İstanbullu yorgun! İstanbullu bezgin!
- GİRİŞ22.03.2025 09:01
- GÜNCELLEME23.03.2025 09:24
Geçen yazının girişi şu şekildeydi:
“Ortada bir seçim gündemi yok…
Erken seçimi gerektirecek bir durum yok…
Sokağın böyle bir gündemi yok…
Siyasetin böyle bir gündemi yok…”
O halde Ekrem Bey neden seçim turlarına çıkıyor, vites yükseltiyor, Erdoğan’a çağrılar yapıyor?
Sorgulamak hakkımız..
Mesele sonunda anlaşıldı.
Meğerse milleti hak, özgürlük, adalet diye oyalarken birileri cepleri doldurmakla meşgulmüş.
Hergün ortaya saçılan yeni bir pislik insanın midesini bulandırıyor.
İlginç değil mi?
+CHP deki şaibeli kurultay soruşturması sonrasında Özgür Özel hükümeti suçlamış, Tayyip Erdoğan’ın neden kendisine sürekli “cevap ver” dediğini sorgulamıştı.
Oysa kurultay soruşturmasının şikayetçisi İzmir delegesi, bir başka müdahili CHP’li Hatay Belediye Başkanı’ydı.
+Ekrem İmamoğlu, hakkındaki soruşturmayla ilgili Erdoğan’ı sert dille eleştirmişti.
Oysa gözaltına alınanların bir kısmı daha sorgu başlamadan “itirafçı” olmak istediklerini söylemişti.
Yani sorun, paylaşımın adil yapılamamasıydı.
CHP iç çekişmelerini iyi sorgulamalı. Partideki her sıkıntının arkasında bir bakıyorsunuz yine partililer çıkıyor.
Herşey bir yana onlarca iddia konuşulurken sorulacak bir soru daha var.
CHP seçmeninin çektiği tüm bu sıkıntılar, polisle çatışmalar, iktidara meydan okumalar… Birileri cebini dolduracak diye miydi?
Örneğin büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası Özgür Özel’in şu sözlerini nasıl değerlendirmek gerekir?
"Bana diyorlar ki sokak çağrısı mı yapıyorsun. Evet sokak çağrısı yapıyorum!"
“Önümüze kanuna aykırı emirle set çeken, bariyer çeken varsa, polise zarar vermeden yıkın geçin, yıkın geçin..."
Kim için, ne için?
Ya da barikat kuran polisleri zarar vermeden nasıl yıkıp geçecekler?
Orası belli değil!
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu duruma tepki gösterdi.
“Bir yolsuzluk operasyonu bahane edilerek sokaklarımızın karıştırılmak istendiğine şahitlik ediyoruz." diyen Erdoğan,
"Yapılan onca hırsızlığı, yolsuzluğu, ahlaksızlığı, belediyelerde kurulmuş mafya düzenini savunabiliyorsanız çıkın milletin huzuruna açıklayın.
Yüzünüz varsa, içinize sindirebiliyorsanız çıkın, balya balya para kulelerini millete izah edin.
Bunları yapamıyorsanız, bağırarak, çağırarak, gençleri provoke ederek, sokakları terörize ederek vatandaşın huzurunu kaçırmayın. Mübarek Ramazan'ın manevi atmosferine gölge düşürmeyin.
Daha sonra utanç duyacağınız olaylara tevessül etmeyin. Altını çizerek tekrar ediyorum; CHP içindeki bir avuç soyguncunun kendi meselelerini milletin meselesi haline getirmesine biz izin vermeyeceğiz.
Kamu düzeninin bozulmasına eyvallah demeyeceğiz. Sokak terörüne bugüne kadar nasıl teslim olmadıysak vandallığa bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz." sözleriyle durumu özetledi.
Şimdi ortada çözüm bekleyen bir konu var:
Özellikle kafası karışanlar…
Konunun neresi siyasi, neresi ekonomik, neresi adli?
İyi analiz etmek lazım.
Ha, bu arada İstanbul uzun süredir başsız.
Asıl gözden kaçan detay bu bence.
Böylesine büyük bir şehir, bunca zamandır bu kadar kötü yönetilmemişti. Bunun mutlaka önümüzdeki zaman diliminde İstanbul için kötü sonuçları olacak.
M. Mustafa Yıldız / Haber7
Yorumlar3