiyle açıklayalım;

“Yeni zamanlar başlıyor. Başka bir dünya olacak ve Türk dünyası çok büyük bir enerji toplayacak.”

Devam ediyor Orban, hayretini gizlemeden;

“Sayın Erdoğan’ın büyük bir planı olduğunu gördüm, “Türk Yüzyılı” diye adlandırılan…”

Türk Yüzyılı, her Türk’ün gönlünde kaynayan bir volkan olmalı…

Bu çarpıcı anısını aktardıktan sonra konuşmasını sürdüren Orban, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Macaristan'ı gözlemci üye olarak Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) davet ettiğini hatırlatarak, işte o zamandan sonra Türk-Macar iş birliği ile Macaristan’ın Türk dünyasıyla karşılıklı ilişkilerini sürekli geliştirip zenginleştirdiklerini ifade etti.

Macaristan’la ilişkilerin gelişmesi karşılıklı ticaret hacmine de yansıdı.

Orban ile Erdoğan ilk defa görüştüklerinde Türkiye–Macaristan arasındaki ticaret hacmi 2,5 milyar dolar civarındaydı. O zamanki buluşmada Macaristan ile karşılıklı olarak 6 milyar dolar ticaret hacmi hedefi kondu. Şimdilerde bu hedef gerçekleşmek üzere. Yapılan bu son toplantıda ise yeni hedef, ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarmak olarak belirlendi.

İlişkiler güçlendikçe başta ekonomi olmak üzere her alanda sıcak gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.

Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi’nin 7. Toplantısında Türkiye ile Macaristan arasında 16 anlaşma imzalandı. Enerjiden ulaştırmaya, ticaretten savunma ve kültür alanına, havacılıktan güvenliğe ve teknolojiden eğitime kadar pek çok alanda yapılan anlaşmalar, iki ülke arasındaki dayanışma, kaynaşma ve yakınlaşmayı daha da pekiştirecek kuşkusuz.

Türk Devletlerinin birbirleriyle ilişkilerinin güçlenmesi Türk Yüzyılı için hayati önem arz ediyor.

İnsanlığın günümüzde duçar olduğu insanlık dışı muameleleri göz önünde bulundurduğumuzda tarihi derinliği, yönetim kabiliyeti ve nizamı alem için Türk milletinin kurulmakta olan yeni dünya düzeninde başat bir aktör olarak yerini alması, insanlık adına hayati önem arz ediyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan göreve geldiği andan itibaren Türk devletleriyle ilişkileri dilde, fikirde, işte birlik temelinde sadece zirveye çıkarmakla kalmadı, yeni dönemde ihdas ettiği Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı eliyle bunu taçlandırdı da.

Bu alan iki gizli elin tehdidi altında.

Bunlardan birisi cehalettir ki mahir gönüllerin titiz çalışmalarıyla her gün perçinlenmekte olan bu büyük ideali, Türk devletlerinin her farklı görüş ve yaklaşımı sonrasında yerle bir etmeye kadar varan yıkıcı yaklaşımlar sergilenmesine sebebiyet veriyor. İkincisi de Türkleri yeni dünya denkleminde görmek istemeyen sömürgeci çevrelerin süreci bilinçli olarak engellemeye çalışma gayretleridir.

Şimdi bu ayrık yaklaşımların süreci enfekte etmesine müsaade etmeden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a 2010 yılında işaret ettiği “Büyük Plan”a odaklanma zamanı…

Mürsel Gündoğdu/Haber7

murselgundogdu@gmail.com