Dünya bir kez daha Türkiye’nin baş aktör olduğu diplomasi fırtınasına şahit oldu. 

ABD ve Rusya, Suudi Arabistan'da uzun bir zaman sonra aynı masa çevresinde fotoğraf verdi. 

Ne konuştular, neye karar verdiler, ne sonuç çıktı, bunlar tartışılır. 

Ancak bir kişi var ki, olan biteni duyunca adeta feveran etti: Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky.

Görüşmeye bile davet edilmediğini öğrenince, "Biz olmadan bizim hakkımızda nasıl konuşursunuz?" diye feryat figan. 

Ah Zelensky, vah Zelensky!

Keşke bu işin en başında Erdoğan’ın sözünü dinleseydin.

Oysa Tayyip Erdoğan bizlerin de eşlik ettiği Kiev ziyaretinde kendisini uyarmıştı. 

“Batının ipiyle kuyuya inilmeyeceğini” anlatmıştı.

Ama olmadı. 

Dolmabahçe’de kurulan barış masası Londra’dan gelen bir telefonla dağıtılıvermişti. 

Sonunda bu kadar uzayacığını kimsenin tahmin etmediği bir savaş coğrafyayı adeta yerle bir etti. 

Oysa savaşın başından beri Batı’nın türlü sözleri vardı.

Birçoğu tutulmadı. 

Pohpohlandı. Hatta ülkemizde bazı muhalefet liderleri bile sözlü destek verdiler. 

Şimdiyse masanın diğer tarafındaki büyükler, kendi aralarında konuşurken, kapının dışında kalıverdi. Ne acı değil mi?

Emperyalistler böyledir!

Sözler verilir, umut bağlanır. Sonunda çıkarlar neyi emrederse o olur. 

Paris’te Avrupalı liderler, ABD ve Rusya’nın görüşmesine tepki olarak bir araya geldi. Belli ki, "Bizi de unutmayın!" demek istiyorlar. 

Ama ABD Başkanı Trump, geçen hafta Putin’le konuşup, müzakereleri başlatacağını ilan etti bile. Avrupa'nın fikirlerini pek de umursamadan...

Türkiye ise işin başından beri söylemlerinde tutarlılığı ve iki tarafa da yaklaşımıyla diplomasi dersi verdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Zelensky ile basın toplantısında “Trump’ın yaklaşımının Türkiye’nin politikalarıyla uyuştuğunu” belirtti. 

Bu da önümüzdeki süreçte yeni gelişmelerin olabileceğinin sinyalini verdi. 

Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da boş durmuyor. 

İsrail, Suudi Arabistan derken bir diplomasi maratonuna girişmiş. 

Trump’ın Gazze’yle ilgili akıldışı planları coğrafyada büyük tepki toplarken, Rubio, Arap liderlerle görüşüp tansiyonu düşürmeye çalışıyor. 

Yani Riyad’da sadece Rusya - Ukrayna savaşı görüşülmedi. 

Bakalım, Ukrayna bundan sonra nasıl bir hamle yapacak? 

Belki yine alkışlarla karşılanacağı bir Avrupa turuna çıkar, belki birkaç sert açıklamayla Batı’yı kendine getirir. 

Ama ne olursa olsun, şunu unutmamalı:

Türkiye başından beri tutarlı bir şekilde doğruyu söyleyen tek ülke.