Artık iş çığırından çıktı

  • GİRİŞ11.10.2013 10:31
  • GÜNCELLEME11.10.2013 10:31

Birileri kendi takımını en büyük sanan zavallılardan kurtarsın bizleri.

Sezon başlayalı 8 hafta oldu. 8 haftada 3 tane derbi müsabakasına şahit olundu. Bunlardan ilki 1.haftadaki Beşiktaş-Trabzonspor karşılaşmasıydı. Çok şükür olağanüstü bir sorun olmadı. Hatta Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu deplasman yasağını protesto etmek için o maçı Beşiktaşlı taraftarların içinde izledi.

5.haftaya gelindiğinde Beşiktaş, sahasında Galatasaray'ı ağırladı. Maç 2-1 Galatasaray'ın üstünlüğüyle devam ederken sahaya giren yüzlerce kişi maçın tatil edilmesine neden oldu. Beşiktaş bu maçtan dolayı hükmen 3-0 mağlup sayılacak. Lakin TFF onaylamak için neyi bekliyor o da ayrı bir garabet.

En son bu hafta oynanan 8.hafta karşılaşmasında ise hem sahada hem de saha dışında birçok olaya şahit olundu. Saha içinde Zokora-Bekir, Zokora-Volkan, Selçuk-Onur kavgaları, saha dışında ise Trabzonspor yönetimine yapılan saldırılar keyfimizi kaçırmaya yetti. Demek ki problem, problem olarak görünen, öteki durumuna düşürülen deplasman seyircisinde değilmiş.

EN BÜYÜK CEZAYI DEVLET VE TOPLUM VERMELİ

Devlet, en ağır cezaları uygulaması için neden bekliyor. Sadece sahaya giren veyahut kavga eden seyirciler için değil, saha içinde ya da ekran karşısında olayları büyüten yöneticilere de en ağır yaptırımların uygulanması lazım.

İnsanların modern zaman stresinden kurtulmak için aktivite ve deşarj unsuru olarak gördüğü basit bir sporu dahi yönetemeyen bu kişilere toplumun huzurunu bozmaktan, kamuya ruhsal (Çoğu zaman da fiziksel) zarar vermekten ağır cezalar verilmeli. Stres atma aktivitesi olan futbolun stresi artırma vesilesi olarak kullanılması insanlarımızı bu keyiften mahrum ediyor.

Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Gerekirse ligler dahi kaldırılsın. Yeter ki sporun ruhu olan müspet bakış açısı muhafaza edilsin.

Ne tribünde Aziz Yıldırım'ın, İbrahim Hacıosmanoğlu'nun, Sadri Şener'in ne ekran başında Ahmet Çakar'ın, Erman Toroğlu'nun ne de sahada Zokora'nın veya Volkan Demirel'in toplumu germeye, toplumu gerici açıklamalar yapmaya zerreden kürreye kadar hakkı yoktur.

FUTBOLA BAKIŞ AÇIMIZ RUHSAL BİR KANSERDİR

Unutulmamalı ki ruhun kanseri vücudun kanserinden daha tehlikelidir. Vücudun kanseri kişiyi ilgilendirirken ruhun kanseri toplumu ilgilendirir. Bir virüs gibi yayılarak toplumu kanser etmeye meyilli bu tehlike daha büyümeden tedavi edilmeli.

İlacı da ne atom ne de ışın tedavisidir. Tek ilaç devletin ve toplumun bu virüsleri tecrit etmesidir. Bu tedavi yöntemiyle virüs, ya kendini topluma adapte edecektir ya da kaybolarak toplumu rahatlatacaktır. Aksi halde ölüm kaçınılmazdır.

Selam ve dua ile…

muslumisiklar@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat