Sevgi Allah’tandır
- GİRİŞ19.11.2022 11:12
- GÜNCELLEME21.11.2022 09:18
Kur’an-ı Kerim’de Allah’a ortak koşanların ve kafirlerin fena halleri uyarı amacıyla ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Aynı zamanda çeşitli âyetlerde de iman edip salih amel işleyen iyilerin güzel halleri de anlatılmaktadır.
Bu bağlamda Allahu Teala, Meryem Suresi’nin 96. ayetinde, rahmet ve merhametinin bolluğunu ifade eden rahmân ismini de anarak– kendisine mümin kulları için bir sevgi yaratacağını, el Vedud ismini tecelli ettireceğini, yani onları seveceğini ve diğer kullarına da sevdireceğini; dolayısıyla müminler arasında kardeşlik ve muhabbet duygularını gelişeceğini bildirmektedir:
“İman edip salih amel işleyenler, iyilik yapanlara, dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara gelince, Rahmân onlar için gönüllerde bir sevgi yaratacaktır.” buyruluyor.
Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed sallahu aleyhi ve sellem de Allah’ın, bir kulu sevdiğinde onu Cebrâil’e, göklerdeki varlıklara ve yerdeki insanlara sevdireceğini haber vermiştir (Buhârî, “Bed’ü’l-halk”, 6, “Edeb”, 41). Hadisin farklı rivayetlerinde Allah’ın sevmediği kimseyi de aynı şekilde meleklere ve insanlara sevdirmediği bildirilmektedir..
El Vedud isminin açıklandığı bu âyet, “Sen yeryüzündeki her şeyi versen yine de müminlerin gönüllerini birleştiremezsin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırmıştır” meâlindeki âyetin (el-Enfâl Suresi, Ayet: 63) tefsiri mahiyetindedir.
Allahu Teala, el Vedud ismini açıkladığı sözkonusu Enfâl Suresi’nin 62. ve 63. ayetlerinde şöyle buyuruyor: “Seni oyuna getirmeye kalkışırlarsa kuşkusuz Allah sana yeter; yardımıyla ve müminlerle seni destekleyen O’dur. Müminlerin gönüllerini birleştiren de O’dur. Dünyanın bütün servetini harcasaydın onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını düzeltti. O izzet ve hikmet sahibidir.”
Enfâl Suresi’nin söz konusu 62. ve 63. ayetlerinde iki ilâhî lutuf hatırlatılıyor: a) Allah’ın hicret esnasında, Bedir’de vb. durumlarda vâki mûcizevî yardımları; b) Medine’de yaşayan ve daha önce birbirine düşman olan Evs ve Hazrec kabileleri müslüman olunca onların gönüllerindeki düşmanlık, kin ve intikam duygularının yerine giderek sevgi, dayanışma ve kardeşlik duygularını ikame etmesi.
Allah Teâlâ Hz. Peygamber’e de ilâhî tebliğ karşılığında yakınlık, barış ve sevgiden başka bir bedel istemediğini ilân etmesini emretmiştir: ‘’Allah’ın, iman edip dünya ve âhirete faydalı işler yapan kullarına verdiği müjde işte bu! De ki: “Sizden akrabalık sevgisinden başka bir karşılık istemiyorum.” Kim çaba harcayıp bir iyiliği gerçekleştirirse bu konuda ona daha büyük güzellikler bahşederiz. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır ve iyiliği asla karşılıksız bırakmaz.’’ (eş-Şûrâ 42/23).
“Sizden muhabbetten, yakınlık sevgisinden başka bir karşılık istemiyorum” şeklinde çevrilen cümle ile Resûl-i Ekrem’den, getirdiği müjde karşılığında hiçbir ücret talep etmediğini, ama müjdeyi hak etmeleri için kendilerinin de yapılan çağrıya gönül vermeleri, ona yakınlık hissetmeleri ve buna uygun bir çaba harcamaları gerektiğini bildirmesi istenmektedir.
Bekir Topaloğlu, TDV İslam Ansiklopedisi’ndeki El Vedud maddesinde İslam alimlerinin görüşlerini şöyle toplamış: İmam Mâtürîdî vedûdü “her şey ve her iyilik O’ndan geldiği için sevilmeye lâyık olan, kendisine tevessül edip yaklaşanı seven” şeklinde yorumlamıştır. Hattâbî de vedûdü “sevilen, sâlih kullarını seven, onlardan razı olup amellerini kabul eden, onları halka sevdiren” diye açıklamıştır.
Gazzâlî vedûde “bütün yaratıklar için iyiliği seven, onlara iyilik yapan ve gerçekleştirdikleri iyilikleri öven” mânasını verdikten sonra vedûd ile rahîm arasında muhteva yakınlığı bulunduğunu belirtmiştir. Allah sevgisi, öteki bütün sevgilerin, anne çocuk sevgisinin bile kaynağıdır.
Gazzâlî kulun Allah’ı sevmesini “kendisi için arzu ettiği her şeyi Allah’ın diğer yaratıkları için de istemesi, hatta onları kendisine tercih etmesi” sözleriyle açıklamıştır. Bu sevginin doruk noktası öfke, kin vb.nin sevgiyi engellememesidir.
Nitekim Hz. Peygamber, Uhud Savaşı’nda dişi kırıldığı ve yüzü kan içinde kaldığı halde müşriklere beddua etmemiş, Allah’tan onlara doğru yolu göstermesini dilemiştir.
Yine Gazzâlî vedûd isminin de rahmân, rahîm ve raûf gibi Allah’ın irade sıfatı çerçevesine girdiğini kaydetmiştir.
Dolayısıyla El-Vedud ismi insanlar tarafından sevmek ve sevilmek için okunan dualar arasında yer almaktadır.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol