Kuşkusuz bu sorunun en net yanıtını Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören verecektir. Tabi gerçekleri açıkça ifade edebilirse...

ÖNCE BEŞİKTAŞ SONRA TÜRK FUTBOLU

Serdar Bilgili'nin Başkanlık döneminden bu yana futbol kamuoyunda adını sıkça duyduğumuz Demirören, özellikle siyah-beyazlı kulübün ve TFF'nin Başkanlıklarında tepki çeken biri oldu. Başlıkta da zikredildiği üzere yıllarca “Yeeeter Yıldırım Demirören Yeeeter!” tezahüratıyla anıla geldi.

Demirören hem Beşiktaş Başkanlığı hem de TFF Başkanlığı'nda bu tezahüratı hak etti. Beşiktaş Başkanlığı'ndan yangından mal kaçırırcasına ayrılıp TFF Başkanlığı'na geçmesi bile adeta bu iddianın delili gibiydi.

Yıldırım Demirören'den sonra Beşiktaş, ‘Feda' yılı ilan edip, daha ucuz ve genç futbolculara yöneldi. Rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe dünya yıldızlarını transfer ederken siyah-beyazlılar, Demirören sonrası enkazını kaldırmakla uğraştı.

Açıkçası bu konuda Fikret Orman başarılı oldu denilebilir. Ki Beşiktaş üyeleri de çoğunlukla öyle düşünmüş olacak ki Orman yeniden Başkanlığa getirildi.

FEDERASYON BAŞKANLIĞINDA DA TEPKİLER DİNMEDİ

Yıldırım Demirören, Beşiktaş'ta yaptığı hataları TFF Başkanlığı'nda ekleyerek sürdürdü. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın Avrupa Kupalarından men edilmesi, Milli Takımın Dünya Kupası yolunda işini çok büyük şanslara bırakması bunlardan başlıcaları…

Demirören, detay gibi görünen mevzularda da Başkanlığın gereğini yerine getirmedi. Örneğin bu sezon sonuna doğru alevlenen Galatasaray-Fenerbahçe kavgası yapılırken TFF Başkanı'nın ortada olmaması, Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası şampiyonu kupalarını alırken Demirören'in bırakın kupa vermeyi, statta dahi olmayışı, ne zaman bir problem olsa göz önünden uzaklaşması bu unvanı kaldıramayışının nüveleriydi.

SEN GEREKENİ YAPMAZSAN ELOĞLU GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAZ

Başkan ve yönetimi olarak TFF, şike olaylarında pasif kalınca aktif aktör olan UEFA ortaya çıktı ve gereken cezalar kesildi. Spor kamuoyunda genel görüş bu şekilde ki aklın yolu birdir. Maalesef birkaç takıma verilecek cezayla kapatılması gereken olaylar, bir sarmala döndü. Bu yolun sonu 2010-2011 sezonu için puan silmelere kadar gidebilir. Sonuç olarak ortada daha Trabzonspor'un da talip olduğu 2010-2011 Lig şampiyonluğu var.

Demirören yönetimi bu saatten sonra ne karar alırsa alsın eline yüzüne bulaştıracaktır. Yol yakınken demek isterdik lakin zaten iş işten geçti. Ancak yine de bu mevkiin ağırlığını kaldıramayan Demirören'e ‘Yeter' demek çok da beis olmasa gerek.

ALAKASININ OLMADIĞI BAŞARIDA KENDİNE PAY ÇIKARIYOR

Yıldırım Demirören, madem Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Avrupa'da çeyrek finale çıkmasından kendine pay biçiyor. O halde daha çok pay çıkaracağı nur topu gibi Milli Takım başarısızlığı, şike sürecini kaldıramama, Başarısız Beşiktaş Başkanlığı örneklerini masanın üstüne koyup, Türk sporundan ilelebet elini çekmelidir.

Selametle kalın…

Müslüm Işıklar - Haber 7

muslumisiklar@gmail.com