Devlet dine gölge etmesin yeter

  • GİRİŞ06.02.2012 09:11
  • GÜNCELLEME06.02.2012 09:11

Başbakan Erdoğan’ın “dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz” sözü üzerine ne demek lazım?

Önce belirteyim ki, 80 küsur yıldır tüm devlet araçlarını “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı” nesiller yetiştirmek için kullanmış olanların, bu söze itiraz etmeye hakkı yok. Eğitim sistemini bir “beyin yıkama cihazı” olarak kurgulayan, bunu değiştirmeye yönelik her türlü teklif (örneğin Gençliğe Hitabe’nin okullardan kaldırılması fikri) karşısında da küplere binen zihniyetin, aynı “cihaz”ın başkalarınca kullanılması karşısında dayanacağı bir “ilke” yok çünkü.

Ama ben, devletin “laik” nesiller yetiştirmeye kalkmasına karşı çıkmış biri olarak, aynı devletin “dindar” nesiller yetiştirmeye kalkmasına da karşıyım.

Tabii Başbakan’ın sözü bu anlama mı geliyordu; burası şimdilik muğlak. Çünkü “devlet ideali” ile “parti ideali” arasında fark var.

Demek istediğim şu: AK Parti, muhafazakar bir parti olarak, kendi gençlik kollarında “muhafazakar değerler”i ve bu arada “dindarlığı” güçlendirmeyi hedefleyebilir elbette. (Nitekim, siyasetin tam zıt tarafında yer alan İşçi Partisi, sitesinden desteklediği yayın ve seminerlerle, yıllardır “diyalektik materyalizm”e ve dolayısıyla ateizme inanan gençler yetiştiriyor.) Burada bir sorun yok.

Dindarlığı özgürleştirmek

Ancak gerek AK Parti’nin gerekse mütedeyyin kadrolara sahip başka her siyasi partinin devlet eliyle yapması gereken tek şey, “dindarlık oluşturmak” değil, “dindarlığı özgürleştirmek”tir.

Nasıl mı? Mesela:

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Mustafa Akyol / Star

Yorumlar1

  • Hasan Seyre 12 yıl önce Şikayet Et
    Nasıl bir dindarlık.... Eğer şimdiki anlamda anladığımız bir dindarlık tanımı ortaya konulacaksa vay halimize derim. İmam Gazalinin İslam dünyasının kaderini değişteren ve bu din mensuplarının Dünya şahnesinden çekilmesiyle sonuçlanan ve çağların gerisinde kalmasına neden olan öğretisi ile yetişmiş Dindarlık öğretisi, maalesef Bilimle çatışıyor. Bu öğretide ahlak öyle dar bir kalıpdaki tutulmuşki, Her şey günahlarla, şeriklerle ve ayıplarla öyle boyanmışki.Müslüman bu kadar kendini sınırlayan ve tabiri diğerle serbest hareket etmesini engelleyecek her şey ile doldurulmuştur. Eşyada yada yaşama mazhar olmuş canlılarda elini nereye atsa, karşısısna dikilen oraya bakma ayıp, burayı elleme günah, şu madeni böyle tanımlama şirke düşersin, toprağa şekil verme İlah yaratırsın, ona şirk koşarsın emirleri karşısısnda kımıldıyamaz halde bulunmaktadır. Bu kadar günah ve şeriklerle kuşatılmış mümin ne yapabilirki. yapacağı tek şey var. oda Namaz kılmak. Diğer şeyler ise Gavurların uğraşı alanına giriyor. onlara serbest.?
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat