Batıcılık resmi ideoloji olursa..

  • GİRİŞ04.04.2023 09:23
  • GÜNCELLEME05.04.2023 09:34

Bireyin gelişimi ve toplumun devamı birbirine bağlıdır. İnsan tabiatı ancak toplum içinde gelişebilir. Birey, toplum ve devleti çatıştıran Batıcı düşünce; sosyal düşüncelerini bu üç unsurun egemenlik mücadelesi olarak kuramlaştırır. Kapitalizm, toplum ve devletin bireye tabi olmasıdır. Sosyalizm, birey ve devletin topluma tabi olmasıdır. Faşizm de  birey ve toplumun devlete tabi olmasıdır. Bu üç sosyal düşünce de ütopyadır. Çünkü birey, toplum ve devleti ne çatıştırmak çözümdür ne de denge sağlamak mümkündür. Birey, toplum ve devlet, ancak hakikate tabi olarak, ilahi iradeyi (din) ortak irade haline getirerek dengeye (adalet) kavuşur.

Bir sosyal sistem, değişik işlevleri yerine getiren çeşitli alt sistemlerden, unsurlardan ve mekanizmalardan oluşmaktadır. Medeniyet denilen sosyal sistemde din, aile, ekonomi, politika, ordu, yargı, eğitim ve sağlık teşkilatı gibi alt sistemler birbirleriyle uyum içinde çalışır.

Bazı durumlarında bu alt sistemler birbirleriyle dengeli olarak işlevlerini yerine getirememektedirler; ortak hedefler yitirilir, parçalar arasındaki denge bozulabilir ve bir örgütsüzlük, yapısızlık ve erime hali gözükebilir. Gerçekleşen bu olumsuz değişime, sosyal çözülme denir. Bir başka deyişle sosyal çözülme, sosyal gruplar arasındaki sosyal mesafenin toplumun işleyen bütününü aksatmasıdır.

Sosyal çözülme aşamasında, sosyal hayatın tamamında ya da bir kısmında sapmalar ve eşgüdüm eksikliği ortaya çıkar. İşlevlerin yerine gelmesinde uyumsuzluk baş gösterir ve amaçlara ulaşmada problemler yaşanır ki kültür yozlaşır, mevcut davranış kuralları, gelenek, ahlak ve hukuk, bütünlük sağlamadaki etkisini kaybeder, barış ve dayanışmayı sağlayan güçler zayıflar.

Yani sosyal çözülmede bir toplumu ayakta tutan inanç ve değerler sistemi etkinliğini yitirerek sosyal kurumlar yeni norm ve değerlere uyum sağlayamaz olur. Bu durumda toplum, “bir canlı gibi yine ayakta, yürüyor, görevlerini yapıyor ancak, eski sağlıklı duruma sahip değildir”.

Bu bağlamda Batılılaşma bizim toplumumuzda kültürel yozlaşma ve sosyal çözülme işlevi görmüştür. Batıcılık, kültürü yozlaştırıp sosyal çözülmeyi hızlandırarak bölücülük ve yıkım getirmiştir.

SOSYAL ÇÖZÜLME

Eskilerin fesat dediği sosyal çözülme, bir grubun yahut bir toplumun normlarının, bireyler üzerindeki etkilerini yitirmeleri halidir. Sosyal bilimlerin tespit ettiği sözkonusu sosyal çözülmeyi doğuran önemli faktörler arasında şunlar sayılabilir:

1.Sosyal ilişkilerde ve aile yapısında karşılıklı sevgi, saygı, bağlılık ve dayanışmanın zayıflaması;

2.Kişilik sistemindeki bozulmalar, değerler ve normların etkinliğini yitirmesi;

3.Kültürün taşıyıcısı dilin bozulması; edebiyatın ve sanatın canlılığını yitirmesi;

4.Aydınların halktan kopması ve iletişimsizlik; giderek aydının yabancılaşması halkla, dinle ve tarihle problemli hale gelmesi.

5.İdeal birliğinin kaybolması; toplumu kuran birlik, düzen ve barışın yitirilmesi.

6.Yetersiz sosyalleşme, etnik taleplerin üst bir kimlikle uzlaştırılamaması;

7.Din ve mezhep anlaşmazlıklarını giderici çalışmaların yetersizliği,

8.Din ve vicdan hürriyetinin kullanılamaması;

9.Eğitim ve öğretimin millî olma niteliğini yitirmesi;

10. Birey, toplum ve devlet çıkarlarının birbirine zıt zannedilmesi ve çatıştırılması.

11.Ekonomik ve siyasi istikrarsızlık;

12.Can ve mal güvenliğinin zedelenmesi;

13.Hukuk devleti anlayışının zedelenmesi;

14.Kurumsal otoritelerin, insanlar üzerinde etkili olmaktan, normatif kontrol sağlamaktan geçici olarak yoksun kalması;

15.Medyada; kültür ve sanat faaliyetlerinde topluma birleştirici, barışçı ve bütünleştirici mesajların verilmesi yerine sürekli olarak çatışma, normal dışı ve bölücü mesajların iletilmesi;

16.Aydın yetiştirilemediğinden zamanla değişen sosyal yapıya uygun yeni sosyal müesseselerin veya dengelerin getirilmemesi gibi hususlar sayılabilir.

BATICILIK RESMİ İDEOLOJİ OLURSA 

Sosyal çözülmenin ilk işareti sosyal bozulmadır. Sosyal bozulma ve kültürel yozlaşma, maddi manevi ihtiyaçlarını temin etmeye çabalayan bir toplumun önüne değişik engellerin ortaya çıkması sonucunda, toplumun huzursuz olması, manevi değerlerin tedrici bile olsa belirgin bir şekilde yitirilmesi ve gelecekten ümidini yavaş yavaş kesmesidir. Bu yüzden ülke tarihinde bir sosyal bozulma olarak belirginleşen Batıcılık adı verilen sosyal değişim, bir sosyal çözülmedir.

Toplumumuzdaki Batıcı sosyal çözülmenin ya da sosyal bozulmanın farklı şekillerde ortaya çıktığı görülmektedir. Batıcı sosyal çözülme tiplerini beş başlık altında toplamak mümkündür.

1.Bireyler arası çözülme: Bencillik, pragmatizm, nemelazımcılık, konformizm, hedonizmin yaygınlaşması..

2.Gruplar arası çözülme: Bir toplulukta ayrı ayrı biz duygusunu taşıyan küçük cemaatlerin veya fırkaların sayısı giderek artıyorsa o toplum küçük gruplara ve fırkalara bölünerek çözülüyor demektir.

3.Müesseseler arasında çözülme: Kültür değişmelerinin müesseseler arasında uyumsuzluk şeklinde karşımıza çıkan tipidir; eski müesseselerin yüklediği rollere alışkın bireylerin yeni müesseselerin fonksiyonlarını aksatmaları şeklinde belirir..

4.Bireylerle müesseseler arasında çözülme: Bireyle müesseseler ve grup arasında çözülme ve anarşi. Grubun kültür değerlerinden bazılarını yeni yorumlarla zenginleştirmek isteyen bireyler, özellikle şehirlerde hâkim olan sosyal hayatta ortaya çıkarlar. Her yeni fikir ve yorum, başlangıçta bireyin mensup olduğu büyük grup, yani toplum tarafından yadırganır. Böylece, bireyle onun mensup olduğu toplum arasında bir çözülme ortaya çıkar. Fakat yeni fikir veya yorum, değişen sosyal yapının yeni ihtiyaçlarına gerçekten bir cevap teşkil edebiliyorsa bireyle toplum arasındaki çözülme ortadan kalkar, çünkü toplum, reform getiren bireyin başardığı işin önemini ve değerini zamanla çok iyi kavrar.

5.Bireyle grup arasındaki çözülme: Bireyin mevcut normlara tamamen sırt çevirdiği hallerde "anarşi" doğurur. Toplumun varlığını tehdit eden anarşi ise, temelde kültürün birleştirici değer hükümlerinin ve yazısız normlarının fertler tarafından benimsenmemiş olmasından kaynaklanır. Şüphesiz toplum yaşamında iş birliği ve çatışma bir arada yer alır. Yalnız uyum ya da yalnız çatışmanın var olduğu bir sosyal hayat düşünülemez. Ancak yine de toplum yaşamında uyumun ağır basmadığı, egemen olmadığı durumlarda toplum ya çözülmüş ya da çözülüyor demektir.

Sosyal çözülmeye neden olan faktörlere baktığımızda geniş bir çeşitlenmeyle karşı karşıya geliriz. Kimi faktörler iç dinamiklerden kaynaklanırken, büyük bir çoğunluğu gelişmiş ülkelerin “iktidar alanlarını genişletmek” için kullandığı araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dolayısıyla sosyal bilimlerin tespitine göre Batıcılık sosyal çözülmesi, devlet açısından bölünme ve kendini yıkma anlamına gelmektedir. Batıcılık resmi ideoloji olursa, çözülme ve parçalanma kaçınılmazdır. Ne yazık ki 1909’dan beri Batıcılık resmi ideolojidir.

21. yüzyılın belirleyici özelliği olan teknolojik gelişmeler, sosyal bütünleşmeye yardımcı olabildiği gibi tam tersi gelişmelere de neden olabilmektedirler. Bazı ülkelerce etki alanlarını genişletmek için kullanılan bu araçlar, bir toplum ya da kültürün başka toplum ya da kültüre model teşkil ederek değişmeye zorlamasına ön ayak olmuşlardır. İletişim alanındaki etkilerin yanında uluslararası ekonomik ve siyasal oluşumlarla ilişkili çeşitli düşünce akımları da yöneldiği toplumlarda sosyo-kültürel bütünlüğün sarsılmasına yol açabilmektedirler.  

Görüldüğü gibi, çözülmeye zemin hazırlayan faktörler çeşitlilik arz etmektedir. Çözülmeyi önleyici tedbirler de aynı şekilde çeşitlidir. Örneğin, P. Sorokin, çözülmenin kültürel hedeflerde sağlanacak mantıki-manalı bir bütünleşmeyle önlenebileceğini savunur. Bu tedbirler konusunu da bir müstakil yazıda ele alacağım inşallah.

Yorumlar2

  • Ezel 2 yıl önce Şikayet Et
    Çok istifade edilecek bir yazı Kaleminize sağlık
    Cevapla
  • Okuyucu 2 yıl önce Şikayet Et
    Resmi ideoloji mi olur? İdeolojiler, 20. yüzyılda kaldı. Türkiye ideolojiler cenneti hala..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat