İslamofobi yasaklansın

  • GİRİŞ24.01.2023 14:20
  • GÜNCELLEME26.01.2023 07:58

İslamofobi, kelime anlamı olarak "İslam korkusu" demektir ama İslam dinine ya da Müslümanlara karşı duyulan nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamına gelir; son 20 yıldaki gelişmeler. İslamofobi’nin "İslam düşmanı" anlamını netleştirmiştir.  Sosyal bilimciler, İslamofobinin, İslam ve Müslümanlara yönelik toplumsal damgalamanın etkili bir parçası olarak anlaşılması gerektiğini söylemektedir.

Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e hakaretiyle büyük tepki topladı. Hollanda'da ırkçı PEGIDA hareketi lideri Wagensveld de Kur'an-ı Kerim yırttı.. Ne oluyor diye düşündüm.

İslamofobi yeni bir döneme giriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nu birleştirecek tek görüş, tek ideoloji var, o da İslamofobi dedim..

Bu yazıda önce Avrupa’da yükselen faşizmi, sonra da İslamofobi’nin yasaklanmasını gerektiren nedenleri anlatacağım..

PALUDAN’IN PROVAKASYONU

Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan, büyük tepki toplayan İsveç'teki Kur'an-ı Kerim provokasyonuyla bir kez daha ırkçı ve İslamofobi militanı kimliğini ortaya koydu. Geçen yıl Ramazan ayında Paludan’ın Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemlerine hem ülke içindeki (nüfusun yaklaşık yüzde 8’ini oluşturan) Müslüman azınlığın hem de Müslüman devletlerin tepkilerine karşın İsveç polisi ve adalet bakanı ifade özgürlüğünü gerekçe göstererek izin vermişti. 

Paludan ırkçılığı mahkeme tarafından tescillenmiş, 2020’de Danimarka’da hapis cezasına çarptırılmış ve avukatı olduğu barodan ihraç edilmiş bir kişidir. Paludan’ın provokasyonları istikrarlı bir şekilde hem İsveç’te hem de Danimarka’daki Müslümanları tehdit etmektedir.

Son olarak İsveç'te Kur'an-ı Kerim Yakma provokasyonuyla gündeme gelen İslamofobi militanı, ırkçı siyasetçi Rasmus Paludan'ın kirli sicili hayli kabarık. Irkçılık ve çocuk tacizi dahil 14 suçtan sabıkalı, İslam düşmanlığı üzerinden prim yapıyor, sık sık provokatif eylemleriyle dikkati çekmeye çalışıyor.. 200'e yakın polisin korumasında Kur'an-ı Kerim'i hedef aldı, Hazreti Muhammed'e hakaret etti.

İslamofobi militanı Paludan'nın yaygınlaştırmaya çalıştığı bir eylem biçimi olarak Kuran Yakma Provokasyonu uluslararası ilişkiler olgusu haline gelmiştir. Rasmus Paludan, 2020 yılında Kuran Yakma Provakasyonu amacıyla gittiği Fransa ve Belçika'dan sınır dışı edilmişti. İki ülkeye de girişi 1 yıl süreyle yasaklandı.

WAGENSVELD'İN PROVOKASYONU

Hollanda'da Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketi lideri Edwin Wagensveld, Kur'an-ı Kerim yırttı. Lahey'deki parlamento binası önünde Kur'an-ı Kerim'i yırtma görüntüsünü Twitter hesabından paylaştı. Wagensveld'in tek başına yaptığı gösteri polis korumasında gerçekleşirken, ırkçı lidere Kur'an-ı Kerim'i yakmaması şartıyla izin verildiği belirtildi. Paylaşımın devamında, yırtılan Kur'an sayfalarının başka bir yerde tava içinde yakıldığı görüldü.

22 Ekim 2022'de Rotterdam'da Kur'an-ı Kerim yakmayı planlayan PEGİDA'nın eylemi, Wagensveld'in gözaltına alınmasıyla başlamadan bitmişti. Rotterdam'daki gösterinin planlandığı yerde toplanan Müslüman gruplar, PEGIDA'nın Kur'an-ı Kerim yakacağını açıklamasına rağmen gösterisinin yasaklanmaması nedeniyle karşıt gösteri düzenlemişti. Gözaltına alındıktan sonra aynı gün salınan Wagensveld, ertesi gün Lahey kentinde, benzer bir eylem gerçekleştirmek istemiş fakat polis, gösteri kurallarına uymadığı gerekçesiyle Wagensveld'i yine gözaltına almıştı.

Hollanda Savcılığından 17 Kasım'da yapılan yazılı açıklamada, Rotterdam'da PEGIDA gösterisinde megafon kullanarak Hz. Muhammed'e hakaret ettiği için polis tarafından gözaltına alınan Wagensveld'in, İslam inancına mensup kişilere değil dinin kendisine hakaret ettiği ve herhangi bir suç işlemediği gerekçesiyle yargılanmayacağı bildirilmişti. Wagensveld de Hollanda’daki Müslümanları hedef göstermektedir.

AVRUPA’DA YÜSELEN FAŞİZM

Avrupadaki bu saldırılar münferit alelade bir nefret suçu olarak görülmemelidir. Her şeyden önce Rasmus Paludan ve  Edwin Wagensveld arkasında bir kitle olan liderdir. Paludan da Wagensveld de ‘Çakma Hitler’dir.

Son yıllarda İslam’a yönelik nefret suçları işleyen ve kamu düzeninin bozulmasına yol açan Paludan ve Wagensveld gibi İslamofobi militanlarının sözkonusu eylemleri devlet tarafından himaye ediliyor. 

Saldırıların kolektif/siyasi bir hareket tarafından gerçekleştirilmesi, uluslararası nitelik kazanması ve hükümet yetkilileri tarafından korunması durumun vahametini artırıyor.

İslamofobi ve nefret suçlarının yükselişi karşısında Avrupalı devletlerin hem uluslararası hukuku hem de kendi iç hukuklarını uygulamakta gösterdiği zafiyet kaygı vericidir.

Avusruya, İsveç, Danimarka, Hollanda’daki yetkililerin ve diğer Avrupalı yetkililerin gözden kaçırdığı önem bir husus var, o da göz yumulan ırkçı hareketlerin giderek kıtadaki ana akım siyaseti ele geçirdiği gerçeğidir.

İSLAMOFOBİ YASAKLANSIN

Avrupa’da İslam’ı hedef alan ırkçı ve nefret suçu içeren saldırılar gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bunun nedeni, çağdaş küresel Haçlı seferi İslamofobi’dir.

New York'taki 11 Eylül saldırılarından sonra küreselleşmenin ideolojisi olarak İslamofobi ilan edilmiştir. İslamofobinin popülaritesinde Huntington’un ünlü "Medeniyetler Çatışması" makalesinde İslam'ı Batı için bir ‘potansiyel düşmanlık odağı’ olarak lanse etmesinin önemli bir etkisi olmuştur.

İslamofobi, en basit tabiriyle İslam'a ve Müslümanlara karşı duyulan korku kılıfına bürünmüş düşmanlıktır; şiddetle iç içedir. İslamofobi kavramı, Avrupa’daki Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerde Müslümanlara yönelik şiddet olaylarıyla farkedilir ve yaygınlaşır hale gelmiştir.

İslamofobi’nin amacı İslam dünyasını kaosa süreklemektir; bu nedenle bireysel ve küçük grup tepkilerine yol açacak şekilde tahrikler yapılmaktadır. İslamofobi, küresel çapta bir toplum mühendisliğidir. Bu İslamofobi militanlarının gerçekleştirdiği Kuran Yakma Provokasyonu'nun yaygınlaşması, bütün İslam ülkelerinde devletle milleti karşı karşıya getirecek, rejimleri sorgulatacaktır. Bireyler ya da küçük grup eylemleriyle geçiştirmek vebaldir. 

İslam İşbirliği Teşkilatı imtihandadır, denenmektedir; ya İslam Devletleri Birliği Teşkilatı olarak uluslararası aktör olmanın gereğini yerine getirir ya da yok olup gidecektir.

Türkiye öncülüğünde bütün İslam devletleri kanun çıkarıp acilen İslamofobi'yi yasaklamalıdır. Müslüman halk, milli irade burada devreye girmeli ve kendini güçlü bir şekilde göstermeli, bir an önce ‘İslamofobi Yasağı’ yasalaşmalıdır.

İkinci aşama da diğer 140 devletin İslamofobiyi yasaklamalarını sağlamak olmalı.. Yahudiler, Ermeniler bunu başardı.. Müslümanlar da uluslararası gündeme taşıyabilir ve parlamentolar arası ilişkilerle başarabilir.

İslamofobiyi yasaklayan yasa teklifi TBMM'nin gündemine bir an önce gelsin.

Millet görsün kim savunuyor, kim karşı..

Yorumlar4

  • Nazif 1 yıl önce Şikayet Et
    Kendimizi kendi kavramlarımızla, başkalarını da kendi kavramlarıyla anılmalı. Oryantalist, İslamofobi ve modern gibi kelimeler olduğu gibi kullanmalı. İslamcı, milliyetçi ve muhafazakar gibi kavramlarla kendimizi ifade etmemeliyiz. Oryantalizm, bilim kılığına bürünmüş ideoloji olduğundan doğu bilim çevirisi ya da yerine konulacak bir kavram yanıltıcı olabilir. Çocuğu babasının koyduğu isimle çağırmak esastır.
    Cevapla
  • Kompataro 1 yıl önce Şikayet Et
    İslam'ı gerçek yaşayan bir ülke görseler eminim ki böyle yapmazlar
    Cevapla
  • salman 1 yıl önce Şikayet Et
    İslamofobi tabirini bence kullanmamalıyız, bunun yerine islam düşmanlığı tabiri daha uygundur. Ortada nefret suçu vardır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ahrar 1 yıl önce Şikayet Et
    İslam fobi kelimesi hafif kalır, bu kelime, batının bize empoze ettiği bir kelimedir. Batının kavramlarıyla konuşmak, yazmak ,yanlışların en büyüğüdür. Bunun yerine İslam düşmanlığı demek lazım.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat