Gönül çevresinde şair ağırlamak

.

  • GİRİŞ20.12.2017 13:48
  • GÜNCELLEME21.12.2017 07:24

‘Mezar taşlarına şiir okumak, güzel; taşlar ayakta dinler sizi. Çölde va'az etmek mutluluk! Kumlar perestişle ürperir.’ Cemil Meriç

 

Cemil Meriç’in okuyucuya dönük sözkonusu yakınmasını, Bu Ülke kitabını ilk elime aldığım yıl, 1977’de fark etmiştim. Oysa şiir uğraşım ciddileşmiş, şairlik hayatımın amacı haline gelmişti.

Şiir okuyordum, şiirlerini mezarlıkta ya da çölde okumayı düşünmesinler diye şairlere hak ettikleri ilgi, saygı ve sevgiyi göstermeye çalışıyordum..

Aslında edebiyatta tek bir şiir var, bütün şiir kitapları o büyük şiirin bir bölümü.

Kitaplar, şiirler ve dizeler ‘can çekişen kuşlar gibi elinizde’.

Zaten okumak şairliğin omurgasıdır. Şiir kitaplarını en çok şairler okur. Çünkü şiirden en iyi şairler anlar. Edebiyatseverler arasında küçük bir topluluk da olsa her zaman şiir okurları vardır.

Şairlerle tanışmak onurdur, bunu herkes bilir. Gönül çevresi kurulurken baş köşeye sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) efendimiz oturtulur; o meclis, diğer peygamberler, alimler, Allah dostları, devlet adamları ve komutanları tanıyıp sevdikçe büyür.

Ben gönül çevreme şairleri de aldım: Mevlana, Fuzuli, Yunus Emre, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Bayatlı, Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi, Arif Nihat Asya ve Sezai Karakoç.

Gönül çevresinde şair ağırladıkça, insanın dünyaya bakışı netleşir. ‘Bana okuduğun şairleri söyle sana kim olduğunu söyleyeyim..’ dedi bana hayat: Cahit Zarifoğlu, İsmet Özel, Erdem Bayazıt, Attila İlhan, Enis Batur, Ebubekir Eroğlu, Mustafa Çelik, Turan Koç, Arif Ay, Cahit Koytak, Ali Günvar, Nejat Çavuş, Şaban Abak, Hüseyin Atlansoy ve pek çok çağdaşım şairi tanıyıp sevdim.

Kitaplarına zaman zaman dönüp baktığım, kimi şiirlerinden beslendiğim şairlerdir gönül çevremin sakinleri.

Bilgelerin dilinde şiir eksik olmaz. Her kuşağın, herkesin görevi olan erdemlerin keşfinde şiirin verdiği destek büyük önem taşımaktadır.

Şiir kitaplarının sarsıcı ziyaretlerine ciddi ciddi hazırlanırdım ben. Her bir şiir, bir okul olur, o şiiri yorumlamayı başarınca, bir madalya, adeta bir diploma kazanırdım. Üstelik şiir bitirilemiyor, her okuyuşta yeni yorumlara varılıyordu. Şiir okumanın insanın duyarlılığını geliştirdiğini fark ederdim.

Şiir, farkındalık kulesiydi, oradan dünyaya bakmak aklı başa getiriyor, bakış başta olmak üzere tüm duyumlara bilinci ekliyordu.. Şiir okuyucusu olmak okurluktan çok çok farklıdır.

Her şiir, beni bir adım geri çekerek oluş ve dili önüme koyuyor, hafızamı alt üst ediyor, hayal gücümü de zorladıkça zorluyordu. Evreni önüme koymak, bir çuval cevizin içinden bir ceviz alırcasına dünyayı kavramak, yerküredeki tarih akışını bir aynadan izlemek çok heyecan vericidir.

Dünyada kökleşirken şiir insan ruhuna güç verir.

Hakikatle aydınlanan ufuklara bakarken gözün ferini artırır şiirler adeta.

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat