Türkiye’de laiklik İslamofobidir

  • GİRİŞ04.10.2022 09:04
  • GÜNCELLEME04.10.2022 09:04

Türkiye'nin iki asırdır geçirdiği medeniyet krizi gerçeği, yaklaşan 2023 Cumhurbaşkanlığı seçim tartışmalarıyla bir kez daha gündeme gelmekte, bir kez daha tescillenmektedir.

Anlaşılması gereken şey, Türkiye'nin içinde debelendiği medeniyet krizi olgusu arızi, muvakkat değil, esaslı, yapısal bir problemdir.

Batıcı seçkin azınlık, ele geçirdiği ekonomik ve politik merkezleri sosyolojik merkeze bırakmamaktadır.

1909’dan beri Batıcılar, egemenlik alanlarına ne pahasına olursa olsun halkı ortak etmemektedir.

Laiklik, Batıcı tahakkümün teminatı olarak anlaşılıp uygulanmaktadır.

*******

BATICI LAİKLİK DAYATMASI

Laiklik meselesi, Türkiye'de tam bir Batıcı dayatma!

Laiklik, aşama aşama düşünceleri, faaliyet alanlarını, özgürlükleri, halk iradesini sınırlıyor.

Resmi ideoloji haline gelen laikliğin tartışılması, eleştirilmesi külliyen yasak!

Resmi laiklik yorumu, öyle bir dayatma ki Batıcı seçkin azınlığın dini, laiklikten anladıkları kendi dokunulmazlıkları ve kutsalları. Laiklik yobazlığı ve tiranlığı, tartışılmazlık zırhına büründürülüyor.

Bu saçma dayatma, öyle hastalıklı bir duyarlılık halini aldı ki fiilen laiklik konusuyla ilgili bir tartışma, farklı bir açılım söz konusu olmadığı hallerde, sırf birilerinin paranoyakça kaygıları, vehimleri dahi etkili birer tehdit öğesine dönüşebiliyor.. Saldırgan, tahammülsüz ve insana, ahlaki değerlere, hukuka inanılmaz ölçüde saygısız bozuk bir ruh hali bu.

Resmi ideoloji haline getirilen laiklik dayatmasını bağnazca bir ısrarla savunurken, ne ölçüde çirkinleştiğini, tutarsızlaştığını, vahşileştiğini görmesi de mümkün olamıyor elbette.

**********

LAİKLİK MİLLETİ AZINLIK GÖRMEKTİR

Muhalefeti sindirmede, halkı bastırmada laiklik, caydırıcı silaha dönüşebiliyor.

Ve başlıyorlar "Sizin neyi hedeflediğinizi, ne yapmaya çalıştığınızı iyi biliriz!" cinliklerine!

Her anayasa ya da yasa çalışmasında uzlaşmadan söz ediyor ama kavramsal bir tutarsızlık sergiliyor ve dayatmacı bir tutum takınıyor.

Halktan, toplumdan, kitlelerin taleplerinden söz ediyor ama geniş kitlelerin hukukunu hiçe saymaktan çekinmiyor.

Türkiye’de millet, sözü geçmez, yasa ve anayasa yapamaz, pısırık bir azınlık muamelesi görüyor. Anayasa yapmak, yasa yapmak, gayrimüslim ve kozmopolitlerin işi olmuş!

Eşi başörtülü Meclis Başkanı, eşi başörtülü Başbakan'dan sonra bir de eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanlığı makamına çıkmasının toplumsal kutuplaşmayı artıracağını söylediler.. Hiç düşünmediler ki bundan önceki dönemlerde zaman zaman bu makamlarda oturan kadronun tümünün eşlerinin başı açıktı. Neden bir kere dahi "Üst düzey makamlarda oturan kişilerin eşleri hep başı açık kişiler, oysa bu ülkenin kadınlarının büyük çoğunluğu başını örtmekte, bu şekilde bir temsil adaletsizliği ortaya çıkıyor, toplumsal yapıyı dengeli yansıtmayan bu görüntüyü düzeltelim." demediler? 

Akıldan, mantıktan, ilerlemeden dem vuruyor ama tüm tezlerini değişmez, değiştirilemez rejim ilkeleri üzerine oturtma çelişkisini fark etmiyor.

Güya dogmatizme karşı bilimi savunuyor ama "ulu önder" kutsamasıyla ve yüceltmesiyle ne ölçüde komik görüntüler verdiğini idrak edemiyor.

Sonuçta evhamlı bir ruh hali, kargaşa içinde bir zihin ve tutarsızlık denizinde yüzen bir dünya görüşü çıkıyor ortaya ve bu ucubeye birileri "laiklik duyarlılığı" adını veriyor. 

Türkiye’de ahmak yerine konan, iradesizleştirilen halk, giderek daha da azgınlaşan ve saçmalık sınırları zorlayan bu şartlanmış, betonlaşmış kafa yapısının açık tezahürleri ile her yeni anayasa tartışması vesilesiyle bir kere daha yüz yüze gelmekte.. 

*******

LAİKLİK SİYASETİ DARALTIP AŞAĞILIYOR

Siyasetin bu derece daraltılması ve aşağılanması; hukukun bu ölçüde siyasallaşması ve araçlaşması aynı Batıcı dayatmanın sonuçlarıdır.

Ülkeyi adeta babalarının çiftliği şeklinde algılayan, yabancılaştıkları topluma hor bakan Batıcılar için demokrasi, halk iradesi, seçimler vb. demokratik kavram ve ilkeler bir anlam ifade etmemekte.

Batıcı laik cephenin mantığı gayet açık: Herhangi bir biçimde siyasi sürecin işlemesi durumunda kendi lehlerine sonuç alabilecekleri bir ortamın mevcut olmadığını gayet iyi biliyorlar.

Amaç halkın desteğini kazanabilecek bir politika üretmek, siyasi düzlemde avantaj elde etmek değil; bunun bu tarz politikalarla mümkün olamayacağı ortada.

Amaç kaos oluşturup, puslu havadan parsa kapmak.

İstedikleri kadar demokrasi, sivil siyaset vb. nutuklar atsınlar, darbecilerden uzak olduklarını tekrarlasınlar; inandırıcı olmaları mümkün değil..

Uzlaşma diye dayatıyorlar her meclis çalışmasında! Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 dayatması siyasi tarihimizde kirli bir lekedir. Bu şekilde siyasetin de hukukun da iğdiş edildiği gerçeği ise görmezden geliniyor. 

Ne de olsa ülkenin geleceğinin niteliksiz yığınların iradelerine göre şekillenmesine izin verecek halleri yok!

*******

LAİKLİK ÖZDE İSLAMOFOBİDİR

İki asırdır içinde boğulduğumuz medeniyet krizinin merkezinde Batı’nın laiklik dayatması var. Resmi ideolojinin temel taşı kabul edilen laiklik tam bir tabuya dönüşmüş halde.

Tek parti döneminin baskıcı, faşizan uygulamalarından, iktidarı da muhalefeti de denetleyen iki partili dönemde arka arkaya gerçekleştirilen askeri müdahalelere kadar bir dizi hukuksuzluğun ortak hedefi hep aynı şey olmuştur: Laikliği korumak!

Öyle bir kara sevda ki laiklik, ne akıl ve felsefe dinliyor, ne bilim dinliyor, ne de hukuk! Batıcı seçkin azınlığın dayatması olan laikliğin temel bir ortak değer olduğu ileri sürülüyor! Oysa milletimize, on milyonlarca insana dünyayı nasıl zindan ettiği görmezden geliniyor.

Sürekli hükümeti irtica suçlamasıyla şikayet edenlerin şikayet mercilerinin halk olduğuna kim inanır? Amaçları egemen iktidar güçlerini teyakkuzda tutmak! "Anayasal kurumlar" adını verdikleri bürokratik oligarşinin ve en temelde de ordunun siyasetin tepesinde sürekli gözetleyici-denetleyici pozisyonunu korumanın, mümkün olan her yöntemle müdahaleye hazır kıvamda tutmanın taktikleridir bunlar.

Her askeri darbede, her parti kapatmada irtica kirli sakızı Batıcı seçkin azınlığın dilinde dolaşıyor. Söz konusu irtica teranesi de göstermektedir ki Batının laiklik dayatması ile İslamofobi özde aynıdır..

Yorumlar3

  • Mhmt 1 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel bir yazı, teşekkürler, her cümlesine imza atarız.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • k.m 1 yıl önce Şikayet Et
    türkiye de uygulanmak istenen laiklik kısaca islamı sindirmek,yok etmek,batıya yani haçlılara iyi görünmek için yapılan uygulamalardan ibarettir.aslında laiklik islam ve osmanlı hainlerinin arkasına sığındığı bir kalkan olmuştur.nasıl ki sözde atatürkçü geçinen kesim atatürk maskesi altında islamiyete ve osmanlıya saldırıyor ise yine aynı zihniyet laiklik maskesi altında müslümanlığa saldırıyor.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Yavuz Sultan Selim 1 yıl önce Şikayet Et
    Ülkemizdeki İslam ve Müslüman düşmanları direkt olarak saldıramayacaklarını bildikleri için yıllarca laiklik üzerinden dinsiz imansız ve kitapsız olarak, düşmanlıklarını böyle gösterdiler, aynı zamanda bunlar genellikle vatan hainidirler !..
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat