Ümmetin anası ağlıyor

  • GİRİŞ18.08.2022 09:41
  • GÜNCELLEME18.08.2022 14:36

Medya Platformu Derneği ve MİSMED Sosyal Medya Derneği, Türkiye Yazarlarbirliği İstanbul Şubesi’nin ev sahipliğinde ‘Evlat Nöbeti Çalıştayı’ yaparak; terörizme karşı direnen Diyarbakır annelerinin evlat acısını, feryadını ve yürekli direnişini dünya gündemine taşımaya çalıştı.

Bölücü terör örgütünün dağa kaçırdığı çocuklarını almak için HDP Diyarbakır Binası önünde nöbet tutan annelerin haklı duruşunu, Sultanahmet’teki Kızlarağası Medresesi’nde gerçekleşitirilen ‘Evlat Nöbeti Çalıştayı’nda bir kez de sosyal bilimler kendi diliyle anlattı.

‘Evlat Nöbeti Çalıştayı’nda, altı oturumda, 25 konuşmacı söz aldı.. Akademisyenler, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar ve bölgede olaylara içerden tanıklık yapanlar kısa ama sarsıcı konuşmalar yaptılar.

Bana da kapanış konuşmasını yaparak hatıralarıma dahil etmek düştü.

ÜNİVERSİTE VE MEDYA AYDINLATMIYOR, KARARTIYOR

Kurucu başkanı olduğum Medya Platformu Derneği, 2006 yılından beri inançla, heyecanla ve planlı bir şekilde hizmet üretiyor.. Örgütlenme çalışmalarında, yüzlerce  medyanın yöneticileri, çalışanları, iletişim fakültesi öğretim görevlileri ve öğrencilerine ulaşıldı..  Basın açıklamaları ve söyleşilerle gündem oluşturmaya çalıştı.

Ben, ‘Çağ Okumaları’ konferans serisiyle, Müslümanca medya eleştirisi yaptım. Kiliseyle mücadelede doğan medya, matbaanın Çin’den Avrupa’ya gelişiyle ilhada başladı. Medya ontolojik olarak tanrıtanımaz, materyalistti. Epistemolojik olarak pozitivistti. Din karşıtıydı, daha da kötüsü ‘söz halkın’ diyerek güce hizmet etti.

Medya tarihine bakınca, gazete, radyo, sinema, televizyon, internet ve cep telefonu pozitivizme pragmatizm boyutu da katarak beşinci kol gibi çalıştı. Dünya iletişim ağı, gerçekleri görünür kılmadı; tam aksine insanlık medya karartmasına maruz kaldı. Medyanın gücü var mı sorusuna İsmet Özel’in verdiği bir cevap var: Medyanın gücü yok, gücün medyası var. Dünya güçlerinin, emperyalizmin, küresel sermayenin emrinde çalışıyor dünya iletişim ağı.

Türkiye’de ithal ikameci bir ekonomi var. Milyarlarca dolarlık reklam bütçesinden beslenen yaygın medya, dünya sermayesinin hizmetinde. Türkiye medya düzenini yabancı sermaye kurup ayakta tutuyor. Dolayısıyla yaygın medya batıcı, gerçekleri canhıraş karartıyor; Diyarbakır annelerinin direnişini de karartıyor.

Ben bu tespitin üniversite için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Üniversite karartması var dünyada ve ülkemizde;  bilimin gücü yok, gücün bilimi var. Üniversitelerimizde Avrupa merkezli bilim anlayışı hakim ve kaç kuşaktır devlet gücüyle Batıcı yetiştiriliyor bu ülkede. Medya, üniversite, bilgi, teknoloji ve düşünce, dünya sermayesinin emrine girmiş. Bütün bir insanlık ve insanımız, başına gelen felaketi anlayamıyor.

Medya Platformu Derneği, Hak ve hakikati savunarak, üniversite ve medyanın sözkonusu karartmasıyla mücadele ediyor. Son birkaç yıldır Medya Platformu Derneği ve MİSMED Sosyal Medya Derneği işbirliği yaparak çalıştaylar düzenliyor. ‘Evlat Nöbeti Çalıştayı’ da bu eksende üretilen hizmetlerden biri.

DİYARBAKIR’IN MÜSLÜMAN ANNELERİ

Diyarbakır annelerinin direnişi, dünya iletişim ağında ve ana akım medyada karartılıyor. Çünkü terör, uluslararası ilişkilerde araçsallaşmış. Terör örgütlerinin ipi elinde değil. Dünya çapında medya, PKK – YPG’yi kurtuluş savaşçısı görüyor, gösteriyor. Terörü, ‘Feminist Kürt kadın gerillaların hak ve özgürlük arayışı’ olarak anlatılıyor, sinema filmleri yapılıyor. Diyarbakır anneleri, direnişleriyle, yüreklerinin ateşiyle aydınlatarak karartma oyununu yeniyor; devletler oyununu ve dünya çapında oluşturulan algıyı bozuyor.

Ben, Diyarbakır annelerine bakınca, aralarında Hz. İbrahim’in eşi Hz.Hacer annemizi görüyorum; evladı Hz.İsmail kucağında, çölün ortasında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Diyarbakır annelerinin aralarında Hz. Musa’nın isimsiz annesini görüyorum. Çocuğunu sepete koyup, geleceğe gönderiyor; Allah’a emanet ediyor.

Diyarbakır annelerinin aralarında Hz. Meryem’i görüyorum. Onlar, Diyarbakır anneleri, Hz. Meryem gibi azgınlığa ve zorbalığa karşı, hak batıl savaşında bebek İsa ile Hak ve hakikate taraf oluyor.  Hz. Meryem susuyor, söz orucu tutuyor; çünkü artık hakikat konuşuyor..

Allah, sabırlı Müslüman annelerini yalnız bırakmıyor. Müslüman anneleri, evlatlarını peygamber yaparak ödüllendiriyor. Diyarbakır annelerini de, Allah evlatlarını Müslüman alim yapıp ümmete öncülük rolü vererek ödüllendirsin inşallah..

İki asırdır savaş ve işgalleriyle Batı, Müslüman anneleri ağlatıyor sürekli; Batı zulmü nedeniyle Fas’tan Çin’e kadar anamız ağlıyor. Filistin’de Müslüman anne ağlıyor. Suriye, Irak, Afganistan’da, Çin’de, Doğu Türkistan’da Müslüman anneler ağlıyor. Ümmetin anası ağlıyor.

Allah, İslam milletinin annelerine yardım etsin. İçlerinde Diyarbakır annelerine de..

Yorumlar3

  • fffffff 1 yıl önce Şikayet Et
    Türkiyede Üniversiteler Evrensellik adı altında milletine,değerlerine düşman nesiller yetiştiriyor.akademisyen olacaklar çok iyi seçilmeli,öyle her kafası çalışıyor olanı akademisyen yapmamalı.sonra üniversiteler LGBT lilerin yuvası oluyor.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Medyakedisi 1 yıl önce Şikayet Et
    Türk, Memlüklerden beri ümmetin başıdır. Mustafa Yürekli, 'Turan, İslam birliğinin nizamiye kapısıdır!' dedi yazılarında. 'Türkçenin delisiyim!', dedi. Her zaman bu bütünlükçü bakış açısıyla yazar.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Cengiz Beşir 1 yıl önce Şikayet Et
    hayret! ilk defa birisi müslüman diyerek, ümmet diyerek, islam diyerek doğu türkistanın adını da andı! ilk defa birisi çıkıp filistin suriye ırak afganistan diye saydıklarının arasına bir Türk ülkesinin adını da ekledi. ilk defa müslüman muhafazakar islam ümmet kimliği altında konuşan birisi Türk dedi! TÜRK DEDİ YA, TÜRK DEDİ!!! hayret!
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat