NATO zirvesinden birkaç detay
- GİRİŞ26.06.2025 09:00
- GÜNCELLEME28.06.2025 10:24
Sözün başında şunu söylemeden geçemeyeceğim.
Ülkemizde bazı yorumcular günlük olaylara anlık reflekslere göre yorumlar yapıyorlar.
ABD Başkanı Trump “Savaşı bitireceğim!” deyince “Vay süper Trump!” diyenler Ukrayna Savaşı'nda kendi ülkesinin çıkarlarına göre hareket edince “kahrolsun Trump!” duruşuna dönüyorlar.
İran - İsrail arasındaki savaş bitsin deyince “Vay süper Trump!”
İran'ı bombaladığı zaman “kahrolsun Trump!”
Sloganik bir yorumculuk şekli.
İşin magazininden ziyade yeni dönemin stratejisini anlamaya çalışalım.
Trump eğer isteseydi İran'daki füze bataryalarını, havaalanlarını, stratejik bazı tesisleri vurabilirdi. Ama yapmadı.
Nükleer tesislerin binalarını vurdu. Ve dolayısıyla İran'a “göstermelik” bir saldırı düzenledi.
Trump öngörülemez biri.
Ters köşe yapmaya bayılıyor.
Neticede işimize gelmeyen birçok yaptığı iş var. Neticede bir başka ülkenin Başkanı…
NATO zirvesi Erdoğan - Trump yorumları yapanlara bolca malzeme çıkardı.
İkili bir araya gelmeden önce bazıları ısrarla görüşmenin çok kısa süreceğini söyledi. Tersi oldu.
Bazıları ayak üstü birkaç cümle konuşacaklar dedi. Tam tersi oldu.
Bazıları Trump Erdoğan’a kötü sürpriz yapacak dedi. Tam tersi oldu.
Listeyi uzatabiliriz. Ama gerek yok.
Trump - Erdoğan arasındaki görüşmeye dair fotoğrafla ilgili yine üzülen bazı yorumcular ABD Başkanı’nın zoraki gülümsediğini, Erdoğan karşısında zoraki oturduğunu falan ima etmeye çalıştı. Yine tersi oldu.
Şimdi gelelim kulis bilgilerine…
Hollanda kraliyet ailesinin zirveye katılan liderlere özel bir yemeği vardı.
Yemekte oturma düzeni dikkat çekiciydi.
ABD, Türkiye ve Çekya Başkanları ile İtalya Başbakanı Meloni aynı masaya oturtuldu. NATO Genel sekreteri de aynı masadaydı.
Yani protokolde özel bazı ayarlamaların yapıldığı anlaşılıyordu.
Yemeğe son gelen iki isim vardı. Biri tahmin edeceğiniz gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı.
Diğeri de Trump'tı.
İlginç olansa Trump’ın uçağından inip direkt saraya geçmesiydi.
NATO liderleri beraber bir fotoğraf verdiler.
Aile resmi de Trump’a göre ayarlandı. Belki zirveyi erken terk eder diye önceden bir fotoğraf alınmıştı.
Burada diğer liderlere üstten bakan Trump'ın suratı “Ben niye buradayım, bunlarla benim ne işim var? Bunlar kim? Ben kimim?” der gibiydi.
O anda yanına Cumhurbaşkanı Erdoğan geldi ve o kızgın suratlı adam birden uysallaştı.
NATO zirvesinde bir araya gelen iki liderin aslında bu hafta içerisinde 3. görüşmesiydi bu.
İki lider iş bitirici kimlikleriyle öne çıkıyordu.
Biri parasal ve askeri gücüyle diğeri kültürel, sosyolojik ve tarihsel gücüyle bölgede söz sahibi konumda.
Peki Erdoğan'ın elindeki o zarfta ne vardı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'la yapacağı görüşmeye elinde notlarla geldi.
O zarfın içerisinde de muhtemelen sayısal teknik notlar bulunuyordu ve yine muhtemeldir ki savunma sanayiyle ilgili notlar bulunuyordu.
Savunma Sanayi başta olmak üzere ekonomik hacmin 100 milyar dolara çıkarılması noktasında bir ortak irade öne çıkmakta.
Sayın Erdoğan’ın sorulan muhtemel sorulara danışmanlarına ya da bakanlarına sormak yerine direkt net cevaplar verdiği anlaşılıyor.
Bu görüşmenin çıktılarını birkaç hafta sonra belki anlayacağız.
Trump değerlendirmesi yapan yorumcuların şu hataya düşmemesi lazım.
Trump bizim babamızın oğlu değil!
Başka bir ülkenin başkanı…
Kendi çıkarlarına göre hareket edecek. Bazıları bizim çıkarlarımızla örtüşecek, bazıları da ters düşecek.
İsrail'in şımarık, saldırgan, pervasızca tavırlarının arkasında malum ABD ve batı dünyası var.
Fakat özellikle dikkatinizi çekmiştir ki NATO hükümet başkanları ve devlet başkanları zirvesinde aslında göze garip gelen bir görüntü de vardı.
Dünyada bunca çatışma alanı varken hatta biz kendi ülkemizde muhalefeti bu işlere çok fazla kafa yormamakla eleştirirken Avrupa'nın hiçbir şey umurunda değil gibiydi.
Hollanda kraliçesi ne giymiş?
Edi Rama açık renk takım elbise giymiş!
Ursula Von Der Layen topuklu giymemiş!
Bunu tartışıyorlar…
Ayrıca her NATO zirvesine Zelensky’nin davet edilmesi NATO'ya ne kazandırır?
Batı dünyasının Sorun çözmek bir yana sorunları algılamakta sorunu olduğu çok açık.
NATO genel sekreteri katıldığı panelde bir cümle dahi İsrail demedi.
Eğer destekliyorsan da çık “İsrail'i destekliyorum” de.
İran'la 12 gün savaşmışlar, NATO genel sekreterinin gündemine girememişler.
Açıkçası Trump'ın Netanyahu’ya tepkisi olmasa belki de İsrail ile ilgili ne düşündüklerini bilemeyecektik.
Jerusalem Post gazetesinin manşeti
Trump, Netanyahu’ya bağırdı!
Manşet bu…
Haber İsrail'den geliyorsa iki kere düşünmek gerekir.
Bu haberde de Netanyahu’nun fırça yemesi tabii ki birçoğumuzun içinin yağını eritir ama haberin İsrail medyasında yayınlanmış olması ardında başka nedenler barındırıyor demektir.
Trump Netanyahu’dan nefret ediyor. Ama bu haber sanki kendi kitlesine “bakın ben saldıracaktım. Trump engelledi” veriyor gibi.
Bunlar başından beri İran'ın füzelerinin bittiğini yazıp çiziyor.
Meğerse Demir kubbenin füzeleri bitmiş!
Herkes bozuldu sanıyordu. Oysa Demir kubbenin füzeleri bitmiş!
Ez cümle Sayın Erdoğan'ın Hollanda dönüşü heybesinin dolu olduğu ve bütün yapılan görüşmelerin çıktılarının olacağı görülüyor.
M. Mustafa Yıldız / Haber7
Yorumlar3