Bir hayat hikayesi yazmak

  • GİRİŞ03.01.2023 09:43
  • GÜNCELLEME04.01.2023 08:13

İnsanlar, hayatlarını tanzim eden hikayelerle kendilerini ifade ederler ve varlıklarının anlamını da şekillendirirler.

Post modern olarak adlandırılan günümüz dünyası, hakikat, mutlak ve kesin olanı kabul etmiyor.. Sıradan insanın tanıklık ettiği ve içinde sürüklendiği tarih, belirsizliklerle dolu ve oldukça kaotik bir dönemden geçiliyor. Küreselleşme denilen yeni dünya sistemi, dil ve söylemler üzerine inşa edilmiş; görecelilik, ikilemler, çelişki, bölünmüşlük, çatışma ve güç odaklı bir dünya düzeni.

Dilin kullanımı, söylemler üzerine kurulu bu yeni düzende çok önemli. Dil, bir anlam arayışındaki insan için kendini ifade edebilme ve başkasının bakış açısını öğrenme olan iletişimin temeli..

Modern dönemdeki pozitivist, materyalist anlayışın savunduğu nedensellik, günümüz dünyasının karmaşıklığını, belirsizliğini ve çelişkilerini açıklayabilecek kadar güçlü değil. Pozitivizmin kısıtlamaları sosyal bilimlerde daha da belirgin.

BİR HAYATA HİKAYESİ YAZMAK

İnsanlar, hayata anlam veren hikayeler oluşturur. Bu hikayeler daha sonra bireyin hayatı için belli değerlerin tecrübesi, dolayısıyla kesin “doğru”lara dönüşür.

İçinde bulunulan toplumun ve kültürün baskın hikayeleri ve anlatımları çok güçlü olduğu için bireyler bu baskın söylemin ve şekillendirdikleri kimliklerin mesajlarını öyle bir içselleştirirler ki bu artık kendi gerçeklikleri olur.

İnsanın bir olay ya da bir durum karşısında nasıl hissedip davranacağını belirleyen şey, o durumu nasıl anlamlandırdığıdır; nasıl algıladığıdır. Bu açıdan bakıldığında her insan birer özne; düşünür, anlam yapıcısı. Bu anlam, bakış açısını hem şekillendiren, hem de sınırlandıran temel unsurdur.

HER HİKAYE PROBLEMİ ÇÖZMELİDİR

İnsan, zihniyetiyle, fikir ve inançlar aracılığıyla hareket eder ve toplumdaki yerini böyle belirler. Hayattan hikayeler yoluyla anlam çıkarır. Müşahhas mücerretten, olaylar ve durumlar fikirlerden daha kolay ve hızlı kavrandığından kendisini anlatmaya çalışan insan hikayeye yönelmektedir. 

İnsan hayatının anlamını keşfetmek, hayatını anlamlandırmak için hikayeler oluştururken  aslında varlığına bir anlam yüklemektedir. Herkesin kendini ifade edebilmek ve hayatını yapılandırmak için hikayelere ihtiyacı olduğundan hedef belirlerken, meslek seçerken, ömrünü planlarken çok dikkatli olmalıdır. Her hayat hikayesinin insanın temel problemine çözüm getirdiği aklıdan çıkarılmamalıdır.

İnsan kimliğini oluştururken yalnızca kendi deneyimlerini değil, dış kaynaklı hikayeleri ve söylemleri de referans alır. Yaşadığı olaylar dizisine yüklediği anlam, kişinin hayat hikayesini oluşturur. Hayat hikayesi, insanın dünya görüşünü, varlık tasavvurunu ve düzen düşüncesini ortaya koyar.

Dolayısıyla insanın özgün hikayelerde sınırlandırıcı en büyük etken çevreyle olan etkileşimidir. İnsan belli başlı sorunların olduğunu fark edip düşünmeye başlayınca; geri adım atması, sorunu bastırarak daha ileri boyutlara taşımasına yol açmaktadır. Bu rahatsız edici sorunlar, algılanamayıp bireyin hayatında hakim bir yer edinerek baskın bir öykü haline gelmesi ile birey kendini yetersiz olarak görmeye başlayacaktır. Psikoloji, söz konusu yanlış kurgulanmış baskın hikayelerle uğraşmaktadır.

HER HİKAYE BİR MESAJDIR

Kutsal kitaplarda peygamber kıssaları ve salihlerin menkıbeleri anlatılır. Tasavvuf kitapları, tamamen Allah dostlarının hikayeleriyle doludur. İslam edebiyatı, kainatı, hayatı ve insanı Allah’a bakan boyutuyla   anlattığından ibretli hikaye anlatmaya önem vermiştir. Hz. Mevlana’nın Mesnevi’si bu alanda verilmiş zirve eserlerdendir.

İbrahim aleyhis selamın ateşe atılması, Yusuf aleyhis selamın kuyuya / zindana atılması ve Yunus aleyhis selamı balık yutması insanlığın ortak hafızasında binlerce yıldır hayatı anlamlandırmaya yarayan hikayelerdir. Peygamberlerin hakikatin sözcülüğünü yapması, cahiliye toplumuyla tavizsiz ölümüne mücadele etmesi, başına gelen belaların Allah’tan geldiğine ve imtihanda olduğuna inanması onları ideal insan haline getirmiştir.

İnsan ihtiyacı olan kendini ifade etme ve hayatını yapılandırmak için hikayeler anlatıyorsa bunu bilinçli yapmalıdır. İbn Arabi, ‘Hüviyet, siret ve suretten müteşekkildir.’ der. Siret, Sırat-ı Müstakim üzere yaşamaktır; imandır, güzel ahlaktır, salih ameldir, cihattır ve örnek hayattır. Kısaca hayat hikayesi, anlatılmaya değer olmalıdır.

İnsanın hayat hikayesini yazmak kendi elinde. Hayat hikayesini önemsememek ya da yazmamak bir mesaj sahibi olamamaktır. Sezai Karakoç, insan için ‘var olmak, bir mesaj sahibi olmaktır’ der. İnsan varlığıyla yokluğunun belli olmamasına, silikleşmesine nasıl katlanır?

Kıyamet gününde açılan amel defterinde yazan hikayeyi kişi kendi eliyle yazmadı mı? İnsan öyle bir hayat hikayesi yazar ki Allah’ı razı eder, cehennemden kurtulur ve kendini cennete atar.

Bir hayat hikayesi yazmak, sadece bu dünyada ilişkileri kolaylaştırmak için değil ebedi hayatı belirlediği için önemli.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat