Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022’nin eylül ayında New York’a gitti ve Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu’nda tarihe geçen bir konuşma yaptı.

Türkiye, BM zemininde, her zaman insanlığın problemleri ve çözümleri konusunda sağduyulu çağrılar yapmakta ve rasyonel teklifler sunmaktadır. Türkiye bu yıl da aynı doğru tavrını ortaya koydu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya  siyaset çevrelerinde yankılanan ve pek aşina oldukları sözlerini bir kere daha güçlü bir şekilde yineledi: “Dünya beşten büyüktür ve daha adil bir dünya mümkündür gerçeğinin altını her platformda en kuvvetli şekilde çizmeye devam edeceğiz…” 

Birkaç gün önce Semerkant’ta, Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın liderler zirvesinde de dünya kamuoyuna seslenmiş ve aynı mesajı vermişti. Bu ısrarlı ve istikrarlı çağrı, hiç şüpheniz olmasın dünyada geniş bir tabanın dikkatini çekmekte; hissiyatına tercüman olmaktadır..

Dünya sisteminin sona yaklaştığı zaten apaçık görünüyor..  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı, son  anda yapılabilecekleri göstermek.. Çünkü dünya sisteminin çökmesi, büyük bir felaket olacak.. Dünya güçleri de aynı enkazın altında kalacaklar..

İKİ ÇOCUK CESEDİ FOTOĞRAFI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmanın ana temalarından biri de, Yunanistan’ın Ege Denizi'nde göçmenlere karşı işlediği hukuk dışı, insanlık dışı suçlardı.

Yunanistan,  dünyanın gözünün içine baka baka, sığınmacı ve göçmenlere, uluslararası hukukun tanıdığı hakları hiçe sayıp cinayet işlemekte, zulüm etmekte.

Başkan Erdoğan’ın BM Genel Kurulundaki son hitabından birkaç gün önce, Yunan sahil güvenliği, biri henüz dokuz aylık, diğeri dört yaşında iki çocuğu ölümüne geri itmişti. Bu yüzden biri bebek iki çocuk hayatının baharında Ege’nin soğuk sularında can verdiler. Erdoğan, Yunan vahşetini anlatıp bu iki çocuğun fotoğrafını dünya liderlerine ve dolayısıyla bütün dünyaya gösterdi. 

Başkan Erdoğan’ın BM’deki konuşması Atina’yı çok rahatsız etti. Yunanistan, özellikle son yıllarda, mültecilere karşı sözkonusu zalimane uygulamalarını deşifre eden, bizzat kayıtlara geçiren ve dünya kamuoyuna duyuran Türkiye’ye karşı da hukuk dışı politikalarla bir tür rövanş almaya çalışmakta.

EGE’Yİ MÜLTECİ MEZARLIĞINA ÇEVİRMEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki konuşması beklendiği gibi Yunan medyasının manşetlerine de yansıdı.

To Vima Gazetesi; “Erdoğan BM’de Yunanistan’ı katil bir devlet olarak sunuyor…” diye manşet atıp bu yolla Yunanistanlıları itibarsızlaştırmaya çalıştığını iddia etti.

Ta Nea gazetesi “Erdoğan Ege’yi ateşe vermeye hazır” gibi asılsız başlıklarla, gerçekleri ters yüz etmeye çalıştı. Oysa Erdoğan’ın yaptığı şey sadece gerçekleri dile getirmekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce de, BM Genel Kurulu’nda, İsrail’in Filistin topraklarını nasıl sinsice karış karış işgal ve ilhak ettiğini yansıtan haritaları, kısaca İsrail’in Filistin topraklarını işgal tarihini gösteren haritaları, aynı şekilde dünya liderlerine göstermişti…

Yunan mezalimi sebebiyle Ege Denizi'nde, yüzlerce bebek ve çocuk, binlerce yetişkin insanın cesetleri yatıyor! Bu gerçeği Erdoğan şöyle özetledi: “Atina, Ege’yi mülteci mezarlığına çevirdi!” 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasına dair “Erdoğan Yunanistan’a saldırmak için BM’yi kullandı” gibi manşetler atan Yunan medyasının bu çarpıtmalarının aksine dostluk elini uzattı: 

“Bölgede ülkemize asla denk olmayan siyasi ve askerî seviyesine rağmen, güç gösterisi peşinde koşanlar, kendisini komik duruma düşürmektedir. Yunanistan’dan gerginlik ve tahrik siyasetini bir kenara bırakarak, iş birliği, dayanışma çağrımıza kulak vermesini bekliyoruz…” 

SAĞDUYU ÇAĞRILARINA İLGİSİZ

Batı dünyasının böyle gözlerini kapatıp sessiz kalması, kuşkusuz  Yunanistan hükümetine cüret ve cesaret veriyor. Bu tam bir rezalettir!

Diğer taraftan Başkan Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmen tanınması için, BM Genel Kurulu’nda bir kere daha çağrıda bulundu.  

Ayrıca Yunanistan’ın ülkede yaşayan Müslüman topluluklara karşı, ayırımcı ve baskıcı politika izlediğini de bir kere daha hatırlattı.

Yunanistan, Türkiye’nin bu sağduyu çağrılarına ilgisiz görünüyor! Bu yanlış politikalar sonuçta kendisine zarar verecek. Yunanistan yönetimi, tam bir gaflet içinde. Amerika’ya ve Fransa’ya kendi topraklarında yeni yeni üsler tahsis ederek, hangi hedeflere ulaşacağını düşünüyor acaba?

Yunan halkının büyük ekseriyetle Türkiye’ye karşı düşmanlık politikalarını onaylamadığı biliniyor. Fakat Atina’daki siyasi iktidar bu gerçeğe gözünü ve kulağını kapatmış sanki. Oysa muhalefetteki Siriza Partisi Başkanı Çipras bile Miçotakis ve ekibinin yanlış yaptığını haykırıyor.