İBB’den Külliye’ye koridor mu açılıyor?

.

  • GİRİŞ17.12.2022 10:54
  • GÜNCELLEME19.12.2022 09:33

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, 4 Kasım 2019'daki "31 Mart seçimini iptal ettirenler ahmaktır" sözleri nedeniyle YSK başkan ve üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak kararı verildi. Haber ülke gündemine bomba gibi düştü..

Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak kararı değerlendirilirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a düşman kesimin aslında “yeni bir Erdoğan hikâyesi” yazma istekleri hemen fark ediliyor. Ama bu mümkün değil. Çünkü şartlar aynı değil, karakterler hiç değil!

İki liderin tek ortak vasıfları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olmaları.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Şubat şartlarında, şiir okudu diye yargılanmıştı.

İmamoğlu, ağzını bozup YSK başkan ve üyelerine hakaret etmekten yargılanıyor.

Bu yazıda Erdoğan İmamoğlu karşılaştırması yapmak istiyorum. Ama önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne bir koridor açma çabasını mercek altına yatıracağım.

İBB’DEN KÜLLİYEYE KORİDOR

2009 Türkiye yerel seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuştu; fakat oyların %37'sini alarak ikinci sırada yer aldı. O seçimde aklıma geldi..

27 Mayıs 1960 darbesiyle dünya güçleri Genelkurmay Başkanlığı’ndan Çankaya’ya bir koridor açmışlardı.

O koridordan Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren geçerek cumhurbaşkanı oldular.

27 Mayıs 1960 darbesini İngilizler yapmıştı, Cemal Gürsel adamlarıydı.. Kenan Evren darbe yapıp devletin başına geçince, Amerikalılar Pentegon’da sevinip ‘Bizim çocuklar başardı!’ demişti..

2009 Türkiye yerel seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu seçilebilirse diye düşündüm; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne bir koridor açarlar diye düşündüm. Seçilemedi.

Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı olarak 2019 Türkiye yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda da aynı şey aklıma geldi

Ekrem İmamoğlu, 17 Nisan 2019'da seçimi kazanıp göreve başladı ve ayağının tozuyla 4 Kasım 2019'da yaptığı basın açıklamasında  Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret etti.

Dava açılınca, İBB’den Külliyeye Koridor açma meselesi hemen aklıma geldi..

İKİ MAHKEMENİN FARKI

“İBB Başkanı” sıfatıyla Recep Tayyip Erdoğan, Siirrt’te yaptığı konuşmada, Ziya Gökalp'in "Minareler süngü, kubbeler miğfer/Camiler kışlamız, müminler asker" dizeleriyle başlayan şiirini okumaktan yargılanmıştı..

“İBB Başkanı” sıfatıyla Ekrem İmamoğlu, ağzı bozukluktan ve "ahmak" kelimesini kullanması nedeniyle ve "zincirleme şekilde kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" ettiği iddiası ile dava açıldı, yargılanmaya başladı.

İki dava arasında dünya kadar mahiyet farkı var. Erdoğan, şiir okuyor; İmamoğlu, hakaret ediyor!

Diyarbakır 3 No'lu DGM, 21 Nisan 1998'de,  Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesi uyarınca "halkı din ve ırk farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçlamasıyla Erdoğan’ı 10 ay hapis cezasına mahkûm etti. Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi’nde görülecek temyiz duruşmasından önce 13 sayfalık bir “tebliğname” hazırlayan dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, bir hukuk adamına yakışmayacak ağızla, Erdoğan hakkında, "ucuz kabadayı", "Makyevelist kişilik sahibi" şeklinde skandal ifadeler kullandı. Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun'a bağlı Yargıtay 8. Dairesi üyeleri, İstiklâl Harbi heyecanıyla yazılan bir şiir yüzünden Tayyip Erdoğan'a verilen 10 aylık hapis cezasını oy çokluğuyla onayladı.

Erdoğan’ı yargılayıp cezalandıran statükocular, şimdi İmamoğlu’nu mahkeme yoluyla ödüllendirmeye çalışıyor. Biri erdem ise öteki rezillik.. Biri milletin adamı, öteki statükocuların adamı..

Özetle, bugün İmamoğlu üzerinden “istibdat” diyerek timsah gözyaşları döken statükocular, dün müstebitin önde gidenleriydi!

MEDYANIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ

Erdoğan milletin adamı olduğundan 5 Eylül 1998’de ise, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin Çölaşan "Başsavcının Görüşleri", Ahmet Taner Kışlalı ise "Tayyip Olayı" başlıklı yazılar kaleme alarak, Yargıtay’ı baskı altına almaya çalıştı. Hürriyet muhabiri Hüsnü Savaş ise aynı gün, "Cezası onansın" başlıklı  haberiyle, açık açık cezanın onanmasını istedi. Emin Çölaşan onama sonrası, "Güle Güle Tayyip" başlıklı bir yazı yazarak, deyim yerindeyse zil takıp oynadı.

Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit'in görüşlerini de aktaran Cumhuriyet, "Hukuk devletine herkes uyacak" haberleriyle, aklınca mahkeme kararlarının tartışılmasının yanlış olacağı mesajını vermeye çalıştı.

Kartel gazeteleri, manşetlerinden nefret kusarak, “Siyasi hayatı bitti”, “Tayyip'in bitişi”, “Bir hışımla geldi geçti”, “Erdoğan'ın sonu”, “muhtar bile olamayacak”, “siyasetten emekli oldu”  manşetlerini attı.

CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kesinleşmemiş kararı için “İmamoğlu’na saray darbesi” manşetini atan Cumhuriyet gazetesi, Erdoğan’ın kesinleşen kararını, "Erdoğan'ın siyasi yaşamı sona eriyor" başlığıyla aktardı.

ŞEHZADEBAŞI SARAÇHANE FARKI

Şehzadebaşı'nda on binlerce İstanbullu gerçek bir mağduriyetin acısıyla tek yürek olmuştu. Tayyip Erdoğan'a destek için tek yürek olan İstanbullular, hiçbir davet olmamasına rağmen bir ucu Vezneciler'e, diğer ucu ise Fatih'e dayanan insan seliyle basın toplantısını devasa bir mitinge çevirdi.

6’lı masanın liderlerini yanına alan ve İBB’de çalışan 85 bin personele “katılım zorunludur” mesajları atarak Saraçhane’ye gelmeleri dayatmasında bulunan İmamoğlu, belediye önünde 10 bin kişiyi toplayamadı.. Saraçhane’de 6’lı Masa seçim çalışması yaptı.. Ortada henüz hukuk açısından süreç tamamlanmadığından mağduriyet de yoktu üstelik.

İMAMOĞLU NEDEN ERDOĞAN OLAMAZ

İBB’den Külliyeye Koridor açmayacaklar.

Çünkü Başkan Erdoğan önce İstanbul’u, sonra Türkiye’yi peşine takıp tarih yolculuğuna çıkaran bir lider. İBB Başkanı İmamoğlu, ipleri dış güçlerin elinde bir kukla değil mi?

Şartlar da çok farklı. 1998’de tarih sahnesinde 28 Şubat post modern darbe süreci vardı. 2023’çe giderken Türkiye’ye bir tiyatro çadırı kurulmaya çalışılıyor.

Erdoğan, 28 Şubat mağduru bir halkın statükoculara bir cevabı oldu. İmamoğlu, 6’lı Masanın palyaçosu olmaya çalışıyor. Palyaçodan kahraman olmaz.

Bu millet 2023’e giden süreçte oyuna gelmeyecektir. Buna inancım tam.

Mustafa Yürekli - Haber7

Yorumlar5

  • Recep 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah CC o zâlimlere fırsat vermesin.İnşaallah bu millet,52.amerika eyaletine vali değil Türkiye yüzyılının başkanını seçecek.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Zillet ! 1 yıl önce Şikayet Et
    Zillet zelil olacak vesselam..
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Nazif 1 yıl önce Şikayet Et
    İBB'den Külliye'ye Koridor açsalar da sandık bozar.. Bu ülkede artık bu milletin dediği olur.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Ahmet 1 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize sağlık, ölümüne Reisleyiz her daim ölümüne
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Ali veli 1 yıl önce Şikayet Et
    Erdoğan ile imamoğlu arasındaki farkı çok iyi anlatmışsınız.kaleminize sağlık hocam
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat