Rusya'nın Ukrayna İşgali ve İslam Ordusu

  • GİRİŞ05.03.2022 09:55
  • GÜNCELLEME07.03.2022 08:15

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik başlattığı kendi adlandırmasıyla "özel askeri operasyon" (24 Şubat 2022) ve mevcut seyriyle Avrupa'nın da artık içinde olduğu savaş, ilgili aktörler açısından yeni bir aşamaya girildi: Askeri (saha) ve siyasi/diplomasi (masa) boyutta mevcut dengeyi ve algıları değiştiren gelişmeler, bundan sonraki süreç için öngörüde bulunmayı mümkün kılıyor.

Ukrayna Savaşı, başta Avrupa ve Asya’yı etkileyecek bir küresel vekalet savaşı. BM merkezli uluslararası sistemde daha çok Orta Doğu ve Asya ağırlıklı ön plana çıkan vekalet savaşları, artık Avrupa'da da boy göstermeye başladı. Ukrayna vekalet savaşı, önümüzdeki birkaç yılda Avrupa Ordusu ve Asya Ordusu’nun kuruluşunu hızlandıracaktır.

RUSYA’NIN ABD’YE SURİYE DESTEĞİ

Ukrayna savaşı, tesadüf değil. Aslında Rusya Kırım’ı topraklarına ilhak ettiğinde Ukrayna’ya doğru sınırlarını genişleteceği işaretini verdi. Savaşta, Rusya'nın saldırgan tutumu kadar, ABD merkezli Batı ve NATO cephesinde yaşananlar da önemli..

Yazının sonunda söylenecek sözü başında söyleyebilirim: ABD Ukrayna’yı Suriye desteği karşılığında Rusya’ya verdi. 

Hatırlanacağı gibi  ABD 2011’de Suriye’de yalnız kaldı; ne İngiltere’nin ne de Fransa’nın desteğini alabildi. Çünkü İngiltere ve Fransa açısından ABD’nin önce Irak sonra Suriye işgali, Basra Körfezi ve Doğu Akdeniz’i kaybetmek anlamına geliyordu. Bu yüzden ABD Suriye’ye Rusya’yı çağırmak zorunda kaldı.

Güneye inmeye hevesli Rusya, ABD’nin Suriye davetini kabul ederken şartlarını masaya koymuş olmalı.. O şartlardan bir tanesi de Rusya’nın Karadeniz’deki hakimiyetini pekiştirecek olan Kırım ve Ukrayna’nın ilhakı olabilir; gelişmeler bunu gösteriyor.

BİR KÜRESEL TİYATRO: UKRAYNA SAVAŞI

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna Savaşı’nı haklı gösterme çabaları kadar, Batılı liderlerin ve özellikle de ABD Başkanı Joe Biden'ın işgale giden süreçte ortaya koydukları çelişkili "söylem" ve "eylem"leri Ukrayna Savaşı’nın bir küresel tiyatro, yani belli bir kadronun belli bir metni oynadıklarını gösteriyor.

Rusya aylardır dünyanın gözü önünde Ukrayna sınırında 175 bin asker konuşlandırdı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin işgali engellemek ve Ukrayna'nın egemenliğini savunmak amacıyla toplandığı sırada Putin savaş ilan etti. Biden, Ukrayna'nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini öne sürerek yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. Putin de ABD tarafından Irak ve Suriye’nin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini öne süremez mi? Böyle bir suçlamayı yapabilecek en son dünya lideridir Biden.

Biden'ın ‘yaptırımlar’ çıkışı gerçekten çok komiktir. Çünkü başta Rusya-Gürcistan Savaşı ve sonrası Kırım'ın ilhakı bağlamında Rusya’ya yönelik yaptırımların etkisiz kaldığı apaçık görülmüştü.

ABD KARŞISINDA AVRUPA VE ASYA BLOKLARI

Fransa Almanya arasındaki "özel"; ABD'den daha bağımsız, hatta onun liderliğine meydan okuyan bir Avrupa inşasında AB-Rusya arasındaki adı konulmamış karşılıklı mutabakat var. Başta enerji alanında olmak üzere, iktisadi-ticari ağırlıklı "karşılıklı bağımlılık ilişkileri" de yaptırımların boyutu-etkisi bağlamında sorgulanmaktadır.

Dolayısıyla Başkan Biden tarafından ifade edilen bu yaptırım kararları sadece Rusya açısından değil, AB bağlamında da bir "uyarı" mevzusu olarak ön plana çıkmaktadır.

Uluslararası ortamda ABD Rus alışverişini gören Çin'in Ukrayna konusunda Rusya'ya yönelik "eleştiriden" "desteğe" dönüşen bir duruşu var. Çin, Ukrayna savaşını Rusya'yı kendisine iktisadi açıdan daha fazla bağımlı kılma ve onu ABD karşısında yanında tutma fırsat olarak değerlendiriyor. Bu bağlamda 26 Şubat'ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Rusya'yı kınayan, Rusya güçlerinin Ukrayna'dan derhal ve tamamen çekilmesini talep eden oylamada çekimser oy kullandı.

Ukrayna işgalinde Rusya'nın savaşma gücünü kaybetmesi kadar, ABD ve Çin’in ekonomisi üzerinden Moskova'daki yönetim üzerinde bir baskı yaratma çalışması da göz ardı edilmemeli. ABD, İngiltere, son zamanlarda Çin, doğrudan bir savaş yerine, dolaylı yöntemlerle sonuca ulaşmak ve bu bağlamda yaptırımlar üzerinden uluslararası sistemdeki belirleyici gücünü ortaya koymak istiyor.

Dünya sisteminin çok kutuplu bir düzene evrildiği günümüz konjonktüründe, alınan yeni pozisyonlar nedeniyle BMGK’nde bulunan ülkeler arasında rekabet her geçen yıl şiddetleniyor. Bu ortamda ABD’nin NATO’su gibi, Fransa ve Almanya’nın öncülüğünde Avrupa Ordusu; Rusya ve Çin’in öncülüğünde Asya Ordusu tarih sahnesine çıkmaktadır.. Bu nedenle Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik müdahalesiyle Avrupa güvenlik mimarisini tehdit edecek adımlar atması; Washington'un, Berlin’in, Paris’in ve Pekin’in beklentileri ve çıkarlarıyla örtüşüyor.

Bu açıdan bakıldığında ABD, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik operasyonunu, tüm Avrupa ve dünya için tehlikeli bir girişim şeklinde nitelendirmiş ve NATO'nun doğu kanadındaki müttefikleri Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya ve Romanya'ya asker konuşlandırmaya izin verdiğini açıklarken Rusya’ya sınırları hatırlatmaktadır. Gelinen aşamada ABD'nin NATO üzerindeki etkisinin arttığı, Almanya ve Fransa'nın dirençli bir şekilde hareket etmeye başladığı, "Avrupa Ordusu"nun raftan indirildiği söylenebilir.

Sonuç olarak BMGK, ordusu olan ABD, Avrupa ve Asya bloğundan, kısaca üç bloktan oluşacak. Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan hareketle bir kez daha ABD'nin NATO’daki egemenliğini koruma noktasındaki misyonunu devam ettireceğini, öncelikle Batı dünyası içindeki bölünmüşlüğü sonra da Rusya ile Çin ihtilafı yanında Asya’daki bölünmüşlüğü devam ettirmeye çalışacağını öngörmek zor değil.

Bu noktada Türkiye’nin, hem iç kamuoyunun, hem de İslam dünyasının desteğine ihtiyacı olduğunu vurgulamak gerek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya beşten büyüktür!’ diyerek liderliğini küresel düzeyde pekiştirmeye çalıştığını ifade edebiliriz. Tek çözüm, İslam ordusunun kurulup BM karşısında İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bir an önce ilan edilmesidir. BM’de temsil edilmeyen Afrika ve İslam aleminin, aleyhlerine olan uluslararası koşullara boyun eğmemesi gerekmektedir.

Yorumlar5

  • Misafir 3 yıl önce Şikayet Et
    Yazar biyolojik olarak kaç yaşında bilmiyorum ama zihinsel olarak ergen yaşta gibi. Böyle bir oluşum olması şu an için imkansız ama hadi oldu diyelim adı kesinlikle İslam Ordusu olmaz. Bu gerçekçi değil. Akıllıca da değil. Ama yazar da bilerek bu ismi kullanıyor bence İslam Ordusu kavramı etkileyici, dahası gaza getirici, ayakları yere basmayan romantikler için keyif verici bir isim.
    Cevapla
  • Hakkı An 3 yıl önce Şikayet Et
    İslam ordusu ile ilgili bir oluşum var ama bir de hata var. ORDU KOMUTANI Pakistanlı bir general. Bu general olacağına SALMONELLA velihat prens yapılsa idi ordu komutanı; çok mesafe kat edilirdi. Sadece birlik kullanımı siyasi olarak büyük bir (NATO gibi İslam işbirliği tekilatı içinde askeri oluşum ile) kati kurallara bağlanması ....
    Cevapla
  • Müftü 3 yıl önce Şikayet Et
    Vahdet ve nizam farzdır. Fitne, tefrika ve fesad haramdır.. Allah'ım, kafirler güruhuna karşı İslam milletine adaletli lider, birlik ve üstünlük ver..
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • 6530 3 yıl önce Şikayet Et
    Selamün aleyküm tüm İslam ümmeti ne Mustafa kardeşimize bu güzel ve doğru tespitinden dolayı çok teşekkür ederim gerçek o ki bir an evvel İslam ümmeti kendilerini toplamaları dir inayet ümmetten zafer Allah in dir lailahe illallah Muhammed en Resulullah
    Cevapla Toplam 16 beğeni
  • Hilafet 3 yıl önce Şikayet Et
    Ümmetin Birliği için hilafet lazım
    Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat