Küçük Ülkü

  • GİRİŞ05.08.2012 11:33
  • GÜNCELLEME05.08.2012 11:33

80 yaşında ölen Ülkü Adatepe'nin "Atatürkcüğüm" dediği üvey babası Atatürk'ü kaybettikten sonra da el üstünde tutulduğunu sanıyorsanız aldanıyorsunuz.

Ülkü Hanım'ın oğlu Ahmet Kemal Doğançay, 2008 yılında "Saklı Anılar" adlı bir kitap çıkarmış (Nokta Kitap). Kapağın üst kısmında "Atatürk'ün son resmî vârisi sevgili kızı Ülkü" yazılı. Daha da ilginci, yazarın kendisini kapakta "Atatürk'ün torunu" diye sunması. Böylece Atatürk'ün 'akrabalarından' biriyle daha tanışmış oluyoruz.

"Atatürk'ün torunu"ndan öğreniyoruz ki, manevî kızlarından biri olmasına ve vasiyetnamesinde kendisine 200 lira maaş bırakmış olmasına rağmen Ülkü Hanım, 6 yaşındayken kaybettiği "Atatürkcüğü"nün ardından ağır baskılara, komplolara ve haksızlıklara uğramış ve ömrü boyunca da bu travmanın etkisinden kurtulamamış. Peki neymiş "Küçük Ülkü" ve ailesinin yaşadıkları baskılar, komplolar ve haksızlıklar? "Atatürk'ün torunu"na kulak veriyoruz burada:

"Bu komploların en büyüğü Atatürk'ün ailesine yapılmıştır... Esas maksat, Atatürk'ün ailesini düşkün bir duruma getirip aileyi tamamen silmektir, bu komploların altında derin politikalarla şahsi intikamlar yatmaktadır."

"Şahsi intikam" öyle mi? Siz de benim gibi 'Ne diyor bu torun?' diye düşünüyorsunuz, değil mi? Kim şahsen intikam almak istemiştir Atatürk'ün ailesinden?

Bu soruları cevaplandırmadan önce aynı kitaptan aşağıdaki cümleyi de okuyalım isterseniz:

"Siz 6 yaşında çocuğun evini basıp, zavallı aileyi kuru tahta üzerinde bırakmaya kalkar, geçim, doktor, okul parasını dondurmakla Atatürk'ü nasıl korursunuz?"

Annesi Ülkü Adatepe'nin anılarını yayınlayacağı iddiasıyla çıkan ama İnönü dönemindeki uygulamalarla tam bir hesaplaşmaya dönüşen kitabında Ahmet Kemal Doğançay, İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde Atatürk'ün "ailesi"ni silip yok etmeye yönelik operasyonlara girişildiğini söylüyor. Nitekim kitabının başka bir yerinde İnönü döneminde Ülkü'nün evine baskın yapılıp eşyalarına el konulmak istendiğini de yazıyor. Şöyle diyor:

"Atamızın ölümünün akabinde hükümet tarafından anneannem Vasfiye Hanım'ın Atatürk tarafından kendisine yaptırılan evine gelip eşyalarına el konulmak isteniyor. Anneannem direniyor ve Ata'nın ona verdiği evraklar ve Hasan Rıza Soyak'ın yardımları sayesinde eşyalarını kurtarıyor. Bunun akabinde Ata'nın ailesinin maaşları donduruluyor ve zaman içerisinde aileler adeta sokağa terk edilmek isteniyor. Kız kardeşinin evi hükümet tarafından istimlak edilip Makbule Hanım evinden çıkartılıyor. Afet Hanım'ın da profesörlüğü elinden alınıyor."

Bunları rahmetli "Küçük Ülkü"nün oğlu ("Atatürk'ün torunu") yazmasa inanmayacağız ama bu ifadeler elimizdeki "Saklı Anılar"ın 81. sayfasında aynen yer alıyor. Ardından bir cümle daha ekliyor sözlerine ve diyor ki: "Atatürk'ün annesi de yaşasaydı aynı akıbete mi uğrayacaktı?"

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Mustafa Armağan - Zaman

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat