Ya da onu kendi ellerinle güçlendireceksin.” cümleleriyle açıklanmaya çalışılmıştı. En azından sportif anlamda güçsüzden yana olmadığı vurgulanmak istenilmişti.

Konuyla ilgili görüşe katılan sporseverlerden bazı elektronik mektuplar aldım. Özellikle onlara teşekkür borcumu iletmek istiyorum.

Eskiden bu yana sorduğum bir soru vardır: “Medya, sanayi, ticaret, ulaşım gibi alanların, hülasa her şeyin kalbi İstanbul'da olduğu için vatandaş gazete, televizyon gibi iletişim organlarında varsa yoksa Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın haberleriyle karşılaşır. Hadi Anadolu takımlarından geçtik, peki ama neden sadece Beşiktaş, Kadıköy ve Beyoğlu merkezli bu üç takım ön plana çıkar? Yani bunun Beykoz'u, Ümraniye'si, Kartal'ı, vs.si de var. Niçin o ilçelerin takımları alt liglerde çakılı kaldı, onlar neden diğerleri gibi büyümedi?

ONLAR DA İSTANBUL TAKIMI AMA…

Neticede onlar da medya, sanat, spor, sanayi, ulaşım, ticaret merkezi İstanbul'un ilçeleri değil miydi? Bu sorunun cevabı aslında gayet basit...

Üç takımın kurulduğu ilçeler İstanbul'un en zenginlerinin ikamet ettiği ya da iş merkezlerinin bulunduğu yerler. Bu üç takımın tüm yurtta yavaş yavaş adlarını duyurdukları 30'lu ve 40'lı yıllara da gidilse, bugüne de bakılsa İstanbul'un, dolayısıyla Türkiye'nin en zengin ilçelerinin buralar olduğu görülür.

REIDIN-SED tarafından yapılan araştırmaya göre İstanbul'un refah seviyesi en yüksek ilçe ve mahalleleri şu şekilde:

        İlçe/Mahalle /Derece
1- Beşiktaş Bebek A+
2- Beşiktaş Etiler A+
3- Beşiktaş Arnavutköy A+
4- Kadıköy Fenerbahçe A+
5- Şişli Teşvikiye A+

ŞİMDİ ANLAŞILMIŞ OLMALI

Yukarıdaki beş semtin bulunduğu üç ilçe, siz değerli okuyucularımıza spor dendiğinde acaba neyi hatırlatıyor? Bu satırları yazana, Türk halkının medya tarafından kendilerine sunulan zengin semt takımlarından birini tutması zorunluluğunu anımsatıyor.

Yani medya Konya'daki Ahmet'e zengin semtin takımı ‘Fenerbahçe'yi tut' diyor, fakirin dostu (!) Konyalı Ahmet ‘hay hay' diyor. Medya Malatyalı Ömer'e zengin ilçe takımı ‘Beşiktaş'ı tut' diyor, garibanı seven (!) Malatyalı Ömer, amatör kümeye düşen Malatyaspor'un amatör kümeye neden düştüğünü sorgulamadan, görmediği İstanbul'un Beşiktaş'ı için Malatyalı arkadaşının kalbini kırıyor, yeri geldiğinde canını acıtıyor. Medya Rizeli Cemal'e, stadı Şişli'de bulunan ‘Galatasaray'ı tut' dediğinde Cemal, ‘Haçan seni mi kiracağum?' diyor.

İlk iki sırada bahsedilen İstanbul takımlarının merkezleri Beşiktaş (Beşiktaş JK) ve Kadıköy'de (Fenerbahçe SK) bulunuyor. Galatasaray için ‘sarı-kırmızılıların merkezi Beyoğlu'dur itirazı' olabilir. Aslında hem Ali Sami Yen Stadı hem de şimdi ki TT Arena Stadı, Şişli ilçesinde. Ancak bu tür bir itirazı haklı gördüğümüzü farz edelim. Bu faraziyeye de başka bir anketle cevap vermeye çalışalım.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ'NİN ANKETİ

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Şeker tarafından birkaç sene önce yapılan ve İstanbul Ticaret Odası tarafından araştırma projesi kapsamına alınan araştırmaya göre;

İstanbul'da 39 ilçe arasında yapılan hesaplamalar sonucunda yaşam kalitesi en yüksek olan ilçeler sıralamasında Kadıköy 0.88 değerle ilk sırada yer alırken, onu sırasıyla 0.80 değerle Beşiktaş, 0.76 değerle Beyoğlu, 0.73 değerle Şişli izliyor.

Yani nerden bakılırsa bakılsın, takım tutma alışkanlığımız İstanbul'daki medyanın dayatmasına ve bu dayatma sonucunda da özellikle İstanbul'daki zenginler taifesinin semtlerine çıkıyor. Siz hiç Kırşehir'de oturup da Beykoz 1908'i tutana ya da Erzurum'da oturup da Anadolu Üsküdar'ı, Kasımpaşa'yı tutan birilerine rastladınız mı? Böyle sorulara ‘Evet' cevabı vermek ‘Altın dinozor gördüm' demekle eşdeğerdir. Hatta bırakın İstanbul'u, Kırşehir'de kaç tane Kırşehirsporlu, Erzurum'da kaç tane Erzurumsporlu gördünüz?

Hülasa; gariban Anadolu halkı yolunu yukarıda zikredilen sokaklara çıkaramasa da, o mahallenin takımlarını tutarak zenginler kulübüyle tek ortaklıklarını gerçekleştirmiş oluyor.

Selam ve dua ile kalın…

Müslüm Işıklar - Tümspor

muslumisiklar@gmail.com