Kazakistan'ın Astana kentinde neler konuşuluyor?
- GİRİŞ26.04.2025 08:57
- GÜNCELLEME27.04.2025 09:41
Türk dünyası ile ilişkilerimizin yetersiz olduğunu anlatan önceki yazımız fazlaca geri dönüş aldı.
Okuyanlara teşekkür ederiz.
Halk asamblesinin 30. yıl dönümü nedeniyle Kazakistan'daydım.
Başkent Astana’da bir dizi görüşme gerçekleştirdim.
Sözün başında ifade etmeliyim ki Türk dünyası ile aramızdaki görünmez duvarı bir an önce kaldırmamız gerekiyor.
Burada kardeşlerimiz bizi bekliyor.
Hem soydaşlarımız hem dindaşlarımızın bulunduğu devasa bir Coğrafyadan bahsediyoruz.
Böyle bir coğrafyayı bir nevi unutulmuş terk edilmişliğe mahkum ettik. Tabii ki bunda Sovyet etkisi de var
Onlarda Sovyet baskısı bizde ise Batı sevdası yılları boşa harcamış.
Bunu söyledikten sonra birkaç cümle ile size Astana’yı ve Kazakistan'ı anlatmak isterim.
Astana aslında ülkemizde bilinen bir yer.
Suriye meselesinin en cafcaflı olduğu dönemde Astana masası kuruldu.
Bir çözüm üretildi diyemeyiz ancak diyalog masası kurulması açısından önemliydi.
Türk dünyasının merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyan şehir yeni kuruldu.
Türkiye Kazakistan'ı yeni devlet kurulur kurulmaz yarım saat içinde jet hızıyla tanıyan ilk ülke.
Başkentin değiştirilip Astana'ya taşınması sürecinde o dönemin büyük siyasetçisi Turgut Özal'ın payı yadsınamaz.
Dolayısıyla Kazakistan'da yaşayanlar Türkiye'nin bu kadirşinaslığını hiçbir zaman unutmuyorlar.
Tabii ki bazı eksikleri olmakla birlikte modern bir görünüme sahip.
Türkiye'den gidenlere yoğun bir ilgi var.
Tabii yıllarca fetö'nün çalışma alanlarından biri olduğunu da söylemek mümkün.
Azerbaycan - Türkiye ilişkileri son dönemde ileri seviyeye çıkınca dünya siyasetinde nelerin değiştiğini herkes gördü.
Şimdi bunu ileri aşamaya taşımak lazım.
Kazakistan başta olmak üzere Türk dünyasından diğer ülkelerle yoğun bir mesai harcamamız gerekmekte.
Ama bunun olması için öncelikle kültürel yakınlaşmanın sağlanması şart.
Bizler bu kardeşlerimizle deprem, sel gibi afetlerde birlik olmayı başarıyoruz.
Ancak normal zamanlarda kültürel faaliyetlerle bunun desteklenmesi gerekiyor.
Kazakistan müziği gerçekten güzel.
Kazak sineması etik değerleri ve aile yapısına uygunluğu ile göz dolduruyor.
Bu açıdan televizyon kanallarının da bu ülkeden yapımlara bir göz atmasında fayda olabilir.
Bir konunun daha altını çizmek isterim.
Özellikle iş adamları ve eğitim için düşünüldüğünde Azerbaycan, Kazakistan Kırgızistan, Özbekistan, hepsinde de ortak özellik sokakların güvenli olması.
Asayiş olayları yok denecek kadar az.
Batı dünyasıyla karşılaştırma yapmak gerekirse bir kere güler yüz, misafirperverlik bizim geleneklerimiz de olan her şey bu dünyada mevcut.
Ama bir şekilde uzak kalınmış!
Türk devletler teşkilatının kurulmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Doğal zenginlikleri, yeraltı kaynakları, hareketli nüfusu ve iş olanaklarıyla Türk Devletleri batının gözdesi konumunda.
İçimizden görünen birileri ise sürekli bu dünyadan bizi ayrı tutmaya çalışıyor.
Bu çabalar kesinlikle tesadüfi ya da keyfi değil.
Emin olun ki hepsi yoğun bir algı ve ajanlık çalışmasının ürünü. ( bir başka yazıda detayları ile aktaracağım)
O yüzden akıllı olmamız lazım.
Eleştiri yapmak yerine ilişkilerimizi geliştirmeye çalışmak herkes için daha faydalı olacaktır.
Mustafa Yıldız / Haber7
Yorumlar9