Gafletin bireysel ve toplumsal boyutları

  • GİRİŞ24.09.2022 13:57
  • GÜNCELLEME26.09.2022 09:16

Gaflet, sözlüklerde ‘aymazlık, dalgınlık, dikkatsizlik, yanılma, ihmal, başına gelen felaketlerin ve çevresinde olup bitenlerin farkına varamama durumu’ olarak tanımlanıyor. 

Kısaca gaflet, dünya veya âhiret hayatı için gerekli olan bir şeyin önemini kavrayamama halidir.

GAFLETİN BİREYSEL BOYUTU

Gafletin belirtileri var.

1.Geriye dönüp baktığında, kişinin yanlışlarını, kötülüklerini, günahlarını gözünde küçültmesi, görmezden gelmesi, saklaması ya da unutması bir gaflet belirtisi kabul edilmiştir. Geçmişi yeniden kurgulayarak nefis muhasebesi, öz eleştiri yapmamak da bir gaflet belirtisidir. Geçmişte utanılacak, pişman olunacak bir olayın olmadığını var sayarak tövbe ve istiğfardan uzaklaşmak da.. Allahu teala şöyle buyuruyor: “Ey müminler! Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun! Çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” ( Haşr Süresi; Ayet: 18-19 )

2.Hep iyiliklerini hatırlamak, az da olsa iyilikleri dilinden düşürmemek de gaflet belirtisidir.. Oysa o iyilikleri Allah’ın kabul edip etmeyeceği daha meçhuldür. Kendini beğenme hastalığına yakalanmak. Bütün kerameti kendinden bilmek. Sayıp durduğu hayırlı amelleri yerine getirmiş olmakla kurtulacağını, cennete gireceğini zannetmek; kendisini helak edecek olan günah ve kötülükleri işleme konusunda sürekli kendini haklı çıkarmak..

3.Kişinin kendisini sürekli daha üstün kabul ettiği kişilerle kıyaslayıp daha yüksek makamları, daha çok serveti, daha konforlu bir hayatı arzu etmesi de gaflet belirtisi olarak yorumlanmıştır İslam alimleri tarafından. Dünya sevgisiyle hayata ve insana bakmak; dünyadan maksimum ölçüde yararlanmaya çabalamak.

4.Dini hayat konusunda kişinin durumunu kendisinden daha kötü olduğunu zannettiği kişilerle karşılaştırması, kendini beğenmesi. ‘Nice günahlar işleniyor!’ diyerek kendini o kötülüklerden uzak sayıp dindar addetmesi..

5.Allahın rahmetine güvenip ibadetleri ve salih amelleri terk etmek, affı ummak. Tövbe edip kendini toparlamak yerine kör gidişe devam etmek..

Gafletin bu bireysel boyutlarının yanında bir de toplumsal boyutları vardır. Gafletin toplumsal boyutu, bireysel boyutlarından daha önemli, daha renkli, daha ilginçtir.

Bu yazıda, gafletin toplumsal boyutunu gündeme getirmek istiyorum.

GAFLETİN TOPLUMSAL BOYUTU

Yürünmüş yollar yok sayılamaz. Toplumlar, aydın  yetiştirerek nereden gelip nereye gittiklerini tarihsel perspektifle bilirler. Her toplumun aydınları, tarihin yasalarını keşfetmek, sosyal, ekonomik ve siyasal faaliyetlerde yapılan yanlışları düzeltmek sorumluluğunu duyarlar.

1.Gaflete düşmüş, aydın yetiştiremeyen toplumların önemli bir özelliği tarih bilincini yitirmeleridir. Yarım aydınlar, tarihi resmi ideolojiye göre kurgularlar ve eleştiri yapmazlar. Tarih, gaflete düşmüş bir toplum için övünç duyulacak olaylardan ibarettir. Tarihteki kötü olayları, örneğin Batılılaşma ihanetini hatırlamak bile istemezler, hatırlatılınca deli olurlar. İsmet İnönü’nün, Kenan Evren’in hatıralarını okurken geçmişin nasıl yeniden kurgulandığını insan ürpererek görüyor. İslam toplumu olduğunu, ilimle aydınlanmayı, bütün faaliyet alanlarında çıtayı yükseltmek gerektiğini unutup bir kişiyi, ekibi ya da dönemi sürekli yüceltmek gaflet toplumu özelliğidir. Ülkemizde üniversitelerimiz Avrupa merkezli bilim anlayışıyla yönetildiğinden tarih başta olmak üzere bütün sosyal bilim çalışmaları tam bir gaflet toplumu özelliği sergilemektedir, toplum olarak başımıza gelen felaketi anlayamaz duruma getirildik maalesef.

2. Gaflete düşmüş toplumların önemli bir özelliği de belli başarıları dile pelesenk yapmaları. Kemalistlerin tek parti yönetimini neredeyse kurtuluş savaşıyla açıklamaları gibi.. Kurtaranlar, ülkede her şeyi yapmaya hak kazanırlarmış gibi bir mantık vardır söylemlerinde. Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı’na sokmamak, iki partili sisteme geçirmek övünçle anlatılan Kemalist başarılardır kendilerince..

3. Gaflet toplumlarının önemli bir özelliği de gücü esas almaları, kendinden güçlü gördükleri toplumla sürekli boy ölçüşmeleri. Son birkaç asırdır batılı ‘kâfirlerin hayranı olmak’ toplumda yaygın bir davranış hale geldi.  Türkiye, Batılılaşma denilen çürüme sürecinde, önce küçük İngiltere olma, 1950’den sonra da küçük Amerika olma sevdasına düştü. Batılılaşarak, Türkiye dünya gücü olan Batılı devletlerle yarışacaktı..  

4. Gaflete toplumlarının yine önemli bir özelliği de durumu daha kötü ülkelere bakarak kendini iyi görmektir; teselli olmaktan öte işlerin yolunda gittiğini düşünecek kadar saflık boyutuna varır bu yaklaşım. Ülkeyi, krallıklarla, kabile devletleriyle kıyaslayarak Kemalist devrimlerin mucizesi anlatılmaktadır. Bütün gelişmeleri, iyimser yorumlamak, gelecek toz pembe görmek de gaflet toplumu özelliğidir.

5. Gaflete toplumunun bir özelliği de işleri oluruna bırakma eğiliminin güçlü olmasıdır. Ülkenin vaziyet ve istikametini önemsememek, herkesin kişisel çıkarlarını ülke çıkarının üstünde görmesi de gaflet toplumu belirtisidir. Gelecek perspektifini kaybeden toplumlarda, aşırı bireycilik, orman kanununun devreye girmesi, gücü yeten yetene bir yaşayış, karmaşa alır başını gider. Herkes konforunu ve zevklerini esas alınca iç rekabet şiddet boyutuna ulaşır, dahası işbirlikçiliğe müsait hale gelinir.

Allah milletimizi gaflet toplumu haline gelmekten korusun. İyiliği emreden, kötülüğü yasaklayan, siyasetin hakikatine uygun adaletli yönetim lütfetsin..

Yorumlar1

  • Muzaffer Bayrak 1 yıl önce Şikayet Et
    Selamun aleykum. Mustafa bey Gaflet kelimesinin islam da asıl manası "bir şeyi bile bile terketmek" tir. Bu sebeple kime sorsan her şeyi biliyoruz derler. Ancak iş islamın bedeni ibadetlerinde savsak davranirlar. Sizin de belirttiginiz durum tam tarife uymaktadir. Kaynak tdv islam ans.(Ebü’l-Bekā, s. 206; et-Taʿrîfât, “nisyân” md.) gecmektedir. Yaziniz ve uyarilariniz icin tesekkurler.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat