Büyük akıl tarihi
- GİRİŞ23.07.2022 09:56
- GÜNCELLEME27.07.2022 09:17
Büyük akıl, büyük devlet aklıdır. Devletlerin dış politikalarında kullandıkları stratejik akıldır büyük akıl.
Devletler oyununda bir devletin başka devletleri yönlendirecek çapta bilgi, teknoloji, sermaye ve kadroyu kullanması demektir, büyük akıl.. Büyük devlet, dünya siyasetini şekillendirmeyi başarmış devlettir çünkü.
19. Asrın büyük devleti İngiltere’ydi; 20. asırda ise 1945’ten sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu (BMGK) oluşturan beş devlet. Batıda Amerika, İngiltere, Fransa büyük devlet. Asya’da da Rusya ve Çin büyük devlet.
Günümüzde dünya, gücü yeten yetene rekabet içindeki bu beş devlet tarafından şekillendiriliyor. Diğer devletler, dünya sistemi içinde bu devletler arasında denge politikası izleyerek devamlılıklarını sürdürüyorlar.
Her devletin dış politikasının temelinde en net şekilde menfaatlere erişmek yatıyor. Bu çerçevede bir devlet bugün bir devletle, yarın başka devletle işbirliği yapmaktadır.
19.ASIR BÜYÜK AKLI
19. yüzyılın devletler oyununu bilmeyen ve dönemin büyük aklını çözemeyenler, 20. yüzyıldaki devletler oyununu da çözemiyor. Dolayısıyla 21. yüzyıldaki devletler oyununa da akıl erdiremiyor.
19. yüzyılın büyük aklı İngiliz aklıydı. Yüzyılın başında Mısır özelinde Fransa’ya karşı Osmanlı ve Ruslarla beraber hareket eden İngiltere, önce bu vesile ile Fransa’yı devre dışı bıraktı.
1827’ye gelindiğinde, bu sefer Osmanlı’ya karşı Fransa ve Rusya ile birlikte mücadele etti ve ortaya Yunanistan çıktı.
1853’e gelindiğinde İngiltere’nin karşısında Rusya, yanında ise Osmanlı ve Fransa yer almıştı.
Böylelikle İngiltere, 19. yüzyılda akıl dolu hamlelerle dostlarını birbirine kırdırttı, kendisi aradan sıyrıldı. İngiliz büyük aklını doğuran strateji budur.
DEVLETLERİ YÖNLENDİRMEK
İngiltere bu hamleleri yaparken, gerek beraber olduğu gerek ise hasım kabul edip karşısına aldığı devletlerin iç siyasetini, sosyal yapısını, ekonomisini ve silahlı kuvvetlerini iyi yönlendirdi.
İngiltere’nin bu dönemde diplomasi aracı olarak en etkin kullandığı güç ise donanması oldu. Teknoloji geliştikçe, diplomasi araçları da çoğaldı..
Ayrıca İngiltere uluslararası politikada, bölgesel ve küresel örgütler ile yetiştirdiği insan gücü vasıtasıyla etkili oldu. Geçmişte, mücadele ettiği toplumların hassas noktalarını tespit ve kullanma maksatlı olarak Lawrence ve Gertrude Bell gibi kişilerin de içinde bulunduğu grupları kullanan İngiltere, günümüzde de küresel ve bölgesel örgütlerin alt ve üst kademelerindeki etkin kadroları elinde tutmaya gayret ediyor.
İngiltere 18. yüzyılda donanması vasıtasıyla Rusya’yı Akdeniz'e çekerken büyük akıl sahibi oldu. Hindistan, Afganistan ve İran'dan uzak tutmak ve kendisi Avrupa'da liderlik için Fransa ile mücadele ederken, Osmanlı'yı kontrol altında tutabilmek için, daha sonra başa çıkabileceğini düşündüğü Rusya'yı Akdeniz'e girmek konusunda teşvik etti. Hatta Çeşme baskınında Akdeniz'e gelen Rus donanmasında İngiliz subaylar görev yaptı.
Bu bağlamda büyük devlet ya da büyük aklı demek, dünyanın her yerinde elinin ve maşalarını olması ve elini yakmadan dünyayı karıştırarak yönlendirmek demek. İngiltere, oluşturduğu büyük aklı kullanarak yüz yıl (1815 – 1914) Birinci Dünya Savaşı’na kadar geçen sürede, ciddi bir tehlike olmaksızın dünya siyasetinin, ticaretinin ve denizlerinin neredeyse tek hâkimi oldu.
İNGİLTERE’NİN BÜYÜK AKLININ DOĞUŞU
İngiltere’nin Akdeniz’e girişi ve bugüne gelişi, büyük akılla gerçekleşti kabul edilir.
İlk kez 1704’de Cebelitarık’ı ele geçiren İngiltere, 1882’ye gelindiğinde, 178 senede, altı stratejik hamleyle Akdeniz’in kontrolünü ele geçirmişti.
Bu stratejik hamleler Akdeniz’le sınırlı değildi. Aynı İngiltere aynı dönemde, benzer süreçleri takip ederek dünyanın dört bir yanında uyguladığı stratejik hamlelerle, etkisi bugün de devam eden benzer sonuçlara ulaştı.
İngiltere 1704’de Cebelitarık’a yerleşmek suretiyle başlattığı Akdeniz hamlesini 1708’de Minorka, 1800 yılında Malta, 1815 Korfu ve 1878 Kıbrıs ile devam ettirdi ve nitekim 1882’de Mısır’ı ele geçirerek Akdeniz’deki stratejik hamlelerini sonlandırdı.
İngiltere aynı dönemde Hindistan’dan Güney Afrika’ya, Avustralya’dan Kanada’ya hep aynı yolu izledi.
Yol aynı kalırken İngiltere’de krallar-kraliçeler, başbakanlar ve dışişleri bakanları geldi geçti.
SAVAŞLARI YÖNETMEK
17. ve 18. yüzyılda okyanuslarda, Afrika'da ve Asya'da yeni yerler arayan İngiltere, oluşturduğu sömürge imparatorluğunun Akdeniz'de de hakimiyet sağlamak istiyordu.
Bu çerçevede 1704 tarihinde İngiltere’nin Cebelitarık'ı ele geçirmesi önemli bir dönüm noktası oldu. Gelişmeler, İngiltere ile Osmanlı devletini ortak noktada buluşturdu.
Osmanlı açısından İngiltere, Fransa, Rusya ve Avusturya'ya karşı bir denge unsuru demekti.
İngiltere açısından ise Osmanlı devleti Asya'da sahip olduğu sömürgelerle arasında bir engeldi ve İslam coğrafyasının kaynaklarına el koymak için kurtulmak zorunda olduğu bir devletti.
20. YÜZYILDA BÜYÜK AKIL
20. yüzyıl hem dünya, hem Avrupa hem de İngiltere için büyük yıkımlar çağı oldu.
20. yüzyılın ikinci yarısından sonra büyük aklıyla öne çıkan Amerika’ydı. Amerika, Çin’le beraber olup Avrupa’daki kanlı bıçaklı iki düşmanı, Fransa ve İngiltere’yi ve Asya’da da Rusya’yı karşısına aldı. Emrine girmiş güçsüz bir Avrupa isteyen Amerika, Asya’da Rusya ve Çin’le rekabet halinde..
İngiltere Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında da dünya sistemini yönlendiren devletlerden biri oldu. Artık İngiliz büyük aklı demek, ne istediğini bilmek ve bunun için neler yapıp neler yapılmaması gerektiğini en iyi şekilde değerlendirebilmek demek.
İngiltere bugün 19. yüzyıldaki ve 20. yüzyılın ilk yarısındaki toprak büyüklüğü ve siyasi etki alanına sahip değil. Günümüzde İngiltere İslam aleminde ve dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkan kaos ortamlarından en iyi şekilde yararlanıp kendisi en az zarar gören devlet..
ABD’nin dümen suyuna giren Avrupa Birliği’nin gidişatının iyi olmadığını veya en azından kendi menfaatleri doğrultusunda bir yöne gitmediğini gören İngiltere, AB’yi terk etme sürecini başlattı. Artık düne göre İngiliz dış politikası bugün daha bağımsız ve daha çok yönlü.
Bu yazıyı, 20. asrı biraz daha ayrıntılı anlatıp kimi noktalara dikkat çektikten sonra; 21. yüzyılın ilk çeyreğindeki devletler oyununu ve geleceğe dair öngörülerimi açıklayarak sürdüreceğim..
Yorumlar2