Filistin’e BM Koruma Gücü gönderilmeli..

  • GİRİŞ14.05.2021 08:48
  • GÜNCELLEME14.05.2021 09:13

2021 Ramazanı’nın sonunda, işgalci Siyonist İsrail polisi yine Mescid-i Aksa’ya ve Şeyh Cerrah Mahallesi’ne saldırdı. Bu saldırıya kısaca değinip birkaç yapılması gereken hususu gündeme getireceğim bu yazıda.

ŞEYH CERRAH MAAHALLESİ

Şeyh Cerrah, Selahaddin Eyyübi'nin doktoruydu. Aynı zamanda Filistin’de Doğu Kudüs’te bir mahallenin adı.

Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki bazı Filistinli ailelerin zorla evlerinden çıkarılma kararı ile 2 Mayıs'ta başlayan gerginlik; 7 Mayıs'ta yatsı namazında İsrail polisinin cemaate saldırması ile doruk noktasına ulaştı.

İsrail’de fanatik Siyonistler, polis desteği de alarak "Kudüs Günü" adı altında saldırılar düzenledi..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu işgal girişimlerini ve uygulanan şiddeti "devlet terörü" olarak niteledi.

Meselenin özü, Yahudi yerleşimciler tarafından Filistinlilerin evleri ulu orta gasp ediliyor. Dünyanın sesi çıkmıyor.

SİYONİST İSRAİL YARGISI 

Siyonist İsrail’in Filistinlilerin yurtlarına, yuvalarına el koyması yeni bir durum değil. Dünya İsrail işgallerini çoktan kanıksamış bile. Son olaylara dünyanın sessiz kalması sözkonusu kanıksamanın göstergesi.

Mescid-i Aksa ve  Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki 38 Filistinli ailenin sözde mahkeme kararlarıyla sürülmesi, İsrail'in Kudüs'ü siyonistleştirme politikasının son örneği.

Siyonist İsrail mahkemeleri, siyasal kararlar veriyor;  ayrımcılık uyguluyor. Siyonist İsrail polisi ve yargısı, sürekli Filistin topraklarına el koyan Yahudi yerleşimcilere hizmet ediyor.

Filistinliler, Osmanlı tapularını gösterseler de Ürdün'den gelen belgeler sunulsa da; davalar hep Filistinlilerin aleyhine sonuçlanıyor. İsrail yargısı, polisinden daha terörist. Uluslararası hukuka göre, İsrail mahkemeleri, işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Filistinli halk üzerinde yasal bir otoriteye sahip değil.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında can kaybının 28’si çocuk olmak üzere 109’a, yaralı sayısının ise 621’e yükseldiği açıklandı. Terör devleti İsrail'in Gazze Şeridi'nde düzenlediği saldırılarda şehit sayısı sürekli artıyor.

"MURABITLAR" HAREKETİ

İsrail polisine direnenler, Mescid-i Aksa'nın siyonistler tarafından basılmasına karşı koyanlar Filistinlilerin  "Murabıtlar" hareketidir.

Her gün Mescid-i Aksa'ya giderek nöbet tutan kadın-erkek Filistinliler, İsrail'in Kudüs'ü siyonistleştirmesine direnmektedir. Evlerini terk etmeyerek destansı bir direniş sergilemekteler. Bu ramazan da canları pahasına Mescid-i Aksa'ya sahip çıktılar.

İsrail'e geri adım attıracak yeni bir küresel- bölgesel düzen oluşana dek Kudüs'teki, Mescid-i Aksa'daki bu "murabıt ruhu" güçlü tutulmak gerekiyor.

Sorunun çözümü için Filistin’deki siyasi ve askeri guruplar tek çatı altında toplanmalı ve bu gruplar Müslüman devletler tarafından maddi ve manevi olarak daha fazla desteklenmelidir.

İsrail’in yapılmasına engel olduğu Filistin genel seçimlerinin bir an önce yapılmasına izin verilmesi için lobi faaliyeti yapılmalıdır. Filistin Hükümeti, davasında haklı olduğunu bütün dünyaya duyurabilmek için daha çok çalışmalıdır. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam ve Arap dünyasındaki en popüler lider. İsrail zulmüne karşı çıkma çağrısı, sözkonusu "murabıt ruhu"n  korunmasına katkı sağlıyor.

Filistin Hükümeti Türkiye’den resmi olarak arabulucu olmasını talep edebilir. Böylece Türkiye’nin eli güçlenecektir. Esasen Filistin ve İsrail arasında güvenilir arabulucu rolünü üstlenebilecek tek devlet Türkiye’dir. Bu bakımdan tüm İslam dünyası ve Filistin’e destek olan devletler, Türkiye’nin arabuluculuğunu önermeli, istemeli ve desteklemelidir. 

BM KORUMA GÜCÜ

Siyonsit İsrail,  BM kararlarını hiçe sayıyor. Batıcı Arap rejimleri,  Filistin ve Kudüs davasından vazgeçmiş görünüyor. Arap sokakları baskı altında. Bu koşullarda Tel Aviv'in yayılmacı hamlelerine karşı çıkacak başka bir merci bulunmamakta.

Müslüman ülkeler toplanıp ortak bir kınama metni yayınlayarak gerekirse bölgeye Müslümanların hakkını korumak için asker gönderebileceklerini söyleyebilirler ama söylemiyorlar. İİT’de  güvenlik kurulu oluşturup barış gücü gönderebilirler. Müslüman ülkeler, en azından İsrail ile diplomatik ilişkilerinin seviyesini düşürebilirler. 

Esas sorun, İslam dünyası ve Filistinlilerin birlik ve bütünlük içerisinde olmaması, bugüne kadar birlik halinde tepki vermemesidir. Suudi Arabistan, BAE, Fas, Bahreyn, Mısır vb. Arap devletleri İsrail ile stratejik seviyeye varan işbirliği anlaşmaları imzaladılar. İslam ülkelerinin bugünkü dağınık ve güçsüz konumlarında ne İİT'den ne de Arap Ligi'nden etkili bir hamle bekleyebiliriz.

İslam dünyasının parçalı ve dağınık olduğu, İsrail ile ilişki geliştirdikleri, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin İsrail ile sıkı ilişkide oldukları bir konjonktürde, Filistin sorunu kolay kolay çözülemez. Batı başkentlerinden gelen "derin endişe" açıklamaları İsrail'in yayılmacılığını durduramaz.

Kudüs'ten vazgeçmek mümkün değil. Şu anda en hızlı müdahale, Filistin’e BM Koruma Gücü göndermek. BM Koruma Gücü, ‘Bosna Hersek’ten sabıkalı!’ dememek lazım. Türkiye, BM Koruma Gücü’ne asker vermeli ve çok aktif olmalıdır.

Türkiye bu gerçeklik çerçevesinde Filistin halkının gördüğü zulmü dünyaya duyurmak ve önlemek için uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü girişimde bulunmalıdır. BM onay vermeden Türkiye’nin Filistin’e asker göndermesi mümkün değil; uluslararası hukuka da uygun değil.  Türkiye’nin bir başka ülkenin topraklarına asker göndermesi, savaş açmak demektir. Türkiye’nin elindeki savunma sanayi projelerini tamamlamak için savaşmadan geçirilecek on yıla ihtiyacı var. Vakti gelince, elbette kıyamet kopacak!

Yorumlar1

  • Emekli Büyükelçi 2 yıl önce Şikayet Et
    BM Koruma Gücü Güney Kıbrıs Rum kesimi sınırında konuşlanmıştır ve son derece başarılıdır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat