Allah’ı tanıyan aşık olur

  • GİRİŞ17.09.2023 12:25
  • GÜNCELLEME19.09.2023 09:04

Bütün peygamberler önce  Allah celle celaluhunu tanıtarak tebliğ vazifelerine başlamışlardır. Son peygamber Hz. Muhammed sallahu aleyhi vesellemle son kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’in gönderiliş amacı, Allahu Tealanın varlığını ve tek ilah olduğunu öğretmektir. Allahu azimüş şanı tanımadan gerçek imana ulaşılmaz; icmali imandan tahkiki imana geçmek zorundadır insan. İman olmadan doğru yol, Sıratı Müstakim bulunamaz.

Peygamber efendimiz sallahu aleyhi vesellem, ‘Allahü teâlânın yarattıklarını düşününüz, O’nun zatını düşünmeyiniz. Çünkü siz O’nun kadrini takdir edemez, O’nu anlamaya güç yetiremezsiniz’ buyuruyor.

İslam alimleri, Allah celle celaluhunun sıfatlarını, zati sıfatlar, subiti sıfatlar ve fiili sıfatlar olarak üçe ayrılmışlardır:

ZATİ SIFATLAR

Allah celle celaluhunun zâtî sıfatları şunlardır: a) Vücut: Var olmak; b) Kıdem: Allah celle celaluhu ezelidir; c) Beka: Allah celle celaluhu ebedidir; d) Muhalefetü’n-Lil-havadis: Allah celle celaluhu yarattığı hiçbir varlığa benzemez; e) Kıyam Bi-nefsihi: Allah celle celaluhu kendi zatıyla vardır; f)Vahdaniyet: Allah celle celaluhu birdir.

Allah’ın zati sıfatları, Allah’ın zatına mahsus olup, başka varlıklarla ortak paydası olmayan sıfatlardır.

SUBUTİ SIFATLARI

Allah’ın subuti sıfatları da şunlardır:

1.Hayat: “Dirilik” demektir. Allah celle celaluhu hakiki ve ezeli hayat ile diridir. Her canlıya O hayat vermektedir. Hayatın sebebi ve kaynağı O’dur. Kur’an-ı Kerim’de, “Allah celle celaluhu, O’ndan başka ilah yoktur; O, hayydir, kayyûmdur.” (Bakara Suresi; Ayet: 255) buyrulmaktadır. Allahu Tealanın hayat sıfatı kâinatta her daim tecelli eder; O hem hayatın sahibidir hem de hayatın devam edebilmesinin sebebidir, izni olmadan başta insan olmak üzere hiçbir canlı hayatiyetini sürdüremez. Her nefeste insan O’na muhtaç, hayatın devamını sağlayan her şeyi O’na borçlu.

2.İlim: “Bilmek” demektir. Allah celle celaluhunun her şeyi ezelde bilmesidir. Allahu Teala ilim sahibidir, ilmi her bir varlığı kuşatmıştır; yerde ve göklerde olan her şeyi bilir. Olmuş olanları da olacak olanları da bilir. O’nun bilmediği herhangi bir şeyin olması asla düşünülemez. Kâinat ve kâinatta olan her şey yokken onların hepsini, nasıl ve ne zaman olacaklarsa öylece bilir. Kur’an-ı Kerim’de, Allah Teala’nın ilim sıfatıyla ilgili pek çok ayet vardır: “Göklerde ve yerde olanları Allah celle celaluhunun bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah celle celaluhu, her şeyi bilendir” (Mücâdile Suresi; Ayet: 7).

3.İrade: “Dilemek” demektir. Mümkün olan her şeyin olması veya olmaması yönünde tercihte bulunmak, karar vermek demektir. Allah celle celaluhu diler ve dilediğini yapar. O’nun iradesi önünde hiçbir engel yoktur. Kur’an-ı Kerim’de;  “...İşte böyledir, Allah celle celaluhu dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece ‘Ol!’ der; o da oluverir.” (Al-i İmran suresi; Ayet:. 47) buyrulmaktadır. O dilediği için Zekeriya aleyhisselamın ilerleyen yaşına rağmen çocuğu olmuş (bk. Al-i İmran suresi 39. ayet; Meryem suresi 7. ayet) ; Hz. İsa aleyhisselam da babasız olarak dünyaya gelmiştir (Al-i İmran Suresi; Ayet: 45-48). Allah celle celaluhunun iradesine külli irade, insanın iradesine cüz’i irade denir. O’nun takdiri ve külli iradesi, insanın cüz’i iradesiyle birlikte değerlendirilmelidir. Cenab-ı Hakk’ın mutlak iradesi, insanın iradesini ve sorumluluğunu ortadan kaldıran bir etken olarak anlaşılmamalıdır.  

4.Semi: “İşitmek” demektir. Allah celle celaluhu, her şeyi, uzaklık ve yakınlık söz konusu olmadan, işitir; insanın fısıltılarını dahi işitir. O’nun işitmek için bir organa veya herhangi bir vasıtaya ihtiyacı yoktur. Herhangi bir kuvvet veya sebep onun işitmesine engel olamaz.  “... Onlara karşı Allah celle celaluhu sana yeter. O işitendir, bilendir” (Bakara Suresi; Ayet 137).   

5.Basar: “Görmek” demektir. Allah celle celaluhu, her şeyi görür. Görmek için herhangi bir organa veya araca ihtiyacı yoktur. Bir şeyin, gizli açık, uzakta ve yakında olmasıyla kapalı açık, aydınlık ve karanlık, küçük ve büyük olması fark etmez. O’nun görmesinin bir sınırı yoktur. Hiçbir şey O’nun görmesine engel değildir. Kur’an-ı Kerim’de  “Şüphesiz Allah celle celaluhu bütün yaptıklarınızı görür.” (Bakara Suresi; Ayet: 110) buyurulmaktadır.

6.Kudret: “Güç yetirmek” demektir. Güç ve takdir sahibi olmaktır. Allah celle celaluhunun her şeye gücü yeter, güç yetiremeyeceği, zorlanacağı hiçbir şey yoktur. Allahu Teala’nın kudretinin önünde hiçbir engel yoktur. Kur'an-ı Kerim'de “Şüphesiz Allah celle celaluhu, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”  (Nahl Suresi; Ayet: 77) buyurulmuştur.

7.Kelam: “Söylemek, konuşmak” demektir. Allah celle celaluhu organa, harf ve sese ihtiyaç duymaksızın konuşur; peygamberlere ve meleklere istediğini söylemiş ve duyurmuştur. Kelam sıfatının bir tecellisi olarak kitaplar göndermiş ve bu şekilde kullarına mesajını iletmiştir. Kur’an-ı Kerim ve diğer semavi kitaplar O’nun sözüdür. Kur’an’ın ilk muhatapları Araplar olduğundan Kur’an da Arapça indirilmiştir: “Apaçık Kitab’a andolsun ki iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.” (Zuhruf Suresi; Ayet: 2-3).  

8.Tekvin: “Yaratmak” demektir. Kâinatı ve kâinattaki tüm varlıkları yaratan, yaşatan ve besleyip büyüten Allah celle celaluhudur. O’ndan başka yaratıcı yoktur. Allah Teala var etmek istediğini kudret ve tekvin sıfatıyla yaratır. Var etmek, var ettiğini beslemek, büyütmek ve varlığını devam ettirmek hep bu tekvin sıfatının neticesidir. Kur'an-ı Kerim'de:  “Göklerde ve yerde bulunan herkes, O’ndan ister. O, her an yaratma hâlindedir.” (Rahmân Suresi, Ayet: 29) buyurulmaktadır.

FİİLİ SIFATLARI

Allah celle celaluhunun zati ve subûtî sıfatları yanında fiili sıfatları da vardır. Bu sıfatlardan bazıları şunlardır:

HALK: Hâlik ismi, halketme (yaratma) fiiline işaret eder.

İBDA’: Mübdi’ ismi Allah’ın celle celaluhu benzersiz bir şekilde yaratmasını ifade eder.

İHYA: Muhyî ismi ihya etme (can verme) fiilini gösterir.

İMATE: Mumît ismi hayata ve canlılığa son verenin de Allah celle celaluhu olduğunu gösteren fiildir.

TERZİK: Rezzak ismi Allah’ın celle celaluhu rızık vericiliğini bildirir.

İşte bunlar, Cenab-ı Hakk’ın sıfatları olup, O bu sıfatlarla bilinir ve tanınır. Allah celle celaluhuna inanmak demek, bu sıfatların, Allah’ın zatı ile kaim olduklarına inanmak demektir.

TANIYAN AŞIK VE TESLİM OLUR

Allah’ın sıfatları, şahadet aleminde her an tecelli etmektedir. Kainattaki ilahi nizama bakınca Allahu Tealanın ilim, irade ve kudret sıfatlarının tecellilerini görmekteyiz. Semi ve basar sıfatları, ilim sıfatıyla; irade sıfatını, kelam sıfatıyla; kudret sıfatını da hayat ve tekvin sıfatlarıyla birlikte ele alabiliriz. Mesela hayat sıfatı, mahiyeti ve hakikatı itibariyle çok farklı olmakla beraber, bitki, hayvan ve insanlarda da vardır. Allah celle celaluhu irade sahibi olduğu gibi insan da irade sahibidir. Tabii ki iki irade arasında fark vardır. Allah’ın celle celaluhu iradesi sonsuz ve mutlaktır, insanın iradesi ise sınırlı ve kayıtlıdır. İnsanların iradesi Allah celle celaluhunun iradesi sonucu var olmuştur. İnsanın bilmesi, işitmesi, görmesi, kudreti, iradesi ve söylemesi çok sınırlıdır; bu sıfatlar insana Allah celle celaluhuyu keşfetmesi, tanıması ve tanıklık etmesi için, iletişim kurması için lütfetmiştir.   

Allahu Tealanın varlıktaki tecellisinin kemalidir insan. İnsan, Allah celle celaluhunu tanıyıp kulluk etsin diye yaratılmıştır.. İlahi sıfatları mütecelli kainat ve Kur’an-ı Kerim okunmadan, Hz. Peygamber sallahu aleyhi vesellemin hayatı öğrenilmeden Allah celle celaluhu tanınmaz. Allau Teala insanla bu üç kanaldan iletişim kurmaktadır. 

Allah celle celaluhunu sevmek, O’nu bilmeye ve tanımaya bağlıdır; insan, ancak bildiğini ve tanıdığını sever. Allah celle celaluhunu tanıyan, O’na aşık olur, teslim olur; teslim olan da istikamet üzere yaşar; kişi sürekli sevdiğiyle birlikte olmak ister. İstikamet demek ilim, iman, ibadetlere düşkünlük, salih amel, fazilet ve güzel ahlaktır; istikamet üzere yaşayan kişiye salih, Allah dostu denir. İstikamet üzere kurulan İslam milleti Allah sevgisinden dolayı adaletli bir devlet adamının velayetinde, ilayı kelimetullah idealiyle yönetilen İslam devletinde, İslam medeniyetinde yaşar. Müslüman, Allah’a isyan eden yöneticiye, müşrik, münafık ve kafirin velayet hakkı olmadığından itaat etmez. Allah sevgisi, adaletli olma ve adaletle yönetilme iradesiyle tezahür eder.

Yorumlar7

  • Levent 15 10 ay önce Şikayet Et
    GÜZEL RABBİM NE YARATTIYSA GÜZEL YARATMIŞ! Yaradılış bozan yine insan olmuş!... Hikmetinden sual olunmaz!
    Cevapla
  • Osık 10 ay önce Şikayet Et
    Dema
    Cevapla
  • aşk 10 ay önce Şikayet Et
    aşk imiş her ne var âlemde gerisi boş gerisi yalan ilim bilim dedikleri boş bir dedikodu imiş
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bestami Yazgan 10 ay önce Şikayet Et
    Kaleminize sağlık azizim.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Konyalı 10 ay önce Şikayet Et
    Kâinat bir san'attır san'atkârı Allah'tır. Bir nakıştır nakkaşı Allah'tır. Bir resimdir ressamı Allah'tır. Vesselam.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat